Necdet Buluz
Önce gıda konusunda yapılan bir araştırmanın sonuçlarını paylaşalım.
İngiltere merkezli Biyoteknoloji ve Biyolojik Bilimler Araştırma Konseyi’ne (BBSRC) göre, dünyada her üç kişiden biri beslenme sorunu yaşıyor. Bunun bir ucunda açlık veya yetersiz beslenme, diğer ucunda ise şişmanlık ve obezite yer alıyor. Kötü beslenme birçok hastalığın nedeni olarak görülüyor. Öte yandan üretilen gıdanın üçte biri çöpe gidiyor.
Bu araştırma ve ortaya çıkan sonuç, gıda konusunun dünyada giderek ön plana çıkmakta olduğunu gösteriyor. Ayrıca, gıdada israfın dolu-dizgin gittiği gerçeğini de gözler önüne seriyor. Üretilen gıdanın üçte birinin çöpe gitmesi ise hiçbir zaman kulak ardı edilmemelidir.
Tarım denilince en önemli konu su akla geliyor. Bu nedenle tarım ile suyu birlikte düşünmek durumundayız. Dünyada su kaynaklarının da giderek azalması ve kuraklık tehlikesi tarım için de tehlikeli bir gelişme olarak değerlendirilmelidir.
Tarım ürünleri beslenmede önemli bir yer tutuyor. Ancak bunun yol açtığı bazı sorunlar da var. Yeryüzündeki toplam tatlı su kaynaklarının yüzde 70’i tarımda kullanılıyor.
Dünyadaki toplam sera gazı üretiminin üçte biri tarım faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Özellikle tarım ilaçları, biyolojik çeşitliliği olumsuz etkilediği gibi toprağın bozulmasına da yol açıyor. Tarım için kullanılabilecek arazi sınırlı olduğundan, daha verimli tarımsal üretim yapmanın yollarını bulmak gerekiyor.
Küresel ısınmaya yol açan karbon salımının önemli bir kısmı tarımsal üretimden kaynaklanıyor. Bu şekilde devam edilmesi halinde iklim değişikliği bazı ürünleri tehdit eder hale geliyor.
Bunun ise gıda ürünlerinin fiyatının artmasına, hatta kamu düzeninin bozulmasına yol açabileceği öngörüsünde bulunuluyor. Kısacası tarımsal üretimde ve gıda tedarik zinciri ve tüketim alışkanlıklarında önemli dönüşümler gerekiyor. Peki, bu sorunları aşmak ve 10 milyar insanı besleyecek üretim düzeyine erişmek için ne tür adımlar atılıyor?
Pek çok çiftçi, tarlada ve traktör üzerinde geçirilen zamanı idari işler için kullanmanın verimi artıracağından söz ediyor. Tekrara dayalı işler ise robotlara devredilebilir.
Örneğin Small Robot Company adlı şirket üç tür robot üretmiş. Bunlardan biri ekimde kullanılırken diğeri tarladaki bitkiler büyürken yerlerini tek tek fotoğraflayıp kayıt altına alıyor ve analize gönderiyor.
Buradan elde edilen sonuçlara göre üçüncü robot ihtiyacı olan bitkileri tek tek ilaçlamaya başlıyor. Böylece gereksiz kirlilik ve kaynak israfı önlenmiş oluyor.
Bu küçük robotlar geleneksel traktörlerin yerini alabilir. Traktörler ağır olduğu için tarladaki toprağı sıkıştırıyor ve içindeki havayı ve suyu tutan gözeneklerin kapanmasına neden oluyor. Bu durumda bitkiler suyu ve topraktaki besinleri verimli bir şekilde kullanamıyor.
Tarım üretiminde kullanılan küçük robotlar bu sorunu çözebilir. Bu araçlar hasat toplama makinelerinin yerini alamaz belki. Ama geleneksel tarım yöntemlerinin bu şekilde tekrarlanmasından ziyade değiştirilmesi üzerinde duruluyor zaten.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, gıda ürünlerinin yaklaşık üçte biri tüketiciler veya marketler tarafından çöpe atılıyor ya da verimsiz ulaşım ve toplama işlemleri sonucu bozuluyor.
ABD’nin ardından en fazla gıda ihraç eden ülke Hollanda, gıda israfının da en fazla yaşandığı yerlerden biri. Hollanda hükümeti 2030’a dek gıda israfını yarı yarıya azaltmayı hedefliyor.
Özetleyelim:
Tarımda yenilenme, az su kullanımı ile daha çok verim alma çabaları tüm hızı ile sürüyor. Artan dünya nüfusunun beslenebilmesi bugünkü koşullarda kolay olmayacak. Tarım alanlarındaki azalma, tarımın çevreye verdiği zararlar da göz ödününe alınacak olursa bu alanda çok daha yararlı çalışmalara ihtiyaç olduğu da görülüyor.
Bir önemli konu da şu:
Gıdada israfın önlenebilmesi de önemlidir. Eğer gıdada elde edilenlerin üçte biri çöpe gidiyorsa bunu da önemsemeliyiz. İsrafın önlenmesi ile günde 2 milyar insanın karnının doyması da sağlanabilir. Uzmanların da bu konuya dikkat çekmesi boşuna değil.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz