Ticaret türbülansı jeopolitik riskler ve Suudiler
Bölgemizdeki jeopolitik risklerin ana kaynağının, enerji olduğu, artık herkes tarafında biliniyor.
Dünya toplam hidrokarbon kaynaklarının büyük kısmının, orta doğuda olması, bölüşüm kavgasını da beraberinde getiriyor.
Kavganın esasını; Asya’da ortaya çıkan devasa üretimin, sürdürülüp sürdürülememesi ile ilgilidir. Amerika Çin’in enerji kaynaklarına ulaşmasını zorlaştırmak veya kesmek adına bölgede kaos siyaseti yürütüyor.
ABD’nin Kürdistan kurma iradesinin yüksek olması da buradan zuhur ediyor.
İran üzerinden yürütülen, Suudi- İran savaşının asıl sahibinin Amerika olduğunu ifade etmek fazladandır.
Görünmeyen asıl savaşın, Çin ABD arasında devam ettiğini görmek gerekir. İran ve Türkiye düşerse, Çin de düşer. Ülkemizdeki Amerikancıların, Çin ve İran düşmanlığının esası da buradan gelir.
Çin ABD arasında yürüyen bu vekaletler savaşı, ticarette büyük bir türbülans yaratıyor. Ve tüm dünyadaki malların serbest dolaşımını tıkıyor. Ticareti aşağıya çekiyor. Ulus devletlerin büyümesini engelliyor.
Bu gizli savaşın İran üzerinden açığa çıkan kısmında, İran Suudi Arabistan var. Asıl sorun ABD ve Çin arasındadır.
Çin petrol üreten ülkelerden petrol alabilmek için, Suudilere ve Araplara dolar ödemesi yapmak zorundadır. Bu ülkeler petrol satmada ABD dolarının dışında başka para kabul etmiyorlar.
Çin Suudilerden petrol alabilmek için Londra Para Borsasında komisyon ödeyerek ABD Doları alıyor ve getirip Suudilere veriyor.
Bölgeden yıllık bir trilyon dolarlık petrol bu şekilde satılıyor.
Petro doların ABD’ye sağladığı çıkarları ifade etmek gereksiz.
Amerika sağladığı bu çıkarlara rağmen, dünya piyasasına ucuz ürün satamıyor. İçinde bulunduğu finansallaşma ABD’yi sadece dolar ve silah satan bir ülke biçimine indirgiyor. Üretim olmayınca, teknoloji üretimi de geriliyor.
Bu konumuna rağmen dünyanın jandarması olmaya devam etmek istiyor.
Dünya’da yeni dengelerin kurulmasını tetikleyen asıl unsurun, Asya’da oluşan bu devasa üretim ve bu üretime karşılık gelecek (kâğıt paranın) dolar olup olmaması, dünyanın önünde duran asıl büyük sorundur.
Bölgede kısmı veya büyük bir savaşın olacağı kesin gibi görünmektedir.
Amerika, çıkarları konusunda kararlı olduğunu göstermek için İran’a düşük dereceli bir nükleer bomba atması felaketin ilk başlangıcı olabilir.
Çin ve Rusya’nın bu duruma ilgisiz kalmayacağını eğer ilgisiz kalırlarsa dünya dengelerinin tekrardan, geçici de olsa, ABD tarafına geçeceği tahmin edilebilir.
Savaşın sıcaklığının artığı bir dönemde, Suudilerin iktidar kalıp, hala ABD uşaklığını sürdürüp sürdüremeyeceği; insanlığın enerjiye ulaşmasında yeni kuralların ihdası zorunlu kılması muhtemeldir.
İnsanlığın enerjideki kaderini, bir avuç Vahabi Unsuruna terkedilemeyeceği açıktır. Böyle bir alt-üst oluştan sonra, ABD de kendisini ve petro-dolarlarını, Suudiler üzerinden meşrulaştıramaz.
25 Eylül 2019