Dünya bilim dünyası şokta. Yeni bir bilgi öğrendim. Azgınlık üst seviyeye çıktığı için Allah bu depremleri veriyormuş. Kahvehaneden Mehmet abi söyledi. Ama Mustafa abi bu söze çok sinirlendi. Olur mu öyle şey dedi. Amariga ve İzrail’in parmağı varmış bu depremlerde. Yeni bir savaş taktiğiymiş. Gizli silahlarını deniyorlarmış.
Şaka bir yana…
Doğma büyüme Gölcüklüyüm. Gölcük’ü bilenler bilir. Neredeyse yarısı askeri bölgedir. Gölcük şehri yerle bir olurken ve binlerce insan ölürken, askeriyede ise sadece tek bir bina yıkıldı. O da Subay orduevi.
Ve 17 Ağustos’un sabahında askeriyenin tellerine yardım çığlıkları ile yapışan o insanlar sonrasında ne dediler biliyor musunuz? Subay orduevinde Kuran’lar yırtılmış, üstünde dansöz oynatılmışmış. Deprem bu yüzden olmuşmuş.
Bugün İstanbul depremi olduğunda da bunu azgınlığa bağlayanları görünce bu sözler geldi aklıma. Allah İstanbul’u cezalandırmışmış. Ama ne hikmetse tek yıkılan cami minaresi.
Henüz ortaokulda bize deprem haritasını öğrettiklerinde misal Mersin’de veya Karaman’da deprem riskinin en az, İstanbul, Kocaeli, Düzce gibi yerlerde ise depremin olağan olduğunu kavramıştım. Ama görüyorum ki koca koca insanlar hala bunu kavrayamamış.
Uzun yıllar gözlemledim bu insanları.
Kim mi onlar?
Onları tanıyorsunuz.
Onlar…
Lozan’ın 2023 yılında biteceğine inanan o yüce insanlar…
Tek parti zamanında camiler ahır oldu sananlar…
Bir gecede cahil kaldığımıza inananlar,
Soruyorum.
Deprem mi bize Allah’ın cezası, yoksa bu insanlar mı?
Ahmet Özgür Türen
Yazıları posta kutunda oku