Böyle gitmez hamle yapmalıyız

Böyle gitmez hamle yapmalıyız

Amerikan Devleti her Allah’ın günü Türkiye Cumhuriyeti Devletini tehdit etmektedir. En son; ABD ile aramızda yapılmış antlaşmalar gereği ABD’de bulunun Türk Subaylarını sınır dışı edeceğini resmi bir mektup ile tarafımıza bildirmiştir.

Önce Amerika’ya yalvarmayı bırakmalıyız. Devletimize doğrudan yapılan tehditlere karşı bir hamle yapmalıyız. Muhalefet ne dermiş, falan şunu söylermiş gibi kaygıları bir kenara bırakıp, Amerikan devletinden tarafımıza doğrultulmuş silaha karşı bir hamle yapmalıyız.

İran kadar direnemezsek, teslimiyetin yolu açılmış olacaktır.

Adım adım direnmenin stratejisini beyan etmeliyiz. Ya da hiç değilse, stratejinin ilk adımını açıklamalıyız. Amerikan tehdidini günahımız sevabımızla birlikte açık açık Türk milletine anlatmalıyız. Önce Türk milletinin, tehdidin iç yüzünü bilmesinden başlayarak, Amerikan devletinin bitmek bilmeyen Türk düşmanlığını anlamasında yarar vardır. Zaten direnme de buradan başlayacaktır.

Suriye ile ilgili ABD ile yaptığımız tüm askeri işbirliği görüşmelerini kesmeliyiz. Hiçbir yeni angajmana girmemeliyiz. İdlib için  ABD ile yapılan tüm görüşmeleri sonlandırmalıyız.

Örnek, onlar bizim subaylarımızı ABD’den mi sınır dışı etti. Biz de Türkiye’deki Amerikan subaylarını sınır dışı etmeliyiz.

ABD bize ambargo uygulayacağını mı söyledi. Tüm askeri siparişlerimizi durdurduğumuzu bildirmeliyiz.

Amerika silah ambargosu mu başlattı. Biz de İncirlik Amerikan Terör Üssünü kapatmalıyız. Unutmayalım ki bölgemizdeki Kürdistan İnşası İncirlik Üssü kullanılarak yapılmaktadır.

ABD’den bir tehdit daha mı geldi, hemen Kürecik ABD Üssünü kapatmalıyız.

Tehditler biraz daha mı artı, İzmir NATO Kara Kuvvetleri Karargahına elektrik ve su servisi yapmamalıyız.

Tehditler gene durmadı mı Suriye ile anlaşmaya varmalıyız. Ve Suriye’nin kuzeyinden, ABD askerlerini, Suriye ile birlikte çıkaracağımızı ilan etmeliyiz.

Tehditler gene de durmadı mı, İran Çin ve Rusya ile yeni askeri anlaşmalar imzalamalıyız.

Bunlara rağmen Amerika Türkiye’den vaz geçtim silahlı müdahale yapacağım diyorsa, buyursun gelsin.

Güvenlik meselesinin gelip dayandı nokta; söz ile ya da diplomasi ile çözülebilecek gibi olmaktan çıktığı tehdidin seviyesinden anlaşılmaktadır. Daha fazla irtifa kaybetmeden hamle yapmalıyız.

Artık sorun S400 alımı meselesi değildir. Türkiye’nin varlık yokluk meselesidir.

8 Haziran 2019


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir