Fransa’ya Anlayacağı Dilden Cevap Verilmelidir
Paris’te 5 yıl görev yapan biri olarak Fransa’yı yumuşak bir şekilde kınamakla sonuç alınamayacağına tanığım. Milli Savunma Bakanlığı PKK/YPG’yi müttefik olarak tanımlayan Fransa Ulusal Meclisi’nin kararlarına sert tepki göstererek kınamasının hiçbir etkisi olmaz: “Bilinmelidir ki Türkiye, terörizmle savaşın cephe ülkesidir.” Bakanlığın Fransa Ulusal Meclisi’ni “aklıselim” e davet etmesi suya yazılan yazıdır, etkisi sıfırdır.
Daha önce Dışişleri Bakanlığı’nın “Macron’un oy elde etmek uğruna, diplomatlarımızı şehit eden terör örgütlerinin Fransa’daki bugünkü uzantılarını memnun etmek amacıyla aldığı bu karar, müttefiklik ilişkisiyle de bağdaşmamaktadır. Bu tutuma her vesileyle gereken cevap verilecektir” açıklaması sözde kalmış, Türkiye’nin inandırıcılığı kalmamıştır. Bu konuda yapılacak etkili iki etkinlik vardır:
- Fransa’dan Légion d’Honneur nişanı alanların yayınlayacakları bir basın bildirisi ile bu nişanları Macron’a iade etmeleri, bundan sonra verilecek nişanları da kimsenin almamasıdır. Legion d’Honneur nişanı alan Türk vatandaşları olan Ali Sabancı, Leyla Alaton, Zülfü Livaneli, Yaşar Kemal, Tarık Zafer Tunaya, Sakıp Sabancı, İnan Kıraç, Yaşar Kemal, Sani Şener, Kamran İnan, ( iade etti) Erdoğan Teziç, (iade etti) Hikmet Çetin, Ayşe Gülsün Bilgehan, Lucien Arkas, Gökşin Sipahioğlu, Nebahat Akkoç, Mehmet Erbak ve Tunay İnce’in nişanı geçmişte Kamuran İnan ve eski YÖK Başkanı Dr. Erdoğan Teziç’in yaptığı gibi bir basın toplantısı düzenleyerek iade etmeleridir.
- Ankara’daki Paris Caddesi’nin adı, Ankara’nın en uzak semtinde bir sokağa verilmelidir. Fransa, Paris Büyükelçiliğimizin bulunduğu Paris’in en küçük sokağına (148 m. uzunluk, 15 m. genişlik) Ankara (Rue d’Ankara) adını vermiştir. Türkiye, Ankara’nın en güzel caddelerinden Paris Caddesi’nin (2,5 km) adının bir küçük sakağa verilmesi konusunu gündemine hiç almamıştır. Paris’te “Rue de Constantinople” caddesi vardır ama “İstanbul Caddesi”
- Bunları yapmadan suya yazı yazmaya devam edersek, hiçbir sonuç alamayız. Çünkü “lafla peynir gemisi yürümez” diyen atalarımızın herhalde bir bildiği vardır.