Sürekli baskı karşısında sürekli savunmada kalmak
Televizyonlarda Amerikan Türk ilişkileri diye programlar yapılıyor. Herkes kendi ideolojisi çerçevesinde ABD/Türk ilişkilerini yorumlamaya çalışıyor.
Eskiden iktidar medyası da ABD yanlısı konuştuğu için durum bu kadar çıplak olarak ortaya çıkmazdı. Türkiye’de Amerikan karşıtlığı %90’ları vurunca, ABD Türk ilişkilerini tartışmak biraz daha anlamlı hale geldi.
Amerikancıların Amerikancılık yapmaları oldukça zorlaştı. Çünkü ABD’nin PKK ve FETO desteği eskiden bu kadar açık değildi.
Düşmanın duruşu netleşince, sizin fazla dil dökmenize hacet kalmadı. Eskiden bize ayağınıza taş değse Amerika’dan biliyorsunuz derlerdi. Hatta bu konuda bizleri Amerika paranoyası içinde olduğumuz suçlaması yapılırdı. Yani bizim haklılığımız bizim paranoyamızdı.
O günler geride kaldı.
Şimdi bir başka kimlik ve başka bir anlayış ile karşı karşıyayız. Liberal ve Amerikancı kimliğini gizleyerek, sanki yurtsevermiş gibi ahkam kesenler var. Bunlar kim biliyor mumunuz? Ayağınıza taş değse Amerika’dan sanırsınız diye bizleri bir zamanlar yerin dibine sokmaya çalışanlardır. Şimdi yeni kimlik ve esvaplarla TV’de boy gösteriyorlar.
Amerika’dan rastgele birisi bir tehdit savuruyor. Bu bizim eski Amerikancı yeni sözde yurtsever kişimiz, hemen bu tehdidin analizini yapıyor. Çözüm nedir derseniz, bu noktada kem küm ediyorlar. Karşı koyalım dediğinizde, yani biz şimdi ABD ile savaşacak mıyız diye en uç perden Türk insanını korkutmaya çalışıyorlar.
İktidarı aman ha şunu yaparsan şöyle olur. Bunu yaparsan böyle olur diye iktidar kadroları üzerinde yılgınlık yaratıyorlar.
Ve iktidarı, sürekli, ABD karşısında savunmada bırakıyorlar. Ama olaylar ve tehditler öyle süreklilik kazandı ki, toparlanıp karşı saldırıya geçme zamanı bulanıklaştı.
Öyle anlaşılıyor ki, yedi sekiz ay süresince, Pompeo’nun “s-400 aldınız ama kullanmayın” şeklinde verdiği ifade üzerinden tartışma yapacağız. Sanki S-400 alıp turşu yapacaktık. Kullanmayacaksak niye bu kadar badireden geçtik. Böyle bir saçmalık olur mu?
Tehditlere karşı koymak için bir şeyler yapmanın zamanı geçmek üzere… Bir şeyler yapmak zorundayız.
Tabi bu durumun böyle sürüncemede kalmış olmasının iktidar kanadındaki kararsızlığın da çok önemli rolü var. Trump’dan medet umuyorlar. Sanıyorlar ki Trump ABD derin devletini ikna edebilir. Hayır. O kendi iktidarını koruyabilmenin telaşı içindedir.
Amerikan devleti Amerikan çok uluslu şirketlerin çatı örgütüdür. Pentagon ve Amerikan ordusu Amerikan çok uluslu şirketlerinin dünya üzerindeki çıkarlarını korumak üzere vardır.
Orta Doğudaki kaos planı Amerikan çok uluslu tekellerin planıdır. Trump’ın planı değildir. Türkiye ve Türk halkını cezalandırmayı kafaya koymuşlar. Bu Erdoğan’ın meselesi değil Türkiye’nin meselesidir.
Türkiye’ye yapılan tehditlerden, oh Erdoğan gidecek diye sevinç duymak, kendinizi rahatlatmanın dışında kimseye faydası yoktur.
Tehditler ortadayken işin yorumunu yapmak veya entelektüel tatmin peşinde koşmak Türk insanına bir fayda getirmez.
26 Temmuz 2019