ABD emperyalizmi ve işbirlikçileri eliyle ülkemizde sinsi, gizli bir plan uygulanıyor.
Fabrikalar, vatan toprakları, limanlar satılıyor, sattırılıyor… Ormanlar yağmalanıyor. Tarım, hayvancılık bitiriliyor. Bir tek üretim yeri, imalathane, fabrika açılmıyor. Açtırılmıyor…
İthalat artarken, ihracat azalıyor. Durduruluyor…
Halk yoksullaşıyor, yoksullaştırılıyor.
En büyük bütçe Diyanet işlerine ayrılıyor. Halk işsiz güçsüz bırakılıyor. Öğretmenlerin tayinleri yapılmıyor.
Yani işin özeti Atatürk, Ulusal Kurtuluş savaşları, laiklik, tam bağımsızlık yok edilmeye çalışılıyor.
En önemlisi ise Türk, Türklük, doğruluk, çalışkanlık, Atatürk yolunda yürümek, yani her sabah söylenen ANT yasaklanıyor… Ve “Her türlü milliyetçilik ayaklar altına alınmak isteniyor…”
Peki, nasıl olacak bütün bu işler? Yani Türklük, Türkçülük, milliyetçilik nasıl ayaklar altına alınacak? Kimler yapacak, kimler gerçekleştirecek bu eylemleri?
Elbette ABD ve yerli işbirlikçileri… Bu plana ve tertiplere bazen Avrupa Birliği (AB) de katılıyor.
Geri bıraktırılmış ülkelerde basit bir yolu ve yöntemi var bunun: İç savaşlar çıkaracaksın. Mevcut iktidarlara karşı gelen muhalif isyancı çeteler oluşturacaksın. Bunları birbirleri ile çatıştıracaksın, sonra da onları egemenliğin altına alacaksın…
Tıpkı Suriye, Irak, Libya, Afganistan vb. devletlerde olduğu gibi.
Bu planların ve tertiplerin sonucunda bir gecede Esat, Eset’e, dost ve kardeş Esat, düşman Eset’e dönüşecek…
Şimdi sırada Türkiye var. Komşularda, İslam ülkelerinde uygulanan yol – yordam Türkiye’de aynen uygulanıyor. Ama onlar, Türkiye’de ağır, fakat emin adımlarla ilerliyorlar.
Çünkü Türkiye öteki İslam ülkelerine benzemez. Onun ulusal kurtuluş savaşları ile dolu bir tarihi; aydın, devrimci, tam bağımsızlıkçı bir önderi, Atatürk’ü var…
17 yıldan beri İslamcılık, dincilik, şeriatçılık perdesi altında oynanan oyun bu. Siz bakmayın Vatan Partili yöneticilerin AKP’yi antiemperyalist gösterme çabalarına…
Şu anda Türkiye, Suriyeli mültecilerin istilası altında. Başka İslam topraklarından gelenler de var…
Kentlerimiz adım adım, kare kare işgal ediliyor. Ettiriliyor.
Bir taraftan da sınırlarımızda ayak oyunları ile bir Kürt devleti kurmaya çalışıyorlar.
Bütün bu yapılanlar Ortadoğu’nun ve Türkiye’nin ABD tarafından işgalinin ön hazırlıklarıdır. Yani BOP projesinin parçasıdır.
Hedef Türk’ün, Türklüğün ayaklar altına alınması, parçalanması, bölgelere ayrılması ve kolay yutulur bir lokma haline getirilmesidir…
Şimdiden mültecilerin işgal ettiği bölgelerden vatandaşlarımız göç etmeye başladılar bile. Çünkü insanlarımız canından bezdi…
Halkımıza sağlanmayan imkânlar bu vatansızlara sağlanmaktadır. Hastaneler onlara ücretsizdir. Kendi yurttaşımıza verilmeyen maaş, bu ipsiz – sapsızlara verilmektedir.
Bu nedenle GAP projesi yarım kalmıştır, ertelenmiştir. 28 milyar dolara tamamlanacak olan tesis, Suriyelilere harcanan 32 milyar masraftan dolayı bitirilememiştir.
“Canımızı zor kurtardık” diyen bu hainler, ülkelerine koşa koşa gidip, akrabaları, yakınları ile özlem gidermekte, tatil yapmakta, sonra da Türkiye’ye dönmektedirler. Oysa Almanya, vatanlarını ziyarete gidenleri bir daha topraklarına kabul etmemektedir…
Bazıları da deniz sahillerinde keyf çatıyor. Bir taraftan güneş banyosu yaparken, bir taraftan da nargilesini tüttürüyor…
Bunların içinde tam 20 bin asker kaçağı vardır.
Bu caniler, adam öldürüyor, ev ve işyeri soygunlarına karışıyor; tacizler, tecavüzler gerçekleştiriyor ve itler gibi çoğalıyorlar.
Hastanelerde ana ile kız, yan yana doğum yapıyor. Doğan bebelerine de kendilerini besleyen, bakan, devlet adamlarının adını veriyorlar. Bir doktorun anlattığına göre 24 yaşında bir kadın sekizinci çocuğunu doğurmuş…
Bunlar aynı zamanda, gelecek seçimlerde AKP’nin oy deposudur. Kendisini besleyen sahiplerine bağlanan köpekler gibi, zamanı geldiğinde hizmette kusur etmeyeceklerdir…
Bugün Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, GAP bölgesi istila edilmiş durumdadır. Yüz kişiden 15’i Suriyelidir.
Bunlar yüzünden halkımız daha da yoksullaşmış, perişan olmuş, işsizlik başını almış gitmiştir…
Türkiye’yi asıl tehlike gelecekte beklemektedir…
Şimdiden ev, arsa, tarla satın almaya, işyerleri açmaya başladılar bile. Üniversitelere, devlet dairelerine sınavsız, sorgusuz sualsiz alınıyorlar…
Bir zaman sonra, bu vatansızlar karşımıza milletvekili, bakan, parti başkanı olarak çıkarlarsa sakın şaşırmayın… Sakın ah, vah edip inlemeyin…
Güneydoğu patlamaya hazır saatli bir bomba gibi şimdi…
Bir yanıt yazın