Günümüzde yalakalık, dalkavukluk meslek oldu.
İnansın, inanmasın; beğensin, beğenmesin, eğer başkanları, yöneticileri, yani kendilerine yön verenler takdir edecekse, memnun olacaksa, hemen onun sevdiği, istediği dilden konuşmaya başlıyorlar…
10 Kasım Atatürk’ü Anma gününde bile bindirilmiş kıtalar, Recep Tayyip Erdoğan lehine sloganlar attılar ve bunu AKP’nin ileri gelenleri büyük bir zevk ve mutluluk içinde seyretti. Dinledi…
Siz, mezarlık ziyaretlerinde slogan atan birilerini gördünüz mü hiç bugüne dek? Var mıdır bunun bir tek örneği, benzeri? Siz mezarlığa slogan atmaya mı, dua etmeye mi gidersiniz?
Nasıl bir saygısızlıktır bu?
Nasıl bir değer bilmezliktir bu?
Hiç yeri ve zamanı değilken, sen çık, bir dünya önderinin, bir dünya liderinin anma gününde bir başkası için slogan at.
Bu hangi kitapta, hangi yasada, hangi gelenek ve görenekte yazar?
Günümüzde insanlar arasında ne saygı kaldı ne sevgi…
Ne büyük ne küçük biliyorlar…
Ne gelenek ne görenek…
Ne ahlak ne adap kaldı…
Yandaşlar, sırf efendilerine yaranmak için, onların istediği gibi hareket ediyorlar.
Onların istediği türden davranışlar sergiliyorlar.
Politikacılar, Liderlerinin düşünceleri, beğenileri doğrultusunda demeçler veriyorlar, bildiriler kaleme alıyorlar.
Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlar, gerçekleri çarpıtıyorlar.
Karaya ak, aka kara diyorlar.
Sırıta sırıta, kahkahalar atarak doğruya yanlış, yanlışa doğru diyorlar…
Bir gün önce bir bakan “Enflasyon şu seviyede olacak, şu rakamlarda gerçekleşecek” diyor, bir gün sonra tıpa tıp, aynı rakam ilgili istatistik kuruluşu tarafından ilan ediliyor…
Bu mümkün müdür?
Yalanla dolanla, istatistikleri değiştirerek, gerçekleri çarpıtarak, halkın yaşantısını, yiyip içtiğini, alıp sattığını, mutfağa giren gıdanın fiyatını değiştirebilir misiniz?
Bu yöntemle ekmeğin, domatesin, soğanın, elektriğin, doğalgazın, benzinin fiyatını yarıya düşürebilir misiniz?
Yalanla dolanla tencereleri kandırabilir misiniz?
Tencere aldanır mı? Mutfak aldanır mı?
Açlıktan, yokluktan, yoksulluktan yok olanları, can verenleri, canlarına kıyanları ve bebeleri geri getirebilir misiniz?
Suyu tersine akıtabilir misiniz?
Uluslararası maden şirketleri uğruna kesilen 35 milyon metreküp ormanı, geri getirebilir misiniz?
Güneşi balçıkla sıvayabilir misiniz? Güneş, balçıkla sıvanır mı?
Güneş gerçektir.
Tencere gerçektir.
Yokluk, yoksulluk, açlık gerçektir.
Zulüm, işkence, acı, çile çekmek gerçektir.
Ölüm gerçektir. Yalanla dolanla bu gerçekleri değiştirebilir misiniz?
Gün gelecek, yarattığınız bu yalan dünya içinde boğulup, gideceksiniz. Yalan bataklığında can vereceksiniz.
Gün gelecek tencere ve açlık, yalan üstüne kurduğunuz politikalarınızı yenecek. Alt edecek… Onun karşısında gücünüz, saltanatınız çaresiz kalacak. Sıfırlanacak…
Sizler de sizden öncekiler gibi ellerinizle yarattığınız sorunlar içerisinde yitip, kaybolacaksınız…
Bir yanıt yazın