Dünya dengelerine kısa bir bakış
Üzerinde Güneşin batmaz denildiği ülke, İngiltere battı. İngiltere’nin asıl sorunu, Brexit değil. Ekonomide kontağı çoktan kapatmış olmasından ileri geliyor. Demokrasinin beşiği denilen yerde, İmparatorluğun meclisi kapandı.
İngiltere için başka bir konuyu konuşmanın bir anlamı var mı?
Mekanik üretiminin merkez-üssü Almanya ilk kez resesyon işaretleri veriyor.
Ekonomik adalet tüm dünyada çökmüş, süper zenginler halklara yaşama hakkı tanımıyor.
Süper zenginlerin para politikalarının bekçisi konumundaki merkez bankaları, artık bu işlevlerini yerine getiremiyor. Para politikalarıyla ekonomik yağmanın sürdürülmesi zorlaştı. Para politikaları çöktü.
Kapitalizmin son icadı, finansallaşmanın sona geldiğini, NEGATİF FAİZ haber veriyor. Kapitalizm ders sonu zili çalıyor.
Amerika, Afganistan’da, 2001’de terörü temizleyeceğim diye girdiği Taliban savaşını kaybetti. Taliban ile(teröristlerle) defalarca barış görüşmeleri yapıyor. Ne olur beni Afganistan’dan kurtar diye…
Süper zenginlerin (çok uluslu şirketlerin) devleti Amerika, orta doğuda, petrol güvenliğini kaybetti. Kaybediyor. Suudi Arabistan petrol rafinerisine saldırı bu güvenliğin tehlikede olduğuna işaret ediyor.
İran, Rusya ve Çin Körfez’de ortak tatbikat yapacaklar.
ABD İran’a saldırmaktan korkuyor. Korkak diğer ülkeleri de kendi ambargosuna katarak bir şeyler yapmak istiyor.
Çin’in her türlü desteğini arkasına alan Rusya, orta doğuda yönlendirici bir güç olarak ortaya çıktı.
Teknolojik üretimin ve gelişimin asıl kaynağının maddi üretim olduğundan yola çıkarsak; artık teknoloji, üretimin olduğu yerde, yani üretim üssü haline gelen Asya’dadır.
Yukarıda yazdığım veya yazamadığım, kapitalist emperyalizm aleyhinde gelişen tüm unsurlar, yeni dengelerin kurulmasına öncülük ediyor.
Batı’ya ve Atlantik’e eski baktığımız göz ile bakamayız. Batı önemli ölçüde düşünce üretim krizine girmiştir. Düşünceleri karşılıklı kazanalımdan ziyade, sadece ben kazanacağım düşüncesinde yoğunlaşıyor.
Amerika’nın vesayetinden kurtulamayan Avrupa, siyasal sosyal dağılma sürecine girdi.
Öldüren borçlar sürecini de bu yazdığım hususlara eklersek, kapitalist emperyalizmimin geldiği noktayı daha iyi anlarız.
Tüm dünya ülkelerinin yıllık GSYİH’sı 80 trilyon dolardır. Oysa devletler 230 trilyon dolar öldüren borç yapmışlar. En fazla borçlu ülke de ABD.
Amerika hala kendisini tek kutuplu dünyada sanıyor. Sandığı bu sanal dünya, onu felakete götürecek.
23 Eylül 2019
Yazıları posta kutunda oku