Bir hikâyenin sonuna mı geldik?
Tehlikeli bir zamandayız. Her şey değişiyor. Anlama seviyesi yükseliyor. İnsan başka insandan korkuyor. İnsanlık üzerinde olağan dışı bir baskı var.
Finans kapitalin imal ettiği insan ile yerli insan arasında dağlar oluştu.
Mega zenginlerin çıkarlarını korumak üzere kurulmuş düzenler, krizlerden bir türlü çıkamıyor. Mega zenginlerin çıkarlarını düzenleyen merkez bankaları, para piyasalarına hâkim olamıyor. Havlu atıyor.
Bankaların ürettiği kredi parası ( kaydi para) enflasyona sebebiyet veriyor. Hane halkını soyuyor.
Çevreyi koruyamadıkça, bedeli çalışanlar ödüyor. İnsanlık çevreyi katlederken de karar verici mega zenginler kazanıyor.
Sosyal medya var. Tekel medyasının ve mega zenginlerin etkinliğini kırıyor. Haber alıp haber satıyor.
Parasallaşma yani finansallaşma, metalaşma ve özelleşmeyle paraya olan güveni sarsıyor. Paranın üzerinde yazan değeri ile değişim değeri arasındaki fark artıyor.
Burayı biraz açalım. Kullanım değeri ile mübadele değeri arasındaki fark artıkça, toplumsal emek sömürüsü hızlanıyor. Geleceğe olan güven azalıyor. Örgütlenerek toplumsal çözümler üretemeyen insan vahşileşiyor. İşsizlik mafyalaşmayı besliyor. Gasp edilen toplumsal emek huzursuzlanıyor.
Burayı da biraz açalım. Toplumsal emeğin gasp edilmesi, milliyetçiliğin artışına sebep oluyor. Kurtuluşu burada arıyor.
Bir hikâyenin sonuna geldik.
Kapitalizm her kriz sonrası kendini kurtarmak için yeniden yapılanma ya da yaratıcı yıkım sistematiği ile var olanı yıkıp, yeniden yapardı. Lakin bu sefer, öldüren borçlar buna da imkân vermiyor.
Kapitalizmin elinde kendini kurtaracak enstrüman (araç) kalmadı ya da etkisi azaldı.
Dünya bölünmesi diye bir başlık oluştu.
Tarihte değişim süreçleri ve alternatifleri olarak komünizm ve kapitalim tercihleri söz konusuydu. Komünizm olmadığına göre, bu kez bambaşka ve hiç bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz bir şey ile karşı karşıyayız. Bu cendereden bir çıkış olacak ama nasıl olacak ve nereye varacağız? Bunları şimdiden kestirmek kolay değil.
Eskiden teknolojinin mülkiyeti tamamen mega zenginlerin elinde olduğundan, çıkışı teknolojide ararlardı. Gerçi gene yapay zekâ yoluyla buraya girmek istiyor. Lakin bu kez Google mi yoksa Huawei mi kazanacak o beli değil.
Çin’in üretecek devasa bir nüfusu var. Tüm dünyaya yetecek kadar üretimde aşırılığı var. Lakin onun da enerjiye ihtiyacı var.
Toplumlarda değişimi zorlayan asıl unsurun toplumsal emeğin mega zenginler tarafından gasp ediliyor olmasıdır. Krizler çalışanlara gelir aktarılmamasından ileri geliyor. Ellerinde aşırı birikim olduğu halde çözüme yanaşmayan mega zenginler bakalım ne zaman pes edecekler?
Dünya devletlerinin içine girmeye başladı bu yeni kriz, bakalım insanlığı ne kadar terbiye edecek?
Elbet köleliğin alınıp satılmaya konu olduğu düzenden nasıl çıktıysa, finans teröründen de öyle çıkacaktır.
28 Eylül 2019, bulentesinoğ[email protected]
Bir yanıt yazın