Necdet Buluz
Merkez Bankası’nın faiz oranlarında indirime gitmesi üzerine yapılan açıklamalar ve yorumlar geçim sıkıntısı içinde olanların dertlerine derman olabilecek mi? Bu sorunun yanıtı aranıyor.
Çünkü milletin tek derdinin geçim sıkıntısı olduğu görülüyor.
Şu gerçeğin altını kalınca çizelim:
Her ay geçim sıkıntısı ve yoksulluk daha da artıyor.
TÜRK-İŞ, Temmuz ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasına göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı 2 bin 75 lira, yoksulluk sınırı 6 bin 760 lira, evli olmayan çocuksuz bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise 2 bin 565 lira oldu.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Araştırmasının Temmuz 2019 ayı sonucuna göre:
-Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2 bin 75.24 lira,
-Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6 bin 760.73 lira ve
-Evli olmayan-çocuksuz bir çalışanın “yaşama maliyeti” ise aylık 2 bin 564.52 lira olarak hesaplandı.
TÜRK-İŞ açıklamasında şu değerlendirme yapıldı:
“Asgari Ücret Tespit Komisyonunun çalışmalarını sürdürdüğü dönemde Konfederasyonumuz bekar bir işçi için aylık yaşam maliyetini net 2 bin 393.25 lira olarak hesaplamış ve fakat geçerli olan net asgari ücret 372.35 lira daha düşük tutarda karar bağlanmıştı. Milyonlarca çalışanın geçim ücreti haline dönüşen asgari ücret bugün değil bir ailenin, tek bir işçinin bile geçimini sağlamaya yetecek düzeyde değildir. Yeni asgari ücretin uygulanmaya başlanmasından bu yana yapılması gereken harcama tutarı her ay artmakta ve yapılan zamların etkisiyle aile bütçesine ek yükler gelmektedir. Yılbaşında bekar bir işçinin asgari ücreti aylık net 417.77 lira artarak 2 bin 20 lira olmuş ve fakat daha aradan henüz yedi ay geçmesine karşın bu işçinin yaşam maliyeti ile mevcut asgari ücret arasındaki fark 543.62 liraya ulaştı. Gıda harcaması tutarı yılbaşına göre 134 lira ve bir önceki yılın aynı ayına göre 364 lira arttı. Ailenin yapması gereken toplam harcama tutarı ise son altı ayda 437 lira, son bir yılda ise 1,176 lira arttı. TÜRK-İŞ tarafından hesaplanan gıda fiyatları endeksi ve TÜİK tarafından hesaplanan gıda endeksi ile tüketici fiyatları endeksindeki gelişim son on iki aylık artış oranı üzerinden değerlendirildiğinde benzeri bir eğilim gösterdiği ve gıda fiyatlarının -mevsim şartlarının etkisiyle- son aylarda gerilemekte olduğu görüldü.”
TÜRK-İŞ’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim 2019 Temmuz ayında şöyle açıklandı:
– Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 0.39 arttı.
-Yılın ilk altı yedi sonunda fiyatlardaki artış yüzde 6.91 oldu
-Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış yüzde 19.38 oldu.
-Yıllık ortalama artış yüzde 22.86 oldu.
-Süt, yoğurt, peynir grubunda; süt ve peynir fiyatında bu ay önemli bir değişiklik gözükmezken yoğurt fiyatında genelde bir artış dikkati çekti.
-Et, tavuk, balık, sakatat, bakliyat ürünlerinin bulunduğu grupta; Kurban Bayramı öncesinde kuşbaşı ve kıyma et ile sakatat ürünleri ve tavuk fiyatı değişmedi. Aynı şekilde kültür balıkları fiyatı da aynı kaldı. Yumurta fiyatı bu ay yine geriledi. Bakliyat ürünlerinde (kuru fasulye, kırmızı-yeşil mercimek, nohut, barbunya vb.) bu ay mercimek fiyatında düşük oranda bir ‘ayarlama’ görüldü.
-Mutfak harcamasındaki rahatlamayı yine sebze-meyve fiyatlarındaki gerileme sağladı. Havaların ısınması ve tarla ürünlerinin pazarda yaygınlaşması gibi mevsim şartları nedeniyle hanehalkının günlük tüketiminde önemli payı bulunan yaş sebze-meyve ortalama kilogram fiyatı bu ay 6.63 lira olarak hesaplandı. Geçtiğimiz ay 6.0 lira olarak hesaplanan ortalama sebze kilogram fiyatı bu ay 5.82 liraya, 7.73 lira olarak hesaplanan meyve ortalama kilogram fiyatı ise bu ay 7.58 liraya geriledi.
-Hesaplamada 12 sebze ve 14 meyve olmak üzere toplam 26 ürün dikkate alındı. Son dönemde sıklıkla tartışılan kuru soğan ve patates fiyatı pek değişmedi. Bamya, karnabahar, börülce gibi fiyatı -nispeten yüksek- sebzeler hesaplama dışında bırakıldı.
-Ekmek, pirinç, un, makarna, bulgur, irmik gibi ürünlerin bulunduğu grupta; bulgur ve un fiyatı bazı marketlerde indirim nedeniyle gerilerken ekmek, makarna, irmik ve pirinç fiyatı aynı kaldı.
-Son grup içinde yer alan gıda maddelerinden; tereyağı, margarin ve ayçiçeği yağı fiyatı değişmedi, zeytinyağı fiyatı ise bu ay arttı. Zeytin fiyatı -yeşil ve siyah zeytin ortalaması olarak- artış gösterdi. Yağlı tohum (ceviz, fındık, fıstık, ayçekirdeği vb.) ürünlerinden ceviz fiyatı geriledi, diğerlerinin fiyatı değişmedi. Baharat (kimyon, nane, karabiber vb.) fiyatı yine aynı kaldı. Geçtiğimiz ay sonunda çay ve şekere yapılan zam bu ay piyasaya yansıdı ve fiyatlar arttı. Bal ve pekmez ile tuz fiyatı değişmedi ve fakat reçel fiyatı yükseldi. Salça fiyatı bazı marketlerde geriledi. Ihlamur fiyatı değişmedi.
Başa dönelim:
Faiz indirimleri pahalılığı önler, enflasyonu düşürür, yoksulluk ve ekonomik sıkıntıları giderirse hedefi yakalamış oluruz. Bunun için de bekleyip, görmemiz gerekecek.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın