ABD, Türkiye ve Yunanistan arasında krize neden oluyor

ABD’li uzman Damon Wilson’un, Kıbrıs’ın NATO’ya katılmasının adanın güvenlik sorununu çözeceği ve adaya NATO üssünün kurulması gerektiği yönündeki açıklamalarını yorumlayan Rus siyaset bilimci Yuriy Kvaşin, ABD’nin Türkiye ve Yunanistan arasındaki karmaşık ilişkilere ilgisinin ortada olduğunu belirtti. - türkiye yunanistan

ABD’li uzman Damon Wilson’un, Kıbrıs’ın NATO’ya katılmasının adanın güvenlik sorununu çözeceği ve adaya NATO üssünün kurulması gerektiği yönündeki açıklamalarını yorumlayan Rus siyaset bilimci Yuriy Kvaşin, ABD’nin Türkiye ve Yunanistan arasındaki karmaşık ilişkilere ilgisinin ortada olduğunu belirtti.

ABD’li düşünce kuruluşu Atlantic Council uzmanlarından Damon Wilson, Kıbrıs’ın NATO’ya katılmasının adanın güvenlik sorununu çözeceği fikrini ortaya attı. Wilson ayrıca adada bir NATO üssünün kurulması gerektiğini kaydetti.

Rusya Bilimler Akademisi Uluslararası Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü AB araştırmaları bölüm başkanı ve Kıbrıs uzmanı Yuriy Kvaşin, her şeyden önce Kıbrıs’ın neden NATO’ya girmeye ihtiyaç duyduğunun anlaşılması gerektiğini ifade etti.

NATO TÜRKİYE VE YUNANİSTAN ARASINDA OLUMLU SONUÇLAR VERMEDİ

Kvaşin, “Yunanistan ve Türkiye gibi iki ülkenin daha 50’li yıllarda NATO’ya üye olduklarının tanığı olduk. NATO’ya dahil olmaları, bir şekilde ikili ilişkileri düzeltmelerine yardım etti mi? Aslında hayır. Bunun herhangi bir olumlu sonucu olmadı, zira NATO içindeki ülkelerle değil, dış ülkelerle arasındaki güvenlik konularını düzenliyor. Diğer ülkeler tarafından ne Kuzey Kıbrıs’a, ne de Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik bir tehdit söz konusu değil. Kıbrıs’ın ne güneyinde, ne de kuzeyinde NATO’ya girmek can atılmıyor” diye konuştu.

NATO’nun Kıbrıs’taki cumhuriyetlere ihtiyaç duymasının nedeninin anlaşılması için yakın geçmişe bakılarak NATO’nun sürekli genişlediğinin görüleceğini belirten Kvaşin, sözlerini şöyle sürdürdü:

NATO STRATEJİK YAYILMACILIK YAPIYOR

“On yıl önce Balkan Yarımadası’ndan Arnavutluk, NATO’ya girdi, şimdi de Kuzey Makedonya’nın üyeliği gündemde. Kıbrıs’ın ittifak için stratejik açıdan önemli Ortadoğu bölgesine yakın olması nedeniyle Kıbrıs’ı bünyesine katmak NATO’nun yararına olur.”

NATO’nun Kıbrıs’ta olası üssü konusuna da değinen Kvaşin, adanın 3 parçadan oluştuğunu ve bu parçaların en küçüğünün İngiltere’nin egemen toprağı olduğunu hatırlattı:

NATO KIBRIS’I İSTİYOR

“İngiliz askeri üsleri zaten İngiltere’ye ait bölgede yer almakta. Yani bu üsler tam anlamıyla NATO’ya ait değil, fakat aynı zamanda gereklilik halince ittifakın kullanabileceği üsler.”

ABD AKDENİZ’İ KENDİ DENİZİNE ÇEVİRMEK İSTİYOR

Son zamanlarda bölge, Atlantik’in dikkatinin odağı haline geldi. Bu yakınlarda ABD Deniz Kuvvetleri’ne bağlı Denizcilik Enstitüsü tarafından yayınlanan ‘Donanma Taktikleri ve Deniz Harekâtı’ adlı kitapta, Ege Denizi’nde olası bir Türk-Yunan savaşı senaryosu işlendi ve böyle bir gelişmede ABD Donanması’nın (6. Filo) Yunanistan tarafında yer alacağı ifade edildi. Bu senaryoya göre, Yunanistan’ın Kıbrıs’ta taktik balistik füzeler konuşlandırması, iki ülke arasındaki ihtilafa yol açabilecek.

Kvaşin’e göre ABD’nin Türkiye ve Yunanistan arasındaki karmaşık ilişkilere ilgisi ortada ve iki komşu ülke arasında kapsamlı bir çatışma olasılığı mevcut, ancak böyle bir gelişme sadece dış etkinin altında yaşanması mümkün görünüyor:

“Amerikalı askeri uzmanlar tarafından bölge için hazırlanan çok sayıda askeri senaryo mevcut, ancak Türkiye’nin önceliğini şu anda Yunanistan değil, Ortadoğu oluşturuyor. Yunanistan ve Türkiye arasında Ege’deki adalarla ilgili toprak ihtilafına rağmen Türkiye’nin dış politikasının ana istikameti doğu. (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan yönetiminde Türkiye’nin dış politikasında doğuya doğru dönüş yaşandı ülkenin ve şu anki başlıca görevi, İslam dünyasındaki pozisyonunu güçlendirmek, Suriye sınırında Kürtlerle ilgili durumu çözmek. Yunanistan ile gerilimin aşırı tırmanması güçlerin yönünü saptıracak ve bu Türkiye’nin hedefiyle örtüşen bir şey değil. Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkiler üzerinden spekülasyon yapabilme ve böylelikle Türk halkının vatanseverlik duygularını tetikleme olasılığı ise farklı bir konu. Yunanistan’da da bazı partiler, Türkiye kozunu kullanmaya çalışarak aynı şeyle meşgul.”

Çeviren: Erkan Kurtuluş / Sputnik

‘NATO ülkelerinin arasında görüş birliği söz konusu değil’

Jeopolitik araştırma merkezi Eurocontinent Başkanı Pierre-Emmanuel Thomann, NATO ülkelerinin arasında güvenlik için tehdit oluşturan unsurlara yönelik görüş farklılıkları olduğunu ve ittifakın işlevsizliğiyle sadece bir alışkanlık olarak varlığını sürdürdüğünü belirtti.

Sputnik’e konuşan Thomann, NATO’nun bugünkü sorununun, içinde yer alan ülkelerin güvenliği farklı olarak algılamalarından kaynaklandığını söyledi:

“Daha önce NATO’nun rolü, Sovyetler Birliği’ne karşı koymak, Almanya’nın yeniden güçlenmesini önlemek ve Avrupa’daki Amerikan varlığını desteklemekken, bugünkü sorunu ise içinde yer alan ülkelerin güvenliği farklı olarak algılamalarından kaynaklanıyor. SSCB artık yok ve bu nedenle NATO üyeleri, doğuda Rusya ile ilgili durumdan rahatsız olanlara ve güney kanadında İslami terörizmle ilgili durumdan endişe duyanlara bölünmüş durumda. Ayrıca özel bir pozisyonu olan Türkiye de var.”

4 Nisan 1949’da imzalanarak NATO’nun kuruluş belgesi olan Kuzey Atlantik Antlaşması’nı imzalama gününün 70. yıldönümü dolayısıyla NATO’nun durumunu değerlendiren Thomann, “NATO, işlevsizliğiyle bir alışkanlık olarak varlığını sürdürüyor, zira isteyen üyelerin ABD ile ayrıcalıklı ilişkiler içinde olmasına izin veriyor, ABD idaresi içinse ittifak, Batı Avrupa ile Rusya arasında jeopolitik bir yakınlaşmaya izin vermemek üzere Avrupa’yı kendi kontrolünde tutmasını sağlayan bir araç” dedi ve şöyle devam etti:

“Avrupalıların, kendi çıkarları temelinde jeopolitik görüşleri ile ilgili gerçekçi bir analiz yapma kararı alacakları güne kadar, ki burada ilk sırada Avrupa-Atlantik ve Avrasya bölgelerinin Rusya ile bir denge kurulması söz konusu, NATO varlığını alışılagelmiş bir şekilde sürdürmeye devam eder.”

NATO’nun bir örgüt olarak pozisyonlarının zayıfladığına dikkat çeken Thomann, “Avrupa Birliği (AB) gibi NATO da zayıflama süreci yaşıyor, zira üye ülkeler arasında organizasyonun hedeflerine yönelik ihtilaflar giderek çoğalıyor. Bu nedenle kader anı, ittifak üyelerinin katılmasının gündeme geleceği büyük bir çarpışma durumunda gelmiş olacak” ifadelerini kullandı.


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir