Necdet Buluz
Başlığa aldığımız sözler San Et ve Et Endüstrileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Genel Müdürü Veteriner Dr. Ahmet Yücesan’a ait. Yücesan, Hükümetin et ithalatına devam etmesi halinde besicilerin işi bırakacağını ve et fiyatlarının artık tutulamaz duruma geleceğine de vurgu yaptı.
Yıllardır et sorunu çözülemedi.
Hükümet olanlar ithal ete yönelerek soruna çözüm aradılar ancak, bunun da çözüm olmadığı görülüyor.
Yerli üretimin giderek azalması, besicilerin sorunlarının büyümesi, et fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Bunun önlenebilmesi için de et ithalatı yapılıyor. Bugün piyasada ithal etin bile pahalıya satıldığını görüyoruz.
Söylediğimiz hep şu oldu:
İthalat çözüm değil. Yerli üretimin desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerekiyor. İthalatla sorunlara çözüm bulunsaydı, bugün yaşananlar ortaya çıkmazdı. Besicilerin her alanda desteklenmesi ve et üretiminin yaygınlaştırılması gerekiyor. Bunu yapamadığımız süre içinde sorunlara çözüm bulamayız. Hep aynı noktada da kalamadığımız gibi, sorunlara yeni halkalar da eklenir. Nitekim, eklendiğini de görmekteyiz.
Özetle, çözüm üretimimizde.
Şimdi, konu ile ilgili iki önemli isimden yapılan açıklamalara göz atalım. Bu açıklamalar et konusunda ne durumda olduğumuzu ve çözüm yollarının neler olabileceği konusunda az da olsa bir fikir sahibi olmamıza yardımcı olacak.
Meralarımızın yeniden hayata geçirilmesi, damızlık hayvanların ülkemize kazandırılması, et ve süt inekçiliğinin geliştirilmesi ile hayvancılık sektörümüz nefes alacaktır.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Bosna Hersek İş Konseyi Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Arslan ile San Et ve Et Endüstrileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Genel Müdürü Veteriner Dr. Ahmet Yücesan, İstanbul’da Türkiye’nin hayvancılıktaki konumunu değerlendirdi.
Mehmet Emin Arslan, Türkiye’de mevcut koşullar çerçevesinde kırmızı et meselesinin kolay kolay çözüme kavuşturulamayacağına işaret ederek, “Son dönemde alım gücünde yaşanan gerilemeye bağlı olarak talep azaldı. Geçen sene Ramazana göre bu sene Ramazanda tüketim yüzde 30 düştü. Buna karşılık otel ve restoranlarda yani toplu tüketimde bir azalma görülmüyor. Et tüketiminde sorun hanelerde” dedi.
Arslan, Türkiye’de tüketilen toplam etin yüzde 50’sinin yüzde 10’luk kitle tarafından tüketildiğini sözlerine ekledi.
Ahmet Yücesan ise Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) bazı marketlerde satılan ucuz eti destekleyecek bütçesinin kalmadığına işaret ederek şu açıklamayı yaptı:
“ESK, bu hafta marketlerden çekiliyor. Bu karar etkisini gösterdi, toptan et fiyatı 35 liraya çıktı. Önümüzdeki haftalarda ithalat izinleri verilmediği takdirde et fiyatları 80 lirayı görebilir. Şu anda besicinin eline kilogramda 31 lira geçiyor. Oysa maliyet 33 lira. Doğu ile Batı illeri arasında etin maliyeti açısından 1 liradan az bir fark var. Balıkesir’de pahalı, Erzurum’da ucuza üretilmiyor et. Eğer et fiyatları artarsa, bu kurban fiyatlarını yükseltir. Türkiye’de toplam üretimin yüzde 7’sini kurbanlıklar oluşturuyor. Et tüketiminde dengenin de bozulduğunu görüyoruz. Geçmişte tüketimin yüzde 40 küçükbaş idi. Şimdi bu yüzde 10’a indi. Koyun endüstriyel beslenmez, merada beslenir. Anadolu’ya en uygun hayvan türü de küçükbaştır”
TÜİK’in verilerine göre Türkiye’de 17 milyon büyükbaş, 47 milyon da küçükbaş hayvan olduğunu aktaran Yücesan, “Oysa gerçek sayıları yansıtmıyor. Doğrusu Türkiye’de 9 milyon büyükbaş, 22 milyon küçükbaş var” dedi.
San Et ve Et Endüstrileri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi Genel Müdürü Veteriner Dr. Ahmet Yücesan, Türkiye’nin Avrupa Ortak Tarım politikası gereği Avrupa dışından hazır et alamadığına işaret ederek, “Avrupa Birliği (AB), Latin Amerika’dan canlı hayvan ithalatına izin veriyor zira Avrupa’dan canlı hayvan almamızı istemiyor” dedi.
Türkiye’nin AB kurallarına bağlı olarak tarım ve hayvancılık ürünlerinde ihtiyacını Brüksel’e bildirdiğini dile getiren Yücesan, şöyle konuştu:
“Brüksel, tedarik için önce 28 AB ülkesini adres olarak gösteriyor. Avrupa’dan ihtiyacı karşılamak mümkün değilse, Türkiye’yi Dünya Sağlık Örgütü’nün hayvansal hastalıklardan arı ülkelere yönlendiriyor. Mesela bu kural nedeniyle Asya’dan ve Afrika’dan canlı hayvan ve et ithal edemeyiz. Dahası Asya ülkeleri şap hastalığı ile enfekte olmuş durumda. Bu da ithalatı riskli hale getiriyor.”
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın