20 Haziran 2019’da yani İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine 3 gün kala Doç.Dr. Ali Kemal Özcan bir açıklama yapınca öğrendik ki; aslında Öcalan seçimlerle ilgili iki gün önce yani 18 Haziran’da bir açıklama yapılmasını istemiş ve bunu avukatlarına bildirmiş, belli ki Öcalan’ın bu açıklaması Kürtlerden gizlenmiş, fakat buna mukabil yine hapiste olan Selahattin Demirtaş’ın Kürt halkına yaptığı “Millet ittifakı ile birlikte haraket edin” çağrısı Kürt kamuoyuna bildirilmiş. En başından beri CHP tam olarak doğrulamasa da HDP Millet ittifakını destekliyor, yani CHP, İYİ parti, Saadet Partisi, HDP aynı taraf, buna bir de Fetö grubunu eklerseniz Millet denen ittifak vücut buluyor.
Öte yanda, Ak Parti ve MHP var, adı da Cumhur İttifakı.
Kürtler İstanbul seçimlerinde seçim sonuçlarına etki edebilecek bir kitle. Fakat bu iki ayrı yerden yapılan çağrı ile bir yol ayrımına geldiler.
Demirtaş, Kandil grubu, Fetö, CHP ve hatta Saadet Partisi, uluslararası eğemen güçlerin güdümünde. Kim bu egemen güçler?
Amerika’nın da içinde olduğu Dünyayı yöneten para babaları, finans merkezleri, Arz-ı Mevd’ i kurmaya and içmiş olanlar, NATO Gladyosu, Evanjelistler. Yani bugüne kadar alışılmış düzenin devam etmesini arzu edenler. Peki bunların sahadaki unsurları kimler?
Sistemin içine monte ettikleri FETÖ yapılanması, ayrılıkçı ve özerkçi Büyük Kürdistan Hayali içinde bilenmiş Kürt gruplar, büyük Kürdistan’ı kurmadan Büyük İsrail’ i kuramazsın neticede, başta Kandil tayfası, içeride yasal yapılanmasıyla HDP, Pontus’u fısıldayanlar, Alevileri, din den hazzetmeyenleri toparlayan yasal tanımıyla CHP, ve yine dine yakın durmayanları yani Türk-İslam sentezine uzak durup Türkçülüğü esas alanları derleyen, toparlayan ve milliyetçileri kafa karışıklığına sevkedip bölen, güçsüz kılan, ve yasal tanımıyla İYİ Parti, ve içindekini dışa vurmayan fetöcüleri başka bir tanımlamayla ve başka bir zeminde siyasi olarak toparlayan İYİ Parti ve dini alanda toparlayan ve kamufle eden Süleymancılar grubu.
Her Kürt PKK lı değil, ayrılıkçı değil yani. Özellikle de Sünni Kürtler kimliklerinin ve sosyal statülerinin tanınmasını istemekle birlikte, Türkiye’yi vatanı bellemiş ve Türklerle birlikte yaşama isteğinde, bu kürtlerin çoğu uzun yıllar boyunca Türklerle kız alıp, kız verdiği için kaynaşmış durumda, ayrılıkçı Kürtler de bu kürtleri asimile olmuş sınıfında sayıyor. Zira ayrılıkçı Kürtlerin tamamına yakını için Kürt olmanın ön şartı, TC diye tanımladıkları Türklere ve Türkiye Cumhuriyetine karşı durmak ve özerklik isteyip Büyük Kürdistan’ı kurmak. Çünkü uluslarası güçlerin onlara yüklediği misyon bu.
Peki Öcalan bu işin neresinde duruyor?
Munzur Üniversitesi Sosyoloji bölüm başka nı Doç.Dr. Ali Kemal Özcan’ın açıklamalarına göre, Kürtlerin ayrılmasından yana değil, Özcan kendini anlatırken Türkiye Cumhuriyetine üzerinde durarak, bu topraklara vatan vurgusu yaptı. Öcalan her ne kadar tarafsız kalın dese de aslında satır aralarında Cumhur ittifakını destekleyin yazılıydı. Açıktan söylemedi çünkü; bu sefer milliyetçi Türkleri İYİ parti’nin kucağına atma riski vardı.
Peki Devletin izni yada müsaadesi olmadan Öcalan bu açıklamayı yapabilir mi? Bence yapamaz.
Karşılığında söz verilmişmidir?
Evet, verilmiştir.
Peki ne olabilir bu söz?
Özerklik olamaz, ayrılmak olamaz. Çünkü ayrılıkçı kesim çok belli, savaştan yana olan Kandil, dağdan aşağı inmek istemeyen kesim yani, onlar çok belli, hamileri de inmelerini istemiyor zaten, ve hatta onlardan bir ordu kurma planları var.
Peki verilen söz ne olabilir?
Onurlu, eşit, sosyal hakların verildiği özgür ve birlikte bir yaşam sözü.
Karşılığında alınan söz de uluslarası güçlerin maşası olmadan, silahsız, çatışmasız ve Kürtlerin kendi öz iradeleriyle sergileyeceği bir duruş sözü.
Yani Devlet, dış güçlerin devşiremediği ayrılıkçı olmayan Kürtleri Öcalan aracılığı ile devşirme ve kazanma hesabında. Buna en hazır olan da Sünni Kürtler.
Öcalan’ın bu işten ne kar’ı var derseniz, bu işin lideri ben’im diyor. İleride Öcalan’ı Meclis te görürseniz şaşırmayın diyeceğim ama, çok şehit verdi bu memleket, ipi başkalarının elinde olanlar hakim olursa kürtlere çok şehid verilir daha. Ehven-i Şer yani, kötünün iyisi. Karşı dağdan havlayan mı, kapında meeleyen mi mevzusu yani…
Ayhan Kilic
ayhankilic@turkishnews.com
Edmonton/Kanada
Bir yanıt yazın