Atatürk’e bir gün sorarlar;
-Efendim, Türk ne demek? Ata hemen cevaplar:
-Türk demek, Türkçe demektir. (Pek bilen yoktur ama doğrusu şudur. Bu sözünün ardından da şunu söyler hemen “Ne mutlu Türk’üm diyene”)
Yani işin özü Türk Türkçe konuşur, güzel konuşur, doğru konuşur. Zira Dünya Dil Uzmanlarının da fikir birliğine vardıkları şudur: 3 Dil vardır diller arasında öne çıkan her bakımdan, bir sıralama olmadan, her biri 1. gibi algılanarak : Farsca-Türkçe-Fransızca.
Bu durumda bir kaç dili bilen ve okuyup, yazan Atatürk şunu belirtmektedir. Türkçe konuşana ne mutlu, ne mutlu ki Türkçe konuşan Türk’tür.
Şimdi gelelim yazımızın kahramanlarına, yani Bakana ve Başkana.
Bakanın Eğitimi: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Başkanın Eğitimi: İstanbul Üniversitesi (Bölümü ?)
Her ikisi de Yüksek tahsilli. İyi. İyi de iyi demek yetmiyor. Her ikisi de Istanbul’lu değil ki biri o büyük şehre Belediye Başkanı olduğu hâlde. Bakan G.Antep Nizip’li, Başkan Trabzon Akçaabat’lı.
Önce Bakan beyi ele alırsak; bu gün TV ekranlarında bir konuda konuşurken “azaami” dedi ya da şöyle mi yazsam “azâmi” dedi hem de iki üç kere. Bu her ikisi de yani yazımı da telâffuzu da yanlış olan bir durumdur. Ne var ki NTV’deki o genç yakışıklı haber okuyan çocuğun Türkçesine bağlı kalmış olabilir, zira o da 1. a yerine 2. a’yı uzatıp söylüyor azâmi diye. Hadi o çocuk doğrusunu bilmiyor, ya duymamış hiç ya öğrenmemiş. Koca Bakan da mı duymamış? Ya da hiç mi duymamış İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe adını, duymamış olamaz. Bırakın olamazı Hukuk okumuş biri bu yanlışı yapamaz, daha doğrusu yapmamalı
Başkana gelince, o da bu gün bir kanalda, şu Yenikapı’da sıralanmış hizmet fazlası mı Yağma Hasanın Böreği mi gibi sıra sıra dizilen yüzlerce araba (binek aracı) için kendisine sorulan “Ne yapacaksınız?” sorusuna “Elbette geri iade edeceğiz” demez mi? Geri mi verecek yoksa iade mi edecek pek anlaşılamadı ama…
Efendiler ya Türkçe öğrenin ya Türkçe öğrenin. Ha bunlar Türkçe kelimeler değil der iseniz o zaman da Türkçelerini kullanın.
Bİrincisi azâmi ya da NTV kanalındaki o otomobil farı gibi gözlüklü, kirli sakallı Levent Dönmez adlı muhteremin dediği azaami gibi değil, ÂZAMİ. EN FAZLA, EN ÇOK demek.
Sonra da ya iade edersin ya geri gönderirsin. İkisini birden söylemek de ne? Geri iade edeceğiz demek de ne?
Ya İADE EDERSİN ya GERİ GÖNDERİRSİN.
Gençliğimde bir slogan vardı yanılmıyorsam MTTB.nin sağa sola yapıştırdığı bir slogan .” VATANDAŞ TÜRKÇE KONUŞ”
Atatürk de bunu söylüyor zaten o soruya verdiği cevapta…
Bir yanıt yazın