Gerçek Ötesi veya Gerçek Sonrası ya da Post-Truth
Toplumsal değişim ve dönüşüm süreçlerinde, süreci tanımlayan kavramlar düşünürler tarafından ortaya atılır. O kavram, süreci doğru tanımlıyorsa, kısa zamanda hızla yayılır.
Hatırlarsınız, post-modernizm kavramı vardı. Tamda küreselleşme kavramıyla bütünleşik olarak kullanılmaya başlanmıştı. Tekelci kapitalizm talanını yürütebilmesi için uyguladığı ekonomi politikalarına kendince kavramlar üretmiş ve bu kavramları sömürge ülkelerine benimsetmişti. Verimlilik, teknoloji ve ucuzluk gibi…
2016 yılından bu yana Amerika ve Avrupa’da düşünürlerin ortaya attığı post-truth kavramı, giderek sürecin kilit kavaramı olmaya aday görünüyor.
Hatırlayacağınız üzere, sürrealizm kavramı edebiyatçılar ve ressamlar arasında çok kullanılırdı. Halen de kullanılıyor.
Port-truth politik süreç dediğimizde; hakikatlerin, doğruların, olguların önemini yitirdiği süreçten söz ediyoruz.
Gerçek ötesi kavramı ya da tabirini için araştırdım. Felsefe ve siyaset bilimi kitaplarına baktım. Bu konuda yazılmış bir kitap bulamadım.
Post-truth (gerçek ötesi) kavramına kendimce bir anlam vermeye çalıştım.
Pek bilinmiyor ama toplumda sınıfların varlığının yok sayıldığı bir anlayış sürecinden geçiyoruz.
Hane halkları hatta işçilerin bile finansallaşmış sermaye piyasalarında küçük sermayelerini alıp-satınca, kendilerini kapitalist sermayedar sanıyorlar. Ve kendi sınıfını yok sayarak yaşıyorlar. Sınıf gerçeğini işçinin ve hane halkının kendisinin görmediğine şahit oluyoruz.
Lakin fabrikalarda, iş yerlerinde milyarlarca insan, kendi sınıfı olan işçi sınıfını yok sayıyor. Kendi sınıfının bilincinde olmaması onu gerçek ötesi bir post truth dünyada yaşatıyor.
Var olan bir şey yok sayılınca gerçek-ötesi bir durum orya çıkıyor.
Sömürü yok sayılınca gene gerçek ötesi bir durum ortay çıkıyor. Velhasıl, var olan bir şeyi yok sayarsak, alınan yola ya da sürece post-truth politika demek ihtiyacını hissediyoruz.
Anlaşıldığı kadarıyla, egemen odaklar, post- moderniz ile sermayenin nihai egemenliğini sağlayamayınca, önümüze yeni ve zehirli bir kavram daha bırakıyorlar.
Egemen sınıflar gerçeği ne kadar çok bulanıklaştırırlarsa, soygunda o kadar çok başarılı olurlar.
Her türlü Batı talanı, önce bir kavramla başlatılır. Gerisi zaten gelir.
Batıdan gelen kilit kavramlara çok dikkat etmek gerekiyor. Zehirli bir kavramı entelektüellere benimsetince, tüm toplum onların arkasından, neyi ne olduğunu bilmeden gidiyoruz.
17 Ağustos 2019