Siyasette rasyonalite olur mu?

Siyasette rasyonalite olur mu?

İçinde yaşadığımız siyasi- iktisadi düzenin sürdürülemez bir aşamaya geldiği her halinden bellidir. Sürdürülemeyen bu durumu, dini inançlara sarılarak, fedakarlıklar yaparak, çile çekerek sürdürülebilir hale sokmak da artık olası değildir.

 İnanç etiğine yönelmiş kurtuluş ya da çileciliğin de artık bir kurtuluş yolu olmadığı anlaşılmıştır. Bu cümle siyasiler için değil, dindarlık yoluyla kurtuluş arayan masumlar için sözcelenmiştir.

Kapitalist düzende, metafizik-dinsel dünya imgelerinin anlam verici birliği parçalandığından, siyasal düzlemde de birliği sağlayamaz.

Örgütlenmiş iktisadi düzen kabul edilmiş olmasına karşın meşru ve rasyonel değildir.

Düzende sınıflar vardır. Lakin bu sınıfların varlığı yokmuş gibi hareket edildiğinden, bu durum siyasilerin sürekli yalan söylemesine sebep olur. Halk, bu kadar yalan karşısında şaşkındır. Çünkü kapitalist düzen içindeki modern politikacı, en iyi yalanı söylemek zorundadır. İçinde bulunduğu ilişkiler manzumesi bunu gerekli kılar. Sanırsınız ki bir yerlerde yalancılık eğitimi verilmekte ve yetenekli yalancılar üretmektedir.

Sınıflar varken, yokmuş gibi göstererek, siyaset yapmak yalan söylemeyi gerektirir.

Toplumdaki bireyler de, bu ilişkiler içindeyken onun da yalan söylemesi zorunluluğu vardır. Çıkarı maksimize etmek için ya da kendi çıkarını başkalarının da çıkarıymış gibi gösterebilmesi için yalana mecburdur.

Yalanın bu kadar çoğalmış olması, içinde yaşadığımız ilişkilerin bir ürünüdür. Zaten çürüme denilen olgu da budur. Bu kadar yoksulluk varken, varsılın istikrar ve huzur içinde yoluna devam etmesi de zordur.

Sistemdeki sıkıntının temel kaynağı budur. A… fakir varmış! Şuna bir sadaka verelim diyerek, kimse vicdanını rahat tutamaz.

Diyeceksiniz ki senin yazdığın yazı da bir ahlak yazısı… Evet ahlak rasyonalitenin asıl temelidir. Toplumsal rasyonaliteye kavuşmak için öncelikle “hak” yani rasyonalite meselesinin halledilmesi gerekir.

Buraya giden yol ise toplumsal realiteye hak ve hukuk içinde yaklaşmaktır. Hukuk esas itibariyle “hak” dır.

Toplumsal rasyonaliteye kavuşmak, sınıflar gerçeğini görmekle mümkündür. Bu gerçeğin siyasete dönüşmeye başlamasıyla sıkıntılar azalacaktır.

27 Haziran 2019