Necdet Buluz
Başlığa aldığımız kelimeyi artık kullanmak istemiyoruz ama, piyasalardaki hareketlilik ve ard arda yapılan resmi açıklamalar ne yazık ki, yoksullaşmaya devam ettiğimizi gösteriyor.
Her ne kadar Maliye bakanı Albayrak “Enflasyon % 18’lere indi. Birkaç ay sonra tek haneli rakamları yakalayacağız” diyorsa da, piyasalardaki pahalılık ve getirdiği enflasyon kafalardaki soru işaretlerini artırıyor.
Aylardır yaşananlar, yoksullaşmaya devam ettiğimizi gösteriyor. Son yapılan araştırmalar da yoksullaşan kesimde önemli artışların olduğunu gösteriyor.
Biz, piyasalar ve resmi rakamlara bakıyoruz.
Resmi enflasyon bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 18.71 artış gösterirken, gıda fiyatlarındaki artış yüzde 28.44 oldu. Buna göre bir önceki yıla göre ücreti resmi enflasyon oranında artan bir ücretli, geçtiğimiz yılın aynı ayına göre gıda karşısında alım gücünü reel olarak yaklaşık yüzde 8 oranında kaybetti.
Elimizde yeni bir araştırmanın verileri var.
Birleşik Metal İşçileri Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) araştırmasına göre ücretli, madde bazında alım gücünü en çok sarmısak ve patateste yüzde 40 oranında kaybederken, domateste alım gücü kaybı yüzde 32, patlıcanda yüzde 30, kuru soğanda yüzde 30, tavukta yüzde 24 oldu.
Buna göre ücretli bayram alışverişinden geçen seneye göre 5 kilogram (kg) patates yerine 3 kg patates, 3’er kg domates ve patlıcan yerine 2’şer kg domates ve patlıcan, 1 kg tavuk eti yerine 750 gram tavuk eti ile dönmek zorunda kaldı. Alım gücü kaybı ekmek ve tahıllarda yüzde 4.6, ette yüzde 4.1, süt, peynir ve yumurta grubunda yüzde 2.1 oldu.
Bir başka araştırmanın sonuçlarına da bakalım:
BİSAM’ın, Türkiye İstatistik Kurumu madde fiyatları, Tüketici fiyat endeksi ana grup ve alt ana gruplara göre endeks rakamları üzerinden yaptığı hesaplamaya göre özellikle sebze fiyatlarındaki yüksek artışlar, kimi temel harcama kalemleri için ücretlinin alım gücünü büyük oranda azalttı.
Ücretli çalışan bir işçinin geliriyle 2018 yılı mayıs ayında alabildiği kadar sebze alabilmesi için maaşının mevcuttan 763 TL daha fazla olması (3 bin 263 TL) gerekiyor. Aynı miktarda meyve alabilmesi için ücretinin mevcuttan 322 TL (2 bin 822 TL) fazla olması, aynı miktar ekmek ve tahıl ürünü alabilmesi için ücretinin 2.621 TL, aynı miktar et alabilmesi için ücretinin 2 bin 607 TL, aynı miktar katı ve sıvı yağ ücretinin 2 bin 573 TL, aynı miktar süt ve süt ürünü alabilmesi için ücretinin 2 bin 554 TL olması gerekiyor.
Hububat Tedarikçileri Derneği Başkanı Gülfem Eren, hububat fiyatlarındaki artışta her zaman gözlerin tüccar kesiminde olduğunu belirterek “Bu, klasik yerleşmiş bir algı. Sektörümüzün fiyatları belirlemesi mümkün değil. Biz de arz ve talebe göre hareket ediyoruz” dedi.
Eren, “Başı sıkışan ‘spekülatör’ deyip çıkıyor. Tüccarlar da aynen üretici, kullanıcı ve Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) gibi bu sistemin sağlıklı işlemesini sağlayan 4 unsurdan biri. Tüccarın elinde mal tutması, aşırı fiyat artışlarından ziyade piyasayı dengeleyici daha sağlıklı işlemesini sağlayıcı rol oynar” diye konuştu.
Özellikle son 4-5 senedir bu alanda ticaret yapan firma sayısında ciddi azalma yaşandığına dikkati çeken Eren, “Eğer aşırı kârlar elde edilseydi bu meslek güçlenerek devam ederdi, ancak şu anda kayboluyor. TMO’nun yaptığı ithalatı ve fiyat düşürerek piyasaya mal sürmesini düşünürsek, bu işin bir cazibesi kalmadı” ifadesini kullandı
Önümüzdeki Temmuz ayında memur ve emeklilere yılın ikinci yarısının zammı yansıtılacak. Bu zammın ne kadar olacağı henüz kesinleşmedi. Ancak, geçinememe sıkıntısı içinde olan ve artık “dar gelirli “sınıfında yer alan memur ve emeklilere geçinebilecekleri oranda zam yansıtılması bekleniyor.
Bu gerçekleşebilir mi?
Pek mümkün görünmüyor. Açıklamalar ve devletin gücünün beklenen zamları yapamayacağını gösteriyor.
Eğer, beklendiği ve iddia edildiği gibi piyasalar rahatlatılmaz, pahalılık ve enflasyonun önü alınamazsa, yoksullaşmaya devam edeceğiz.
Bir de şu var:
Çarşı-pazardaki ve raflardaki fiyatlar, resmi rakamların enflasyon rakamlarını ters yüz ediyor. Bu da daha önceden de yazdığımız gibi mutfaklardaki yangının devam ettiğini gösteriyor. Mutfaklardaki yangın söndürülemediği müddetçe yoksulluktan daha çok söz edeceğimizi de görülüyor.
[email protected]
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın