Necdet Buluz
Son günlerde özelikle Ege bölgesinde ard arda yaşanan depremler, deprem gerçeğini yeniden gündeme taşıdı. Konu ile ilgili uzmanlar uyarı yapıyor. Bugüne kadar yaşanan depremlerden hala ders çıkarılamadığı oluşunda görüş bildiriyor. Olası bir deprem öncesi ve sonrasında nelerin yapılması gerektiğini anımsatıyorlar.
17 Temmuz 1999 yılında yaşadığımız acı depremin 20. Yılı nedeni ile Prof. Dr. Mehmet Ali KÖRPINAR’ın uyarı ve ders niteliğindeki görüşlerini yansıtan deprem uyarısını sizlerle paylaşmak istedik:
“1999 da yaşadığımız acı depremin yine yıl dönümü geldi. Bu felaketi anımsarken, gereken dersleri de çıkarmamız gerekiyor. Örneğin, Van depremi sonrası 31.10.2011 de yazmış olduğum yazımı, aşağıda sizlere yeniden anımsatmak istedim. Çünkü Van’da, deprem öncesi yaşanan ve bence çok önemli sayılan doğal uyarılar, hiç dikkate alınmamış. Dolayısıyla olası depreme karşı gereken hazırlıklar da yapılmamış.
Örneğin, Depremleri önceden bilmek amacıyla, Çin Sismoloji Dairesi Ağustos-1971’den itibaren sıra dışı hayvan davranışları hakkındaki gözlemleri derlemeye başlamış. Sonraki dört yılın ardından, bu birim, bir yandan bu gözlemlere bir yandan da jeofiziksel ölçümlere dayanarak, büyüklüğü 7,3 olan Haicheng Depremi (4 Şubat 1975)’ni önceden tahmin etmiş ve depremden saatlerce önce şehri boşaltarak 100 bin kişinin hayatını kurtarmıştır. Buna karşın, 8,2 büyüklüğündeki Tangshan Depremi (28 Temmuz 1976) öncesinde de sıra dışı hayvan davranışları gözlendiği halde herhangi bir uyarı yapılmamış ve 240 bin kişi yaşamını yitirmiştir. Bu acı ve üzücü olaylardan ders almasını bilmek lazım.
Nitekim Çin’de yayımlanan China Daily gazetesi, ülkenin doğusunda yer alan Nankin şehrinde, yedi farklı hayvan çiftliğinin sismik istasyona dönüştürüldüğünü açıkladı. Bu çiftliklerde görev yapan yetiştiriciler, gün içerisinde hayvanların hareketlerini takip edecek ve anormal bir durumu karşısında yetkililere bilgi verecek (7.7.2015-Milliyet).
Güzel ülkemizin batısı yani Ege bölgesi de yine çok yoğun bir deprem oluşumu yüzünden çile çekiyor. Özellikle Denizli ili ve çevresinde her ne kadar can kaybı olmasa da gece-gündüz yaşanan sarsıntılar oldukça huzursuz bir yaşam ortamı oluşturdu. Yani oldukça yoğun bir deprem bölgesi sayılan Ege’de de gereken önlemleri almakta gecikmeyiz.
Neyseki Silivri’de 2014 yılında açılan Deprem İzleme İstasyonu’na yerleştirilen yeni sensörlerle olası yer hareketlerinin artık NASA aracılığı ile de takip edilecek. Yıkıcı olan 6’dan büyük yer hareketlerinin haftalar öncesinde değişimlerini izleyerek büyük depremler öncesinde halkın hazırlıklı olmasını sağlamak amacıyla, Doğa Hareketlerini Araştırma Derneği (DOHAD) işbirliği ile İstanbul’da Deprem İzleme İstasyonu’nlarının kurulmasına 2014 yılında Silivri’de başlanmıştı. Merkezi NASA Ames’de olan GeoCosmo Bilim ve Araştırma Vakfı, Silivri Belediyesi ve DOHAD işbirliğiyle Silivri’de bulunan deprem tahmin istasyonuna yeni sensörler ekleyerek, dünyada ilk olduğu açıklanan Deprem Kestirim İstasyonu’nu hayata geçirildi (28.7.2017-CNNTürk).
Umarım, güzel ülkemizde, yaşadığımız deprem felaketlerinden alınması gereken dersleri çıkartarak, acil önlemleri de en kısa sürede alırız. Karşılaşacağımız kesin olan deprem riskini, sadece yıllık anımsamalarla gündeme almak yetmez. Olası depremlere karşı, devletimizi ve yerel yönetimlerimizi de depreme karşı hazır hale getirmek için gereken uyarıları önceden yaparak, acil önlemleri de almamız gerekiyor.
Bu amaç doğrultusunda özellikle AKUT örgütünün etkinliklerini ve yaptığı uyarı toplantılarını halkımıza, STK’larımıza ve tüm yerel yöneticilerimize anımsatmak isterim. Deprem öncesi, deprem sırasında ve deprem sonrası alınması gereken acil önlemleri keşke tüm muhtarlarımıza ve onların organizesi ile tüm blok ve apartman yöneticilerimize de sunabilsek. Çünkü güzel ülkemizde karşılaşacağımız bu felakete karşı saygıdeğer halkımızı uyararak, onların iş ve güç birliğinin sağlanması, depreme karşı bence en önemli hazırlık olacaktır
Depremlerde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımız, ışıklar içinde yatsın ve yakınlarına da başsağlığı ile sabırlar diliyorum.”
Biz de bu görüşlere katılıyoruz. Depremlerle ilgili daha önce yazdığımız yazılarda da bu uyarıların bir kısmını okurlarımızla paylaşmıştık.
Açık söylemek gerekirse biz depremleri hiç ciddiye almıyoruz. Yakıp yıktıktan sonra ortaya çıkan tablonun acılarını da çok çabuk unutuyoruz. Konuyu daha ciddi ele alıp, gereken önlemleri önceden aıp, depremlerden nasıl korunulması gerektiği konusunda da eğitim ağırlıklı çalışmalara yönelmemiz gerekiyor. Yoksa yarınlar çok geç olabilr.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın