Babası, Julian Assange’ın hücre hapsinde günde 23 saate kadar tutulduğunu söyledi

Wikileaks’in editörü ve basın sözcüsü Julian Assange’ın babası John Shipton, oğluna yönelik tecridin pratikte yavaş yavaş uygulanan bir ölüm cezası olduğuna dikkat çekti.

Wikileaks’in kurucusu Julian Assange , Eylül ayının başlarında serbest  bırakılmasına rağmen günde 23 saat boyunca hücre hapsinde tutulduğunu belirtildi.John Shipton,  Londra’nın en yüksek güvenlik hapishanesi Belmarsh’a hapsedilmiş olan oğlunun “çılgınca ve histerik” muamele gördüğünü söyledi.Basın Birliği ile yapılan röportajda, Shipton, oğlunun bu kadar ağır cezaevi koşullarında tutulmasının “sağlığının kötüleştiğini” bu durumun“olağanüstü” olduğunu söyledi.

“Yasayı ihlal eden tek kişi İngiltere Hükümeti ve Taç Savcılığı 

“Ağustos ayında Julian’ı  ziyaret ettim – oğlum endişe duyuyor. Çok kilo kaybetti. Çok üzücü ve son bir yılda tedavisinin yoğunluğu arttı. “Her türlü işkenceye maruz kalıyor” dedi.

Shipton ayrıca İspanyol El Elis’in gazetesinde Ekvador büyükelçiliğinin ABD istihbarat servislerine karşı casusluğunu korumak için tuttuğu bir özel güvenlik firmasının tuttuğu bir rapora şaşırdığını da belirtti .

Cumartesi günü, Bay Shipton, Belmarsh hapishanesi dışındaki Gavin MacFadyen Ödülünü oğlu adına kabul edecek. Bilgi uçuranları tanıyan ve destekleyen ödüllendirme organı Assange’ı “cesur bir hakikat memuru” olarak tanımladılar. Bay Assange, neredeyse yedi yıldır yaşadığı Londra’daki Ekvador büyükelçiliğinden çıkarıldıktan sonra, casusluk, başta  olmak üzere çok sayıda suçlama altında .

Olaylar üzerine assange’nin Şubat 2020’de, ABD’de 175 yıl hapis cezasına çarptırılabileceği iddiası atıldı.

Mayıs’ta Assange’i görmek için yapılan ziyaretin ardından, BM’nin işkence konusundaki özel raportörü Nils Melzer, “Assange’de uygulanan istismarın kasıtlı, uyumlu ve sürekli niteliğini” kınadı ve “toplu zulmün” sona ermesi gerektiğini ekledi.

“Bay. Assange kasıtlı olarak, birkaç yıl boyunca, aşamalı olarak şiddetli zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da ceza biçimlerine maruz bırakıldı; bunlar, kümülatif etkileri sadece psikolojik işkence olarak tanımlanabilir. ” dedi.