İsrail bölmeye devam ediyor…

Necdet Buluz

Filistin’de yaşananların özeti şu:
İsrail, Amerika’nın da desteği ile Filistin topraklarında işgal ettiği yerlerde yerleşim birimleri kuruyor. Bunun anlamı, İsrail’in Filistin’i bölmeye yönelik çalışmalarına ağırlık vermesi demektir.
İsrail’in Filistin topraklarında aralıksız sürdürdüğü yasa dışı yerleşim birimi faaliyetleri, iki devletli çözüm önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Uzmanlar, Batı Şeri’nın bölünmesinin Bağımsız Filistin Devleti’nin önündeki en büyük engel olarak değerlendiriyor.
Gelişmelere kısaca göz atacak olursak, Batı Şeria’da yaşananların iç yüzünü ve İsrail’in yayılmacı politikalarını daha iyi analiz etmiş oluruz.
İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bünyesindeki Yüksek Planlama Kurulu, son günlerde işgal altındaki Batı Şeria’da 2 bin 300 yeni konut inşasını daha onayladı. Yahudi yerleşim birimlerini genişletme çalışmalarının bir gün dahi durmadığına dikkati çeken Filistinliler, bu durumun 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin kurulması önündeki en büyük tehditlerden biri olduğunu ve Batı Şeria’yı parçalanmaya ittiğini belirtiyor.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Aralık 2016’da aldığı 2334 sayılı kararla, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep etmişti. Ancak, İsrail BM kararlarını da dinlemiyor ve bölgede adeta terör estirmeye devam ediyor.
İsrailli sivil toplum kuruluşu Barış Şimdi Hareketi de Tel Aviv yönetiminin son kararına tepki gösterdiği raporunda, “Yerleşim planlarının onaylanması, barış olasılığını ve iki devletli çözümü engellemeyi, Batı Şeria’nın bir kısmını veya tamamını İsrail’e ilhak etmeyi amaçlayan feci hükümet politikasının bir parçasıdır” ifadelerini kullanarak yapılanların hak olduğu iddiasında bulunuyor.
İsrail, yasa dışı yerleşim birimlerini genişletme çalışmalarında en büyük desteği ABD’den alıyor. Donald Trump 2017’de Başkanlık görevine başlayıncaya kadar ABD, Yahudi yerleşim birimlerini İsrail-Filistin meselesinde siyasi çözümün yolunu tıkayan bir engel olarak kabul ediyordu. Ancak Trump’la birlikte Washington yönetimi, bu tutumundan uzaklaşıp Filistin topraklarındaki yerleşim faaliyetlerine göz yummaya başladı. Bu tutumun da İsrail’in daha rahat hareket etmesine neden oluyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı da Nisan 2018’de Doğu Kudüs ve Batı Şeria için ‘işgal altındaki topraklar’ ifadesini kullanmayı bıraktı. ABD’nin desteğiyle cesaretini artıran İsrail hükümeti ne olursa olsun yerleşim birimlerini boşaltmayacaklarını açıkladı ve daha da ileri giderek Batı Şeria’nın yüzde 60’ını İsrail’e ilhak etme tehdidinde bulundu.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda yer alan tüm Yahudi yerleşim birimleri ‘yasa dışı’ kabul ediliyor. Uluslararası hukuku önemsemeyen İsrail ise bazı Yahudi yerleşim yerlerini yasal, bazılarını ruhsatsız sayıyor.
Assaf, Filistinlilerin Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) İsrail’in ihlallerine karşı derhal soruşturma başlatması çağrısı yaptıklarını, Filistinli yetkililerin de yerleşim yeri konusuna karşı UCM başsavcısına kapsamlı bir dosya sunduğunu hatırlattı.
Filistinliler, İsrail’in işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşim birimlerini her geçen gün genişleterek bunları meşrulaştırmaya çalıştığını söylüyor. Batı Şeria’nın kuzeyindeki Selfit kenti Belediye Başkanı Abdulkerim Zubeydi, Selfit’teki Ariel Yahudi yerleşim biriminde inşaat çalışmalarının kesintisiz devam ettiğini belirtti. Zubeydi, “Ariel Yahudi yerleşim yeri, yüz ölçümü bakımından Selfit kentinden daha büyük bir şehir haline geldi. Bu genişleme, Filistin topraklarından alınarak yapılıyor. İnşa edilen her bir konutun karşılığında Filistinliler topraklarının bir parçasını kaybediyor” dedi.
Filistin resmi verilerine göre, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te 150 Yahudi yerleşim birimi ve İsrail tarafından da illegal kabul edilen 116 küçük yerleşimde 653 bin 621 Yahudi yerleşimci yaşıyor. Yerleşim yerlerinin yüzde 47’si Kudüs çevresinde bulunuyor.
Yahudi yerleşim birimleri Batı Şeria topraklarının yüzde 10’unu işgal ediyor. Bunun yanı sıra İsrail, Batı Şeria topraklarının yüzde 18’ini askeri gerekçelerle işgal ederken, yüzde 12’sini Ayrım Duvarı’yla bölüyor.
Arapların kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, Amerika’nın peşinden koşmaları da İsrail’in önünü açıyor. Kaldı ki İsrail ile işbirliği yaparak Filistin’i satanlar bile var. Bu anlayışla Arapların birlik ve bütünlük içinde olması ve İsrail’e karşı cepheleşmesi de mümkün görünmüyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz

Necdet Buluz - buluz

Yorumlar

  1. RAFAEL SADI avatarı
    RAFAEL SADI

    Filistin’de yaşananların özeti şu:
    Necdet Bey Filistin diye bir Ülke mi var sanıyorsunuz? Şimdiye kadar ne Filistin oldu ne de Filistinli bir millet mevcut. Bundan sonra olursa kısmetse hep birlikte görürüz.

    İsrail, Amerika’nın da desteği ile Filistin topraklarında işgal ettiği yerlerde yerleşim birimleri kuruyor. Bunun anlamı, İsrail’in Filistin’i bölmeye yönelik çalışmalarına ağırlık vermesi demektir.
    Filistin Devleti ve de milleti olmadığından dolayı Filistin toprakları diye bir olgu da yoktur.
    İsrail’in İşgal ettiği topraklar Ürdün Haşemi Krallığından savaş sonunda işgal ettiği isterseniz FETHETTİĞİ topraklar da diyebilirsiniz. Ama buna Filistin toprağı falan diyemezsiniz. Derseniz deyin ama hava da kalır fiili bir dayanağı yoktur.
    Olmayan bir ülkenin veya varlığın bölünmesi de olası değildir. İsrail bu topraklar üzerinde yaşamakta olan Eski Ürdün vatandaşları ile Gazze’de yaşamakta olan eski MISIR vatandaşlarına gidecek yerleri olursa gitme serbestisi tanıyor . O kadar. İsterse giderler istemezse gitmezler. Zorlama yok.

    İsrail’in Filistin topraklarında aralıksız sürdürdüğü yasa dışı yerleşim birimi faaliyetleri, iki devletli çözüm önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor. Uzmanlar, Batı Şeri’nın bölünmesinin Bağımsız Filistin Devleti’nin önündeki en büyük engel olarak değerlendiriyor.
    Necdet bey İsrail bu toprakları işgal etti bir kısmını da ilhak etti. Oradaki yerleşim birimlerinin de tamamı yasaldır ve kimse bu oluşumlara yasa dışı diyemez. Siz bile. Derseniz yanılmış olursunuz.
    İsrail iki devletli çözüm önündeki tek şanslarıdır Batı Şeriadaki Arap kardeş çocuklarımızın. İsrail olmazsa nasıl iki devlet olacağız ki.
    Taa ki Arap kardeşlerimiz bu coğrafya’da bir Yahudi Devletinin varlığını kabuledebilecekleri zaman istenen iki devletli çözüm olacaktır. Yoksa İsrail Devletini yok ederek Yahudi milletini deniz’e dökmekten vaz geçemeyen bu insanlar daha çok uzunbir süre devletsiz kalacaklardır. Hali hazırda bir OTONOMİ yönetimi mevcuttur. Devlet olmak isterlerse İsrail ile anlaşmak zorundadırlar. İsrail’e rağmen İsrail’e karrı olamazlar.

    Gelişmelere kısaca göz atacak olursak, Batı Şeria’da yaşananların iç yüzünü ve İsrail’in yayılmacı politikalarını daha iyi analiz etmiş oluruz.
    İsrail ne yayılmacıdır ne de başkasını yönetmeye hevesli değildir.İsrail Koca SİNA Yarımadasını barış arzusu ile MISIR’a gözünü kırpmadan iade etti.Yayılmacı bir devlet böyle şeyler yapmaz. Yazık ki GAZZE’yi geri almak istemediler. Alsalardı bugün Hamas diye bir derdimiz olmayacaktı.
    İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bünyesindeki Yüksek Planlama Kurulu, son günlerde işgal altındaki Batı Şeria’da 2 bin 300 yeni konut inşasını daha onayladı. Yahudi yerleşim birimlerini genişletme çalışmalarının bir gün dahi durmadığına dikkati çeken Filistinliler, bu durumun 1967 sınırlarında bir Filistin devletinin kurulması önündeki en büyük tehditlerden biri olduğunu ve Batı Şeria’yı parçalanmaya ittiğini belirtiyor.
    Abim hükümran Devlet olan İsrail o bölgede inşaat ruhsatı dağıtmak için Kendilerine ÇAKMA FİLİSTİNLİ diyenlerden bi icazet almalıydı sizce. Niye? Var mı öyle bir usul?
    Bir Filistin devletinin kurulması şu şartlara bağlıdır:
    1- Bu devlet silah’tan arındırılmış olacaktır.
    2- İsrail’in bir Yahudi Devleti olduğunu kabul edecektir.
    3- Sınırlar müşterek mutabakat ile tesis edilecektir.
    4- 67 sınırları derken ben kabul ediyorumAma savaşın bittiği günkü sınırlar diyelim isterseniz. Halbuki bu kuzenleriimiz İsrail’in tamamını istiyorlar. Ve Hepimizi deniz’e dökmekten sözediyorlar gerek FKÖ gerekse HAMAS kuruluş beyannamesinde İsrail topraklarının tamamı Filistin toprağı olarak beyan edilmiştir. Bu maddeler değiştirilmeden kimse bu topraklar üzerinde gerçek bir devlet kuramaz. Ve barış buna bağlıdır.

    Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Aralık 2016’da aldığı 2334 sayılı kararla, İsrail’in işgal altındaki Filistin topraklarında tüm yerleşim faaliyetlerini derhal durdurmasını talep etmişti.
    Sayın Necdet bey kim sever Yalova kaymakamını? Birleşmiş Milletler’in yeni adı İSRAİL’E KARŞI BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDİR. Yani İsrail bu kurumun hiö bir kararını sallamaz. Türkiye’de sallamaz . Türk ordusu Kıbrıstan çekilmelidir de demişti. Çıktık mı? Yani referansınız yeterince sağlam değil.
    Ancak, İsrail BM kararlarını da dinlemiyor ve bölgede adeta terör estirmeye devam ediyor.
    Terör dediğinizde gerçek teröristlerden sözetmenizde yarar vardır.
    İsrailli sivil toplum kuruluşu Barış Şimdi Hareketi de Tel Aviv yönetiminin son kararına tepki gösterdiği raporunda, “Yerleşim planlarının onaylanması, barış olasılığını ve iki devletli çözümü engellemeyi, Batı Şeria’nın bir kısmını veya tamamını İsrail’e ilhak etmeyi amaçlayan feci hükümet politikasının bir parçasıdır” ifadelerini kullanarak yapılanların hak olduğu iddiasında bulunuyor.

    Öncelikle lafınızı bilin de yazın TELAVİV yönetimi Tel-Aviv belediyesinin yönetimidir.emleketi ymneten YERUŞALAYİM Hükümetidir. Tanır veya tanımazsınız ama eli kalem tutan bir olarak YALAN beyanda bulunmamak gibi bir göreviniz vardır.Onu düzeltin lütfen isterseniz tanımadığım yeruşalayim Hükümeti de diyebilirsiniz ama TEL-AVİV yönetimi komiktir.
    İsrail Dünya’daki en demokratik ülkelerden biridir.ŞİMDİ BARIŞ derneği de demokratik hakları çerçevesinde istediği şekilde fikir beyan etmekte özgürdür ve saygı ve anlayış ile kabul etmemiz gerekir. Katılır veya katılmayız. Ve ilginçtir kimse bu insanları fikirleri vebeyanları yüzünden de göz altına almayacak ve aylarca tutuklu olarak hapsetmeyecektir. Bilmem anlatabildim mi.
    Uutmayın ki kararları veren Yeruşalayim Hükümetidir.Dernekler değildir.

    İsrail, yasa dışı yerleşim birimlerini genişletme çalışmalarında en büyük desteği ABD’den alıyor.

    Yasa Dışı derken hangi yasadan söz ediyorsunuz acaba?

    Donald Trump 2017’de Başkanlık görevine başlayıncaya kadar ABD, Yahudi yerleşim birimlerini İsrail-Filistin meselesinde siyasi çözümün yolunu tıkayan bir engel olarak kabul ediyordu. Ancak Trump’la birlikte Washington yönetimi, bu tutumundan uzaklaşıp Filistin topraklarındaki yerleşim faaliyetlerine göz yummaya başladı. Bu tutumun da İsrail’in daha rahat hareket etmesine neden oluyor.

    Evvelce dediğim gibi FİLİSTİN toprağı diye bir yer olmadığı gibi ABD başkanı ve yönetiminin İsrail’in yanında yer almasından niye rahatsız oluyorsunuz ki?
    Çakma Filistin yönetiminin yanında yer alsaydı çok mu memnun olacaktınız?
    Sayın Erdoğan HAMAS TERÖR örgütü yanında yer almakta ve Haled maial’a kardeşim derken de aynı derecde mutlumusunuz acaba?

    ABD Dışişleri Bakanlığı da Nisan 2018’de Doğu Kudüs ve Batı Şeria için ‘işgal altındaki topraklar’ ifadesini kullanmayı bıraktı. ABD’nin desteğiyle cesaretini artıran İsrail hükümeti ne olursa olsun yerleşim birimlerini boşaltmayacaklarını açıkladı ve daha da ileri giderek Batı Şeria’nın yüzde 60’ını İsrail’e ilhak etme tehdidinde bulundu.

    İsrail bunun ilk günden beri söylüyordu yeni değil ama siz anlamak istemediğiniz için birilerinin sözlerinin ardında bunun tersini anlamak istediniz. Bu topraklar atalarımızın binlerce yıl yaşadığı hükümranlşık sürdüğü ve bizim de geri döndüğümüz topraklardır. Neresini kazarsanız kazın altında Yahudi varlığını kanıtlar eserler bulacaksınız. Yani biz buluyoruz siz ise istediğiniz zaman gelip müzelerimizde ziyaret edebilirsiniz kuşkusuz.
    İsrail istediği anda Batı Şeria’nın tamamını da ilhak edebilir.Belki aklı başında bir kuzen gelir de ortam barış2a sebebiyet verebilir saiki ile bu kararı hep geciktirmektedir. Halkın büyük bir çoğunluğu da buna sabırsızlıkla beklemektedir. Ne Sayın Abu Mazen’den ne de şahsınızdan icazet almak gibi bir gerek sözkonusu değildir.

    Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda yer alan tüm Yahudi yerleşim birimleri ‘yasa dışı’ kabul ediliyor.
    Bayım Uluslararası Hukuk gece gündüz İsrail’in üzerine atılan roketlere ve sokakta bıçaklanan israil vatandaşları
    için ne diyor bakıp yazarmısınız acaba..Ha bir de bu uluslararası hukuk mnaddeleri nerede yazılı acab merak ettim.
    Uluslararası hukuku önemsemeyen İsrail ise bazı Yahudi yerleşim yerlerini yasal, bazılarını ruhsatsız sayıyor.
    Assaf, Filistinlilerin Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) İsrail’in ihlallerine karşı derhal soruşturma başlatması çağrısı yaptıklarını, Filistinli yetkililerin de yerleşim yeri konusuna karşı UCM başsavcısına kapsamlı bir dosya sunduğunu hatırlattı.
    ADALET karşısında boynumuz kıldan incedir.
    Filistinliler, İsrail’in işgal altındaki topraklarda Yahudi yerleşim birimlerini her geçen gün genişleterek bunları meşrulaştırmaya çalıştığını söylüyor.

    Bu yerleşim birimleri İsrail kanunları çerçevesinde MEŞRUUDUR ZATEN

    Batı Şeria’nın kuzeyindeki Selfit kenti Belediye Başkanı Abdulkerim Zubeydi, Selfit’teki Ariel Yahudi yerleşim biriminde inşaat çalışmalarının kesintisiz devam ettiğini belirtti. Zubeydi, “Ariel Yahudi yerleşim yeri, yüz ölçümü bakımından Selfit kentinden daha büyük bir şehir haline geldi. Bu genişleme, Filistin topraklarından alınarak yapılıyor. İnşa edilen her bir konutun karşılığında Filistinliler topraklarının bir parçasını kaybediyor” dedi.
    Filistin resmi verilerine göre, işgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te 150 Yahudi yerleşim birimi ve İsrail tarafından da illegal kabul edilen 116 küçük yerleşimde 653 bin 621 Yahudi yerleşimci yaşıyor.

    Necdet bey Abdulkerim Zubeydi bey’e Sayın Natanyahu’ya müracaat etmesini ve ARİEL şehri imar planını kendi izni olmadan onaylamamasını talep etmesini salık verin. Bakarsın iş’e yarar. Olur ya!!!

    Yerleşim yerlerinin yüzde 47’si Kudüs çevresinde bulunuyor.
    Yahudi yerleşim birimleri Batı Şeria topraklarının yüzde 10’unu işgal ediyor. Bunun yanı sıra İsrail, Batı Şeria topraklarının yüzde 18’ini askeri gerekçelerle işgal ederken, yüzde 12’sini Ayrım Duvarı’yla bölüyor.

    O duvarin ADI güvenlik duvarı AYNISINI Türkiye Suriye sınırında inşa ediyor. Ve sebep aynı GÜVENLİK.

    Arapların kendi aralarındaki anlaşmazlıkları, Amerika’nın peşinden koşmaları da İsrail’in önünü açıyor. Kaldı ki İsrail ile işbirliği yaparak Filistin’i satanlar bile var. Bu anlayışla Arapların birlik ve bütünlük içinde olması ve İsrail’e karşı cepheleşmesi de mümkün görünmüyor.

    Bu insanlar en başta Osmanlıyı sattılar sıra şimdi kimde bilmiyorum. Siz halen Filistin diyerek kimin sempatisini toplayacağınızı sanıyorsunuz.
    Devam edin Necdet bey.
    Saygılar
    RAFAEL SADI

    necdetbuluz@gmail.com
    http://www.facebook.com/necdet.buluz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir