Seçim akşamı Ekrem İmamoğlu kararlı ve dik bir duruş sergileyip AKP’ye meydanın boş olmadığını göstermeseydi, önceki seçimlerde olduğu gibi “Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş” olacaktı. 31 Mart seçimleri çaldırmayınca kazanılacağının ispatıdır.
Üç bin oyla Yıldırım’ın kazanabildiği seçimi, onüç bin oyla İmamoğlu’nun kazanamaması, aynı kurulun saydığı tek zarftan çıkan 4 oydan sadece birinin iptal edilmesi, seçim sonrası partilerin ilan ettikleri -toplamı yüzde yüzün çok üzerinde- hayali oy oranları; dünya matematiğine mizahi bir boyut getirdi. Matematikte kesin kabul olurken, “genel kabul gören oy oranları” en yetkili ağızlardan söylendi (!)
A.A. Üsküdar yolunu açık tutmak için her seçim yaptığını yaparken, bu seçim suçüstü yakalandı. “Kızını bile inandıramadığı” seçimde, “Hiç bir şey olmasa bile kesin bir şeyin olduğu” şeklinde insan zekasını zorlayan, deli saçması açıklamalar yapıldı. Mazbatayı vermemek için her türlü yol denendi. Vicdanların kabul etmediği bir şekilde de seçim iptal edildi. Yıllardır unuttukları ise: hakkın güçlüye değil, HAKLIYA verildiği devlete HUKUK DEVLETİ dendiğiydi! Bir de önceden seçim ya kazanılır ya kaybedilirdi. Şimdi “murdar“da olabildiğini öğrendik.
AKP’nin “seçim zaferi” KOCA BİR YALANDIR! Partiler bazı yerlerde yasadışı ittifak, bazı yerlerde ayrı ve bazı yerlerde hiç seçime girmemişken; Türkiye geneli oy oranlarını belirlemek nasıl mümkündür? Türkiye geneli oy oranlarını kim, nasıl ve neye göre tespit edebilmiştir?
Genel Başkanların HER SONUCU BAŞARI diye pazarlama komedisine ne demeli? Peki kim kaybetti? “YALAN ona inanmaktan hoşlananlar çoğaldıkça, DOĞRU sayılmaya başlar.” – Konfüçyus
Bunların hepsinin nedeni de AKP’nin 31 Mart seçimlerinde ağır bir yenilgi alması, seçim hezimeti yaşamasıdır. İl ve büyükşehir belediyelerinde ki nüfusun %65-70’ inde AKP kaybetmiştir ve ARTIK YOKTUR.
Kaybettikleri belediyelerin en küçük mahallesi kadar nüfusu olmayan il belediye adedini öne çıkartarak veya havuz medyası kurgulu “genel kabullü” hayali oy oranlarıyla; kendilerinin de çok iyi bildiği seçim hezimetlerini gizleme, daha da ileri giderek hezimeti zafer diye yutturma peşindedirler.
AKP’nin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan olmasa, başka bir ismin bu seçim sonuçlarına göre genel başkan olarak kalması imkansızdır. AKP İstanbul seçimini ne pahasına olursa olsun kazanırsa hezimeti bir nebze telafi edebileceklerini, hayali zafer masalına inandırabileceklerini sanmaktadırlar. Çünkü “İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır.” ise AKP sadece İstanbul’u değil, Türkiye’yi de kaybetmiştir.
Atatürk’e bile “mülteci” diyerek seviyesizliklerine uygun çukurlaşanların, vatanımızı en ücra köşesine kadar işgal eden Suriyelilere AKP bizim paramızla kırk milyar dolar harcarken, görmezden geldiği büyük mitingler yapabilen EYT’lilerin; AKP’nin seçim hezimetinde önemli bir payı vardır.
Seçim yenilemenin bedeli hem ekonomik hem de sosyal açıdan çok ağırdır. Damatın yönettiği ekonomi kriz içinde, pamuk ipliğine bağlı can çekişmektedir. AKP’nin ayrıştıran, bölen ve kutuplaştıran politikası nedeniyle de kardeş kardeşe küs veya düşman hale gelmiştir. Hatta evde eşler arasında A haber vb. zehirlenmesine maruz kalan taraf varsa iş boşanmalara kadar gitmektedir.
Demokratik bir ülkede iki belediye başkan adayının TV ye birlikte çıkmaları gibi OLAĞAN, olması gereken bir durum bile artık OLAĞANÜSTÜ olay olmaktadır. AKP’nin demokrasimizi GERİLETTİĞİ nokta ORTAÇAĞDIR.
AKP oy için 8 yıl sonra İmralı canisine ziyaretler başlatır. Biri saygı duruşuyla “krdistan” turları atar, Yıldırım “krdistan, l*zistan, ekümenik” der. Bir diğeri “Suriyelilerin dualarıyla ayaktayız” der. Hangi milliyetçilermiş bunları destekleyenler?
Söylenen oranlar doğruysa : MHP + AKP = %51.6 – %18.8 MHP = %32.8 AKP
Bu orana göre AKP %32 ile tarihi hezimet yaşayıp iktidarını yitirmiş ve erken genel seçim kaçınılmaz olmuştur.
Yapılacak ilk erken genel seçimde yalan, talan, zulüm, hukuksuzluk, ayrıştırma, kibir, kutuplaştırma, keyfi yönetim, partizanlık, liyakatsizlik, ekonomik kriz, din tüccarlığı, Türk düşmanlığı, asık surat, tek adam ve saray saltanatı SON BULACAKTIR!
On sekiz yıldır bütün değerlerimizin içini boşaltan AKP’nin ağır tahribatına rağmen, #HerŞeyÇokGüzelOlacak. Çünkü kabaran sular bendini yıkarken, gözlerimizi kapatıp gelecek güzel günleri düşünüp, İstanbul’u dinlediğimizde: Dersaadet’te, Aziz İstanbul’da sisleri dağıtan; artık keremli bir UMUT vardır!
M. Fevzi KÜÇÜKKAHVECİ www.fevzikucukkahveci.com