Siyasal Bilimler ve Yapay Zeka
Alaeddin Yalçınkaya
Yapay zeka, buharlı motorlardan günümüze sanayi devriminin son istasyonudur. Bilgisayar-bilişim alanındaki kazanımların bileşkesi durumundaki bu aşamanın kapsamı, etkisi her alan için farklıdır. Yapay zeka ürünlerinin, ilk bakışta ilgisiz sektörler arasındaki etkileşimi, işbirliği dahi bambaşka ufuklara yol açabilmektedir. Bu alanda kıran kırana rekabet sözkonusudur. ABD-Çin savaşının temelinde de bu alandaki rekabet bulunmaktadır.
Soğuk Savaş dönemi uluslararası politikalarının menşeini nükleer füze başlıkları, menzilleri, rampaları, yakıtları gibi her gün yeni bir buluşun sözkonusu olduğu teknolojiler oluşturmaktaydı. O dönem Uluslararası İlişkiler araştırmalarının da temelinde bu gelişmeler bulunmaktaydı. Bununla beraber her ülkenin kapasitesi, buluşları, hedefleri, diğer ülkelerin de dış politikasından ekonomisine, hukuk sisteminden güvenlik sorunlarına genel politikalarını etkilemekte, yönlendirmekteydi. Siyasal bilimler, bu gerçeği dikkate alarak durum tespiti, felaket senaryolarına karşı çözüm önerileri, işbirliği planları gibi alanlarda araştırmalar yapmış, yöneticileri yönlendirmiştir.
Siyasal bilimlerle (diğer sosyal bilimlerle birlikte) siyaset arasındaki ilişki ayrı bir konudur. Siyasetten bağımsız, fakat siyasetin bîgâne kalmadığı sosyal bilimlerin gelişmişlik derecesi ile ülkenin huzur, refah ve güvenliği arasında doğrusal ilişki vardır. Sovyetler Birliği’nde müspet bilimler açısından yetersizlik sözkonusu değildi. Bilakis bazı alanlarda Rus bilginler bir adım öndeydiler. Onlarda olmayan, daha doğrusu ideolojinin esiri olan alan, siyasal ve sosyal bilimlerdi. Sovyetlerin dağılma sebeplerinden birinin de bu alandaki eksiklik olduğu kabul edilir.
Genel olarak azgelişmiş ülkelerde birçok nedenden dolayı batıya bağımlılık sözkonusudur. Özellikle sosyal bilimlerde Oryantalist baskı her alanda varlığını sürdürmektedir. Dış tehditler ve olağanüstü şartlar altındaki siyasetin etkisindeki sosyal bilimler, iç politikada olduğu gibi dış politikada da yetersiz kalmıştır. Bu yetersizlik, nice kumpasların, aldatılmaların menbaını oluşturmuştur.
2019 şartlarında ABD-İsrail’in Ortadoğu’yu yeniden kurma, bu çerçevede Türkiye’yi parçalama stratejileri ortada iken akademik alanda bu ülkeler kaynaklı bulgu ve teorilerin bilim olarak kabul edilmesinin çelişkilerini her fırsatta görmekteyiz. İstila ve sömürü girişimlerini, Washington, Londra, Paris penceresinden güvenlik sorunu olarak görmek, bütün saldırganlıkları terörle mücadele kapsamında analiz etmek sömürge aydını boyunduruğundan kurtulamamak demektir. Son olarak ABD’nin Ortadoğu Politikası kapsamında hakemlik yaptığım bir makaleyi, İsrail adının hiç geçmemesi sebebiyle reddettim. Böyle bir çalışma için kafa yoran muhtemelen genç bir araştırmacıdan çok, onları yetiştirenlerin sorumlu olduğunu belirtmem gerek. ABD’nin Orta Doğu politikası ele alınırken, bütün olup bitenlerin terörle mücadele kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, silah sanayii patronlarının veya Siyonist lobinin bunda hiç dahli olmadığını öğreten akademisyenleri kastediyorum.
Olayları Türkiye veya bölge halklarının güvenliği, hakları, çıkarları açısından ele alanların, dolayısıyla yeni sömürgecilerin hoşlanmayacağı analizlerin çok indeksli dergilerde yayınlanma şansı azdır. Batılı üniversitelere gönderdiğimiz üstün beyinlerin dahi ancak onların izin verdiği alanlarda tezlerini yazabildiğini her fırsatta görüyoruz. Belirlenmiş sınırlılıkları aşabilen araştırmacı veya kurumlaşmaları da takdir ediyoruz.
Türkiye’de yapay zeka teknikleri, mühendisliği, sağlık ve teknik alanlarda uygulanması konusunda önemli başarılar sözkonusudur. Aselsan, Havelsan gibi kuruluşlarımızı özellikle belirtelim. Zaten sanayi devriminin her aşamasında önemli buluşların hareket noktası savaştaki ihtiyaçlar oluşturmuştur.
Öte yandan nice başarılara imza atmış, ödüllendirilmesi gereken akademisyen veya kuruluşlar ise sanki yok sayılmakta, bir türlü gündemde yer bulamamaktadırlar. Bunların ürünlerinin önemli bir kısmı ancak dış ülkelere pazarlanabilmektedir.
Nükleer fizik, Soğuk Savaş dönemi politikalarının temelini oluştururken günümüzde bunun yerini, bir sonraki aşama olarak yapay zeka teknolojileri almıştır. Esasen bu teknolojilerle nükleer kazanımlar çok daha etkin hale gelmiştir. Batı veya yükselen güçler akademiyası, teknolojik gelişmeler yanında yapay zekanın siyasal anlamı konusunda kafa yormakta, öncelikle durum tespiti yaparak geleceği tahmin etmekte, senaryolar ve planlar hazırlamaktadır. Bu bağlamda “siyasal”ın desteğini alamayan teknolojinin ancak başkalarına hizmet ettiği gerçeği görülmektedir. 12 Nisan 2019’da Şanghay’da düzenlenen “Yapay Zeka ve Uluslararası İlişkiler” konferansının panel ve tebliğ başlıkları fikir verebilir:
Yapay Zeka, Toplum ve Politikalar: Yapay Zeka Felsefesi; Yapay Zekanın Feminizasyonu ve Aletleri; Politik Ekonomi ve Robotlar; Yapay Zeka ve Geleceğin Güç Dengesi.Yapay Zeka ve Teori: Yapay Zeka ve Ellul’un Teknik Teorisi Eleştirisi; Centaur’ların (Sentorların?) Yükselişi; İstihbaratın Artırılması ve Nesnelerin İnterneti; Yapay Zeka ve Uluslararası Güvenlik; Yapay Zeka Üzerine İslam ve Konfüçyüs Perspektifi.Yapay Zeka ve Çin: Değişen Yönüyle Çin ve Otomasyon; Yapay Zeka, Sosyalizm ve Çin; Çin ve Hindistan’ın Yeni Bir Sosyal Düzen Kurma Fırsatı Olarak Yapay Zeka. Yapay Zeka ve Toplum: Yapay Zeka ve Kamu Eğitimi; Yapay Zeka Geleceğinde İnsan Olmanın Anlamı; Ulusal Yapay Zeka Stratejik Politikaları ve Önceliklerinin Karşılaştırılması; Yapay Zeka, Dış Politika ve Veri İşlemenin Zorlukları; Yapay Zeka ve İslam.Kaşılaştıralı Siyaset ve Yapay Zeka: Sürdürülebilir Kalkınmanın İtici Güçleri Açısından Afrika’da Yapay Zeka ve Uluslararası Politika; Yapay Zeka ve Nükleer Silahlar; Latin Amerika’da Yabancı Yapay Zeka ile Uluslararası Şirketler İlişkilerinin Yeni Gelişme Kalıpları; Yapay Zeka ve Avrupa Politikaları Çerçevesinde Yasal ve Kurumsal Sorunlar.Yapay Zeka ve Şehir: Kamu Güvenliği Açısından Yapay Zeka Etiği Üzerine Sosyolojik Bir Yaklaşım; Bilgi ve İletişim Teknolojileri Işığında “Akıllı Şehir”, Şanghay ve Meksiko’da Mekansal Yönetişimin Yeniden Yapılandırılması; “İki Ateş Arasında”, Demokratikleşmiş Yapay Zeka Tehdidi; Yapay Zeka ile Yumuşak Gücün Yeniden Kazanımı.Bu başlıklara ülkemiz şartlarında çok daha farklı temalar eklenebilir. Üstün teknolojik silahlarla donatılmış terör örgütleriyle mücadele eden Türkiye’nin başta İHA veya SİHA’lar olmak üzere önemli başarıları sözkonusudur. Bununla beraber konunun sosyal ve siyasal bilimler ayağı topal kalmıştır. Sözkonusu eksikliği eleştirmek yerine çözüm bulma sorumluluğumuzun gereği olarak bu fotoğrafı sunuyorum. Ancak bunları sadece yazmak yetmez, kurumsallaşma, konuyla alakalı genç beyinlere fırsat sunma, imkan hazırlama, çağını doldurmuş engelleri aşma konusunda görev bilincimizi güçlendirmemiz gerekmektedir.
Bir yanıt yazın