Subliminal Mesaj başlığında bir yazı yazmış, ve Edmonton’daki Türk Derneği’nin mescidindeki halı üzerinde, insanları rahatsız eden bir görüntü olduğunu yazmıştım. Merak edenler “Subliminal Mesaj” başlığındaki yazımı okuyabilirler.
Anladığım kadarıyla; iyi ki yazmışsın diyenler olduğu gibi, bu yazıdan çok rahatsız olanlar da olmuş.
Hızını alamayanlar Vancouver’deki Türkiye Başkondolosluğu’na şikayet etmişler beni! Bu yazıyı yazan şahıs demişler yazdığı bu yazıyla Türkiye’yi karalıyor, son dönemler de bu işi en çok FETÖ’cüler yapıyor, dolayısıyla bu şahıs FETÖ’cü demeye getirmişler.
Bu şikayeti yapan şahıslara bir ilaç ismi vericem, sabah- akşam tok karna bir adet alsınlar.
İlacın adı “bisiktirol”
Bazılarını ise Vancouver’deki Başkonsolosluk kesmemiş, Ottawa’da Türk Büyükelçiliği’ne şikayet etmişler.
Sinem Şenol ise, yeni halının resmini gönderip bana, bu resimde de bir subliminal mesaj görüp görmediğimi sormuş? TCS’ nin yönetiminde olur kendileri;
Gönderdiği mesajın yanına da dolar işareti koymuş.
Hayır Sinem, yeni halı güzel olmuş, subliminal bir mesaj görmedim. Ayrıca Cuma namazı sana farz değil ki, ve sen Kozmos’a inanıyorsun, “Deist”’sin; yani dinlere inanmıyorsun, kendi sözlerin bunlar, dolayısıyla sen bu mescid ve halı işine niye bu kadar dahil oluyorsun? Anlamış değilim!
Nefi’nin tevriye sanatıyla yazdığı bir şiirle bütün bu eleştirileri cevaplamak isterim;
Tahir efendi bana kelb demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira,
İtikatımca kelb, Tahirdir.
Umarım bu şiiri Edmontonda yaşayan Tahir adlı şahısla ilintilendirmezler, zira cahillerin Ordinaryusları Master dagree ile dolaşıyor ortalıkta.
Gelelim halı konusuna
Hamdi Taşyürek kardeşim halıyı işçiliğinden para almadan bedava değiştirmiş, eline koluna sağlık, halıyı satan Burhan kardeşim de, $3,000 dolarlık halıyı yarı fiyatına, yani $1,500 dolara vermiş.
Vatandaşlardan da para yardımı yapan olmuş, Dernek Başkanı Ahmet Topal abi de mesciddeki halıda subliminal mesaj görmenin bedeli olarak $200 dolar bana fatura çıkarmış ve halı değişmiş.
Güzel olmuş, yapanın, satanın, yardım edenlerin kesesine bereket.
Bir de başka bir güruh var ki onlar soru sorulmasından hoşlanmayangiller.
Onlar dinle ilgili soru soranlara lanetli veya cüzzamlı gibi davranıyorlar, asafın eşşeği gibi baş sallamayı yol edinmişler, soru sormazlar, ne Allah’ın dediğini, ne de kul’un dediğini anlarlar, işin daha da kötü yanı anlamak ta istemezler. yıllardır alıştıkları düşüncelerinin aksi bir fikir duyunca uzay boşluğunda yabancı cisim görmüş gibi davranırlar.
Onlara da bir çift sözüm var;
Bu zihniyetler ki; Hazerfan Ahmet çelebi uçtu diye Allah’a karşı geliyor, kuş olmak istiyor diye katline cevaz verdiler.
Bu zihniyetler ki; matbaa yı gevur icadı diye kabul etmeyip, matbaanın ilim hayatına girmesini 200 yıl geciktirdiler.
Bu ucube zihniyetler ki; soru soramadıkları için veya soru sorulmasını hoş karşılamadıkları için sahte hocaların kucağında hop oturup hop kalktılar.
Hülasa-i Kelam
Yobaz kardeş; karanlığa küfredeceğine bir mum yak!
Benim yazdıklarımı anlamadıysan o senin sorunun, ben yazdıklarımın sonuna kadar arkasındayım, yanlış bir şey yazarsam özrümü dilerim, ama sen yanlış anlıyorsan o senin sorunun!
Ayhan Kılıç
Edmonton / Kanada
Bir yanıt yazın