Necdet Buluz
Yıllardır oynan oyuna yenileri eklenmeye başladı. Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde terör örgütlerine olan yardım ve desteği bütün hızı ile sürüyor. Türkiye sınırı boyunca kanallar kazan ve tırlar dolusu Amerikan silahları güçlenen YPG/PKK’lılar neredeyse Türkiye’ye meydan okumaya başladı.
Amerika, İngiltere ve İsrail’in ortaklaşa yürüttüğü algı operasyonunda Türkiye’nin köşeye sıkıştırılması planları bulunuyor.
Olayların seyrine baktığımızda oynanan oyunun iç yüzünü bütün çıplaklığı ile görebilmekteyiz.
ABD, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik harekatını önlemek için yeniden DEAŞ silahına sarıldı. BM ve Pentagon ”DEAŞ canlanıyor’ temalı raporlar yayımladı. Batı basını PKK’yı DEAŞ ile mücadele eden bir güç olarak pazarlıyor. DEAŞ da 20 gündür Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgesine saldırılarını artırdı.
Son günlerde birbiri ardına yayınlanan rapor ve haberlerle 2 ay önce ”bitti” denilen DEAŞ’ın yeniden güçlendiği öne sürülüyor. Küresel medya kuruluşlarının da geniş yer ayırdığı raporlarla ”Türkiye’nin YPG/PKK’ya müdahalesinin DEAŞ’ın işini kolaylaştıracağı” mesajı veriliyor.
İlk rapor Temmuz ayı sonunda terör örgütü YPG/PKK ile skandal bir anlaşma imzalayan Birleşmiş Milletler’den geldi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından duyurulan raporun ana teması ”DEAŞ saldırıları geçici olarak durdu, önümüzdeki dönemlerde artabilir” oldu. Terör örgütünün Suriye’deki gizli şebekesinin yayıldığı, hücrelerin vilayet düzeyinde kurulduğu ve terör örgütünün Irak ve Suriye’de yeni koşullara uyum sağlayarak yeniden canlanması için gereken şartları oluşturmaya başladığı iddia edildi.
Guterres, ”DEAŞ Tehdidi” adlı raporunda, 2017 yılından sonra aldığı ağır darbeler nedeniyle büyük kayıplar veren DEAŞ’ın saldırılarının son dönemlerde azalmasını geçici olarak nitelendirdi. Örgütün halen 300 milyon dolar civarında bir servete sahip olduğunu kaydeden Guterres, örgütün bu parayı Irak ile Suriye’de terör eylemleri gerçekleştirmek için kullanabileceğini belirterek, ”Örgüt para transferi için resmi olmayan kurumların adını kullanabilir” uyarısında bulundu.
İngiliz The Guardian gazetesi de geniş kapsamlı rapora ilişkin detaylar paylaştı. Gazeteye göre raporda ”DEAŞ saflarında savaşmaya giden ve sağ kalmış olabilecek 30 bin yabancı terörist olduğu” iddiası yer aldı. Raporda örtülü olarak Türkiye’ye suçlamalar yöneltildi: ”DEAŞ üyeleri Türkiye’ye kaçabilir, bazıları El-Kaide’ye katılabilir, bazıları ortaya çıkabilecek başka örgütlere girebilir.”
6 Agustos’ta da ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) benzer bir rapor geldi. Pentagon Başmüfettişi tarafından Kongre için hazırlanan raporda, Amerikan askerlerinin Suriye’den çekilmeye başlamasının ardından örgüt militanlarının ülkede yeniden gruplar oluşturmaya başladıkları iddia edildi. Raporda, DEAŞ’ın Suriye’deki “başkenti” Rakka’yı kaybetmesine rağmen, bu ülkede ve Irak’ta yerel güçlerin zayıflıklarından faydalandığı öne sürüldü.
Raporda Türkiye’nin talebi üzerine alınan ”Suriye’den çekilme” kararı da eleştirildi. Raporda, ”ABD askerlerinin sayısının azaltılması Suriye’de ortak güçlerin DEAŞ’ın yeniden ortaya çıkmasına karşı daha fazla eğitim ve donanıma ihtiyaç duyduğu bir dönemde bu güçlere verilen desteği azaltmıştır” ifadeleri kullanıldı. Raporda örtülü bir tehdit de yer aldı. Raporda, ”ABD’nin asker sayısını azaltması SDG dahil olmak üzere, bölgede ABD destekli güçlerin Washington’dan uzaklaşıp alternatif ortaklıklar ve kaynaklar arayabilir” denildi.
İsrail Jeru Salem Post gazetesi de DEAŞ’ın yeniden canlanabileceği yönünde bir haber yaptı. Suriye’de kötü durumdaki kamplarda kalan en az 45 bin kişi olduğu ve bunların yeniden DEAŞ’a katılabileceğini iddia etti. Haberde bu teröristlerin SDG/PKK’lılar tarafından kontrol altında tutulduğu vurgusu da dikkat çekti. İngiliz kamu yayın organı BBC de küresel algı operasyonuna dahil oldu. YPG/PKK kontrolündeki hapishanede tutulan İlyas Aydın adlı DEAŞ’lı bir teröristle yapılan röportajda Türkiye’ye suçlamalar yöneltildi. Terörist Aydın’ın da röportajda aynı tezi savunması dikkat çekti: “DEAŞ’ın Irak ve Suriye’de kayıtlı 120 bin askeri vardı. İşlerin kötü gittiğini görenler ya da anlaşmazlığa girenler kaçtı. Belki 10 bini gitti. 10 bini de öldü. Hadi diyelim yarısı öldü. 7 bini Rojava’da. Nerede olduğu belirsiz 20-30 binin üzerinde adam var. Yayıldılar; hastalık yayıldı.
Ardı ardına yayınlanan raporları desteklemek için DEAŞ da yeniden sahaya sürüldü. Suriyeli muhalifler, İdlib, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgesine 3 bin civarında DEAŞ’lı terörist yollandığını iddia etti. Raporlara pararel olarak son 20 günde DEAŞ’ın saldırılarında da dikkat çekici bir artış yaşandı! Örgüt Suriye ve Irak’ta günde ortalama 5 bombalı-silahlı saldırıya imza attı. Terör örgütü PKK/YPG ise DEAŞ kamplarında bulunan 6 bin civarında teröristi, Türkiye’ye karşı savaşa ikna etmeye çalışıyor. Örgütün ailelerini bırakma karşılığında ikna ettiği teröristleri sınır bölgelerine yolluyor.
Özetleyelim:
Türkiye, yanı başında oynanmakta olan bu oyunları artık seyretmek istemiyor. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Milli Savunma bakanı Akar, gerekse Dışişleri Bakanı Davutoğlu “ Ne pahasına olursa olsun yanı başımızdaki terör örgütlerini dağıtmaya ve tehdit olmaktan çıkarmaya kararlıyız” mesajları veriyor.
Bu kararlığı destekliyor ve devam etmesini diliyoruz.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Yazıları posta kutunda oku