Yerel seçimler tamamlandı.
Kazananlar, kazanamayanlar sandıkta belli oldu. Tutanaklar imzalandı.
İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, iktidar, büyük kentlerin çoğunda başkanlığı kaybetti.
17 yıldan beri tıkır tıkır işleyen seçim sistemi, bu kez engelle karşılaştı.
Halkın karşı oyları ile iktidar duvara tosladı…
Yara aldı…
Onlar, böyle bir sonucu hiç beklemiyorlardı. Hayal bile etmiyorlardı.
Ama olan oldu… Halk bu kez, “Bu kadar çile, bu kadar sıkıntı yeter” dedi.
Bu seçimlerin sonucunda AKP ve MHP, elinden oyuncağı alınmış çocuklara döndü… Her ikisini de büyük bi telaş, büyük bi sıkıntı sardı…
Eski seçimleri arıyorlar şimdi. Hani o, sessiz sedasız, sonuçları hemen kabul edilen seçimleri…
Ne var ki karşılarına bu kez hiç beklemedikleri sakin, soğukkanlı, ne yaptığını bilen ve her dediğini ölçüp biçerek söyleyen birisi çıktı: Ekrem İmamoğlu…
Şöyle dedi:
“Islak imzalı tutanaklar elimizde. Bunlar kesinleştikçe sisteme giriyoruz. Şu anda rakibimin hayli önündeyim…”
Sandıklar açılıyordu. İmamoğlu seçimi önde götürüyordu. Bu durum karşısında Anadolu Ajansı paniğe kapıldı ve veri girişlerini durdurdu. Hem de saatlerce…
Daha sonra panik herkesi sardı. İktidarı, yöneticileri, YSK’yı…
Seçim kurullarını…
İtirazlar başladı. Geçersiz oyların sayımını istediler.
Şu anda muhalefetin seçim sonuçlarına itirazları hemen reddedilirken, iktidarın geçersiz oy sayımı el çabukluğu ile gündeme alınıyor. Sonuç beğenilmezse ikinci kez sayım yapılıyor…
Ortalık çok gergin… Sinirler bozulmuş durumda…
Bu yüzden tehditler, suçlamalar, şantajlar gırla gidiyor…
Geçersiz oylar sayılıyor, sonuçlar alınıyor; iktidar bununla da yetinmiyor, bi daha sayım istiyor.
Bi daha… Bi daha…
Bu istekleri reddeden “seçim kurulları” ise zan altında bırakılıyor. Suçlanıyor.
Devlet Bahçeli, son konuşmasında şunları söyledi.
“İstanbul’da oyların tekrar sayımını durduran, sandık hilelerine ve usulsüzlüklerine ortam açan kim varsa tüm bağlantıları, tüm ilişki ağları araştırılmalı, mutlaka sonuca bağlanmalıdır. FETÖ’yle iltisakları (birleşme, anlaşma) varsa tespit edilip, gereği yapılmalıdır.”
Şu anda seçim sonuçlarını değiştirmek için büyük oyunlar oynanıyor. Devletin tüm olanaklarını kullanıyorlar.
Ekrem İmamoğlu’nun karşısında Saray, Anadolu Ajansı, YSK ve devletin tüm olanakları var.
Şu anda sevgili yurdumuzda bir mücadele veriliyor:
BU, KARANLIKLA AYDINLIĞIN;ORTAÇAĞLA UYGARLIK ÇAĞININ MÜCADELESİDİR…
Seçin sonuçlarını değiştirmek, başarısızlığa mahkûm etmek için ellerinden gelen, gelmeyen her yöntemi kullanıyorlar, deniyorlar…
Hakaretin, küfrün, baskının, tehdidin bini beş para…
Havada uçuşuyor…
İktidarda ve yandaşlarda büyük panik yaşanıyor…
Dile kolay… Tam 25 yıldan bu yana, sorgusuz sualsiz, hesapsız kitapsız yönetilen büyük kent belediyeleri el değiştiriyor…
Halk bu kez, onların durmadan hakaretler yağdırdığı, adına “İllet, zillet ittifakı” dediği partilerden yana kullanmadı oyunu.
Bir ilk adım bu… Bir başlangıç…
İmparatorluk, saltanat döneminin sonlandırılması için atılan ilk adım…
Belediyeleri “Babalarının çiftliği” gibi kullananlarda bir telaş… Bir panik…
Dosyalar gizleniyor. Yolsuzluklar, cemaat ve tarikat kurslarına ödenen paralar gizlenmeye çalışılıyor…
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, bir gerçeği asla gizleyemezler, yok edemezler:
Seçimin galibi “Kenarda, köşede, küçük bir yerde başkanlık yapan Ekrem İmamoğlu”dur. Sevgili halkımız onu “İstanbul’u yönetsin” diye seçmiştir.
Halk, “Beka türküsünü”, iktidar masallarını önemsememiştir bu kez.
Hesap verme günü gelip çatmaktadır… Bunu herkes bilsin. Büyük kent belediyelerinde bol keseden yeme içme dönemi bitmiştir. Belediye bütçelerini artık kimse babasının çiftliği gibi kullanamayacaktır…
Hile, hurda, ayak oyunları ile aradaki farkı, 20 binlik rakamı silmeye de kimsenin gücü yetmeyecektir.