Necdet Buluz
Geçenlerde aile doktorumuza gittik, düzenli kullandığım biten ilaçlarımı yazdırdım. Her zaman ilaçlarımı aldığım eczaneye gittim. Yazılan ilaçlarımdan tansiyon için kullandığım ilacın yok olduğu, depodan gelince gönderileceğini söylediler.
Bu satırlar yazılıncaya kadar 3 hafta geçti, ancak ilaç gelmedi.
Eczacı arkadaşımın söylediklerini yansıtayım:
“Birçok ilaç gelmiyor. Sizin tansiyon ilacı da gelmedi, gelmesini beklemekten başka çaremiz yok. Muadili de yok. Eğer isterseniz ilacı yeniden yazdırıp başka eczanelerden arayın.”
Sorduğumuz diğer eczanelerde de tansiyon ilacının bulunmadığını söylediler.
Piyasalarda ilaç sıkıntısının giderek artmakta olduğu gerçeği ile yüz yüze kaldığımız görülüyor. Araştırmalarımızın sonucunu da paylaşalım:
Kuduz aşısı, şeker ilacı, tansiyon ilacı, kalp ilacı gibi en az 140 çeşit ilacın şu an piyasalarda bulunmadığı söyleniyor. Bu ilaçların bulunmamasının nedeni ise şubat ayında beklenen zam. 2018 yılında Euro kuru 2,69 seviyesindeyken firmalar 2019 yılı için açıklanacak euro kurunu bekliyor. Euro kurunda firmalar anlaşırsa söz konusu ilaçların çoğunun piyasaya sürülmesi gerçekleşecek.
Konu ile ilgili olanların ortak açıklamalarına da göz atalım:
“Özellikle ithal edilen ilaçlarda sıkıntı yaşanıyor. Sadece ilaç fiyatını düşürmeye yönelik hamleler yerine daha esnek, ilaca odaklı politikalar geliştirilmesi gerekiyor. İlaç fiyatında ekonomiciler, maliyeciler değil, asıl Sağlık Bakanlığı belirleyici olmalı. Bizim önerimiz kur değişikliklerinin yılda bir değil, piyasa şartları içerisinde gerektiğinde küçük oranlarda da olsa yapılması” dedi.Temel neden reel döviz kuruyla, Sağlık Bakanlığı tarafından ilaç için belirlenen döviz kuru arasındaki makasın çok açılmış olması. İlaçta dışa çok bağımlıyız, neredeyse yüzde 60’ı ithal. Yerli ilacın da hammaddesi yurtdışından. 20 Şubat’da yürürlüğe girecek yeni kuru bekleyen firmalar, ürettikleri ilaç adedini azaltıyor veya hiç üretmiyor. Yurtdışından getirdikleri ilaçları piyasaya vermiyor. Bu yıl ağustos ayında yaşadığımız döviz krizinden sonra firmalar çok daha fazla tedbir aldı. Bugün maalesef yaklaşık 500 kalem ilaç piyasada yok. Hastalarımız da ciddi sıkıntı içinde. Hastalara üzülüyor, çok ciddi sıkıntıları olabileceğini biliyoruz çünkü. Depoları arıyoruz, onlarda olmadığını öğrenince diğer eczacı arkadaşlarımıza soruyoruz. Üç kutu ilaç alması gerekirken, bulabilirsek bir kutuyla yollayıp, ‘İdare et’ diyoruz. Sorun acil çözülmeli. Geri dönülmez olaylara, hasta kayıplarına yol açabilir. Türkiye’nin her yerinde sıkıntı var.”
Ortada bir kargaşa ve sıkıntı var. Her geçen gün de bu kargaşa ve sıkıntı halka halka büyüyor. Düzenli kullanılması gereken ilaçların bulunmaması çok önemlidir.
Eczacılar da haklı olarak ilaç bulunmamasının suçlusu olarak kendilerinin hedef alındığına değiniyorlar:
“İlaç firmalarının bir zam beklentisi var. Gerekli çoğu ilaç ne yazık ki piyasada yeterli miktarda bulunmuyor. Bize sadece ilaçların bulunmadığı söyleniyor. Eczacılar ilaçlar meselesinde bir sorun yaşatamaz. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Rafta olan ilaçları hastaya vermeme gibi bir durum söz konusu olamaz. Yasal olarak bu suç sayılır. Bizim ilaçları temin ettiğimiz ecza depoları var. Depolar da bu ilaçları firmalardan temin eder. Bize de ilaçlar gelmediği zaman mecburen ‘yok’ demek zorunda kalıyoruz. İlaç saklamak gibi bir şey asla olamaz. Sorumlu üretici ve ithalatçı ilaç firmalarıdır. Tedarikçilerimizden istediğimiz bazı ürünleri bulamıyoruz.”
Diyeceksiniz ki “Bizi yönetenler, Sağlık Bakanlığı bu duruma ne diyor?
İşte Sağlık Bakanlığının açıklaması:
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ilaç teminine ilişkin iddialarla ilgili Twitter’dan açıklamalarda bulundu. Türkiye’de yürürlükte olan genel sağlık sigortasının dünyanın en geniş kapsamına sahip olduğunu vurgulayan Koca, Türkiye’de ruhsatlı tüm ilaçların uygun şartlar karşılandığında hastaların tedavisi için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından ödendiğini anımsattı. Hiçbir hastanın ilaçsız bırakılmaması için eldeki tüm imkanların kullanıldığına işaret eden Koca, şunları kaydetti:
“Ülkemizde ruhsatlı tüm ilaçlara erişimi sağlamanın yanında kanıta dayalı doktor reçetesi olması halinde, ülkemizde ruhsatlı olmayan ve edinilmesi daha zor olan ilaçlar da yurt dışından temin edilip SGK tarafından bedeli ödenerek, hastalarımıza ulaştırılmaktadır. Son dönemdeki kur dalgalanmalarını fırsata çevirerek erişim konusunda sorun oluşturulduğu haberleri Bakanlığımızca yakından takip edilmektedir. Bu konuda gerekli hallerde hızlı ruhsatlandırma ve zorunlu ruhsat serbestleştirme yöntemi dahil alternatif temin yolları devreye alınarak, ilaçların ülkemize uygun fiyatla tedariki yoluna gidilmektedir. Durumu kendi çıkarlarına kullanmak isteyenlere asla fırsat verilmeyecektir.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın