TARİHLE COĞRAFYA ARASINDA SIKIŞMAK
Hüseyin MÜMTAZ
“Tuna Nehri’nin hemen kıyısındaki bir tepede, bahçelerin ortasında, sekizgen biçimli ufak bir cami var. Tuna’nın yanı başında, bir şat oyu andıran Aziz Mathias Kilisesi’ni gözler önüne seren Katolik Budapeşte’de özenle korunmuş bu bembeyaz Müslüman ibadethanesi dikkat çekiyor.
Camii, ak kubbesinin altında, vatandaşlarının Budapeşte’yi tahliye ettiklerinde İstanbul’a taşımayı küfür saymış oldukları Türk evliyası Gül Baba’nın türbesini saklıyor. Bu mübarek Müslüman’ın türbesinin özenle korunması XVII’ıncı yüzyılda Avusturya ile Osmanlı İmparatorluğu arasında yapılan Karlofça Antlaşması’nın hükümleri arasında yer alıyormuş, Avusturyalılar da eski ahde sadakat göstermekte”.
(“FIRTINA’DAN ÖNCE ŞARK-İstanbul 1907”- Vicente Blasco Ibanez. Türkiye İş Bankası Yay. İstanbul 2009. Sayfa 3)
SORU 1: Gül Baba Türbesi 1699 Karlofça Antlaşması’ndan beri Avrupa’nın göbeğinde durmakta iken; 1923 Lozan Antlaşması’nın 3’üncü maddesinde atıfta bulunulan 1921 Ankara Antlaşması ile “TÜRK TOPRAĞI” olarak kayıt altına alınmış olan Süleyman Şah Türbesi şimdi nerededir?
“Reuters, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarıyla ilgili aldığı kararların bulunduğu taslak metinleri paylaştı. Taslağa göre AB Türkiye ile havacılık anlaşması çalışmalarını ve üst düzey diyaloğu durduracak. AB ayrıca kararın kabul edilmesi durumunda Türkiye’ye üyelik görüşmeleri sürecinde verdiği desteği 2020 yılında kesecek ve Avrupa Kalkınma Bankası’ndan da Türkiye’ye verdiği borcu/krediyi gözden geçirmesi istenecek.”
2005-2017 döneminde ülkemizde yakalanan düzensiz göçmen sayısının 1 milyon kişiyi aştığı ve aldığımız tedbirler sayesinde Avrupa’ya düzensiz geçişi yüzde 99 oranında azalttığımız; ülkemizde yaşayan 4 milyondan fazla Suriyeli’ye de bizzat BM kayıtlarına göre 37 milyar doları aşan bir harcama yaptığımız en yetkili ağızlardan açıklandığına göre;
SORU 2: AB’nin bu tutumuna karşılık kapıları açarak, 4 milyon artı 1 milyonun Avrupa’ya geçişine göz yumsak hem bu kadar milyar dolar masraftan kurtulmuş, hem de AB’ye Doğu Akdeniz’deki “yasal” sondaj faaliyetlerimizle ilgili “anlamlı” bir ders vermiş olmaz mıyız?
Trump’ın adayı olarak 11 Nisan’da Senato Dış İlişkiler Komitesi’nde ifade verirken “Türkiye S-400 alarak F-35 programındaki rolünü tehlikeye attı. Büyükelçiliğim onaylanırsa Türkiye’nin doğru tercihi yapması için çalışacağım” diyen; BOP mucidi, fikir annesi, uygulayıcısı olarak 2005-9 arası ABD Dışişleri bakanlığı yapan Rice’ın “Irak’tan sorumlu kıdemli danışmanı” olan; 11 Ocak 2018’de Senato Dışilişkiler Komitesi’nde “PKK/PYD’nin korunması gerektiğini” ifade eden Satterfield’in Büyükelçi olarak Ankara’ya atanması Senato tarafından onanmış.
SORU 3: Bu kimlik, kişilik ve düşüncelerde olan Satterfield’in, bizzat Trump’ın imzasını taşıyan itimatnamesi/güven mektubu kabul edilecek midir? 12.07.2019
(NOT; Çok kısa bir yazıda 1699-2019 arasını yeniden yaşayıp Orta Avrupa’dan, Ortadoğu-Doğu Akdeniz’e bir ufuk turu atmayı denedik. Sorulara cevap ararken görsel, yazılı, basılı, sözlü her türlü kopya almak ve vermenin serbest olduğunu da ayrıca belirtmek isterim).
Bir yanıt yazın