Bilenoğlu, “Eyüpsultan’ı İstanbul’un gülen yüzü yapacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Neden bu yola çıktım’Çünkü pazarda çantalar dolmuyor. Anneler pazar dışında hiçbir sosyal alanda faaliyet gösteremiyor.
Gençlerimiz spor,sanat yapacaklarına, bilimle alakadar olacaklarına maalesef yozlaşma ve uyuşturucunun batağına düşüyor.
Yeşiller griye, kültür yozlaşmaya, tarih yok olmaya doğru gidiyor. Yani tüm renkler bir bir kirleniyor. İşte bu neden Eyüpsultan için benim bir emelim var.
Eyüpsultan’da umudun ve sevginin ışığını birlikte yakacağız. Eyüpsultan’ı İstanbul’un gülen yüzü yapacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Eyüpsultan’da kadın olmak ayrıcalıklı olacak. Sosyal alanda kadınların daha fazla yer alması için her alanda destek vereceğiz. Belediyede kadın sorunlarını ve ihtiyaçlarını karşılamak için kadınlara özel müdürlük kuracağız.Müdürlükte tüm personel kadınlardan oluşacak.
Belediyede daha fazla kadın istihdam edeceğiz. Her mahalleye kreş açacağız. Bu bizim işimiz,biliyoruz. Belediye olmayan hizmet alanları yaratarak hem okuyan hem çalışan gençlere yarı zamanlı iş imkanları sağlayacağız” dedi…
“Eyüpsultan’da gıda merkezleri açacağız. Bu projeyle Eyüpsultan halkı gıda ihtiyacını sağlıklı, kaliteli ve ucuz olarak karşılayacak. Bu merkezin ürün teminini Anadolu’nun bütün yörelerinden sağlayacağız.
Burada yaşayan her insan kendi bölgesinde üretim yapmaya teşvik edilecek. İstihdam alanları oluşturacak üreticiye yerli tohum desteği sağlayacağız” dedi.
Emel Bilenoğlu, “İlçedeki 7 köyümüzde yanlış politikalar sonucunda bitmek üzere olan hayvancık ve tarım alanlarını teşvikler ve iyi tarım uygulamalarıyla yeniden canlandıracağız.
Her sene Hollanda her yıl Türkiye’den 45-50 milyon euro değerinde çiçek satın alıyor.
Bizim 7 köyümüzde çiçek yetiştireceğiz. Çiçekleri önce ülkemize sonra da yurt dışına satarak köylümüzü daha refah bir hayata kavuşturacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Mülkiyet ve kentsel dönüşüm problemi Eyüpsultan’ın her mahallesinde ayrı ayrı var. Biz kentsel dönüşüm istemiyoruz, yerinde dönüşüm istiyoruz.
Dönüşümle ilgili mahallelerin kültürel yapısı,tarihi dokusu,coğrafi verileri dikkate alınarak kimse mağdur edilmeden bu sorunları bir bir çözeceğimize söz veriyoruz” dedi.
Bilenoğlu, “İlçemiz inanç turizmine çok müsait. Maalesef inanç turizmi ilçemizde yeteri kadar yapılmıyor. Eyüpsultan Cami en kutsal hazinelerimizden biridir, bu hazineye sahip çıkacağımıza ve inanç turizminde hak ettiği yere getireceğimize söz veriyoruz.
Caminin yanındaki 12 senedir açılamayan hamamı biz açacağız. Haftada bir gün halk günü yaparak hamamı açacağız” dedi.
Emel Bilenoğlu, “Eyüpsultan hak ettiği şekilde tanıtılacak. Bu tarihi ilçeye yeni bir İslam eserleri müzesi kazandıracağız. Çünkü İstanbul’da böyle bir müze olacaksa o da Eyüpsultan’da olmalıdır. Bunun yanında kent müzesi açacağız. 3 bin adet tarihi eser burada sergilenecek” dedi.
Bilenoğlu, “İlçemizin bütün mahallelerinde kültürümüzün bir parçası olan meydan geleceğini yeniden oluşturacağız. Bu mahallelerimizin kültürel ve sosyal alanları haline gelecek olan meydanlarımız insanların zor zamanlarda da toplanma alanı olacak” dedi.
Bilenoğlu, “Spor, kültür ve sanat ilçemiz genelinde faaliyet yürüten amatör spor kulüplerine destek vereceğiz. Hiçbir spor kulübünün sahasını elinden almayacağız. Söz veriyorum Eyüpsultan sanatçı, sporcu ve bilim insan çıkaracağız” dedi.
Emel Bilenoğlu“Onurlu yolun ilk adımını atıyorum.Her sabah güneşten önce uyanan, elleri emek kokan, elleri cennet kokan, saçlarında devrim çiçekleri açan güneşin kadınları…
Geleceğin umudu genç kızlarımız, delikanlılarımız, Çiçek kokulu, özlem kokulu çocuklarımız ve kadim Eyüpsultan’ın cesur yürekli kıymetli beyefendileri merhabalar hepiniz hoş geldiniz…
Sayın İlçe Başkanım ve yoldaşı olmaktan gurur duyduğum, Cumhuriyet Halk Partisi’nin değerli örgütü hepinizi saygıyla selamlıyorum.Hepinize bin selam olsun.
Kıymetli dostlarım. Çıkacağım bu onurlu yolun ilk adımını bugün burada sizlerle birlikte atmanın mutluluğu ve heyecanı içersindeyim.
Sizlerle birlikte olmanın verdiği güven ve gururla heyecanımı gidermeye çalışıyorum.Kısaca kendimden bahsetmek istiyorum 31 Mayıs 1971 yılında Bartın’ın Amasra ilçesinde doğdum.
Şanlı ordumuzun Deniz Kuvvetleri’ne 35 sene hizmet etmiş Çorum’un İskilip ilçesinden Ömer Astsubayla, Saraybosna’dan göç etmiş bir ailenin göçmen kızı olan İffet Hanımın kızlarıyım.
İlkokulu Paşabahçe ilkokulunda, orta ve lise eğitimimi ise Kandilli Kız Lisesi’nde başarıyla tamamladım.Üniversiteyi Mimarsinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümünde bitirdim.
1993 yılından 2006 yılına kadar kurumsal firmalarda tasarım müdürlüğü ve koordinatörlük yaptım.
2006’dan 2014 yılına kadar kendi firmam olan Emel Bilenoğlu Trend’ i başarıyla çalıştırdım.
Türkiye’nin önemli firmalarının tasarım danışmanlığını yaptım. Halen gıda sektöründeki kendi firmamızda tasarım danışmanlığı ve kurumsal danışmanlık yapmaktayım.
2003 yılında kıymetli eşim sevgili Cafer Bilenoğlu ile hayatımı birleştirdim.
2006 yılında ise dünya güzeli kızım Derin ve yakışıklı oğlum Sarp’ı dünyaya getirerek hayatımın en anlamlı dönemine girmiş oldum.
Yazılı ve görsel basının kıymetli temsilcileri, birinci derecede halkımızla birlikte olan mahalle muhtarlarımız, ilçemizin olmazsa olmazı değerli dernek başkanlarım, yüreğine vatan ve Atatürk sevdası düşmüş, bugün buraya vakit ayırıp gelmiş olan tüm halkımız hoş geldiniz.
“2014 yılında mücadele ruhu ile çıktığı sokaklardan, özlemini duyduğum demokratik günleri göreceğim zaman gelene kadar bir daha evime girmeyecektim” dedi.
Eyüp’te, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin üyesi ve ayrıca ilçede Çağdaş Kadınlar Derneği’nin kurulmasına destek oldu.
Üyesi olduğu Eyüp Dostları Vakfı çatısı altında “Eyüp’te Yaşayanların Dilinden Son Yüzyılın Hikayesi” organizasyonun proje sorumluluğunu üstlendi.
12 Mayıs 2018 tarihinde gerçekleşen bu organizasyonla, binlerce Eyüp’lüyü bir araya getirerek, Eyüp’ün yakın tarihini, yaşayan yüzlerce tanıkla görüşerek hazırlanan kitabın tanıtımı, çekilen belgesel film ile yapıldı.
25 yıl özel sektörde farklı şirketlerde profesyonel olarak çalışan Emel Bilenoğlu, 10 sene kendi tasarım ofisini yönetti.
“Eyüp, hem inanç tarihimizin, hem de Cumhuriyet tarihimizin bir çok sanatçısının yetiştiği bir kültür ve sanat merkezidir.
1950’lerden itibaren Haliç ve çevresinin yaygın üretim ve istihdam alanı olarak, Disk, Türk-İş gibi önemli emek örgütlerine Eyüp’ten büyük katılımlar gerçekleşmiştir” diyor.
Emel Bilenoğlu konuşmasında Eyüpsultan’da yaşanan haksız olarak riskli alan ilan edilen hak sahiplerine ait alanlar dışında tapu ve mülkiyet konularını ele alırken ilçede yaşanan uyuşturucu sorunları ile çocuklar ve gençlere yönelik sosyal belediyecilik örneklerinin azlığının altını çizdi.
Diğer yandan ilçe sınırlarında kentsel dönüşüm altındaki talan politikaları ile Türk Sanatları üzerine uzmanlığı dahilinde çok değerli Eyüpsultan Camii ve çevresindeki aslına uygun olmayan restorasyon çalışmalarını eleştirdi.
Emel Bilenoğlu amacının, Eyüpsultan’a çoğulcu çözüm üreten, insan odaklı katılımcı bir sosyal belediyecilik anlayışını, vizyoner, yenilikçi, geliştirici, kalıcı, uzun vadeli hizmetler ile sunabilmek olduğunu belirtiyor.
“Hedefim, sevgiyle umuda yakacağımız ışık ile Eyüpsultan’dan doğarak İstanbul‘u aydınlatmaktır.”
Kayı Boyunda Toylar’da, Osmanlı’nın yükseliş döneminde padişahın yanında, Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayi Milliye’de yer alan kadınlarımızın önemine işaret ederek, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, Eyüpsultan Belediyesi’ni;
Toplumun her kesimini kucaklayacak, evin merkezi olan kadınlarla en yakın iletişimi kuracak, gençlere vizyon açacak bir Cumhuriyet kadını aday ile kazanabileceğine inanıyor ve göreve hazır olduğunu beyan ediyor.
Ekrem İmamoğlu, “31 Mart’ta inşallah başarıyı elde edip, ondan sonra da Emel hanımının en başarılı belediye başkanı olmasını diliyorum. Biz İstanbul’un tüm oylarına talibiz. İçinde herkes, bütün siyasi partiler var.
Ben en fazla ‘inşallah kazanırsın’ temennisini yürekten, hafiften dişlerini sıkarak söyleyen hemşerilerimin geçmişte iktidar partisine oy veren dostlarım olduğunu görüyorum. Çünkü En çok AK Parti’ye oy veren hemşerilerimizin gönüllerini kırdılar.
İstanbul’u yönetirken hoşgörüden, güler yüzden, samimiyetten,alçak gönüllü tavırlardan asla ayrılmayacağız. Belediye başkanı vatandaşın arasında olacak. 1 Nisan’dan itibaren Türkiye’nin her şehrinde gülmeye başlayacağız” dedi.
Bilenoğlu, 31 Mart seçimlerinde partisinin İstanbul’daki tek kadın adayı.
Emel Bilenoğlu, “Neden bu yola çıktım?Çünkü pazarda çantalar dolmuyor. Anneler pazar dışında hiçbir sosyal alanda faaliyet gösteremiyor.
Gençlerimiz spor,sanat yapacaklarına, bilimle alakadar olacaklarına maalesef yozlaşma ve uyuşturucunun batağına düşüyor.
Yeşiller griye, kültür yozlaşmaya, tarih yok olmaya doğru gidiyor. Yani tüm renkler bir bir kirleniyor. İşte bu neden Eyüpsultan için benim bir emelim var.
Eyüpsultan’da umudun ve sevginin ışığını birlikte yakacağız. Eyüpsultan’ı İstanbul’un gülen yüzü yapacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Eyüpsultan’da kadın olmak ayrıcalıklı olacak. Sosyal alanda kadınların daha fazla yer alması için her alanda destek vereceğiz.
Belediyede kadın sorunlarını ve ihtiyaçlarını karşılamak için kadınlara özel müdürlük kuracağız. Müdürlükte tüm personel kadınlardan oluşacak
Belediyede daha fazla kadın istihdam edeceğiz. Her mahalleye kreş açacağız. Bu bizim işimiz,biliyoruz. Belediye olmayan hizmet alanları yaratarak hem okuyan hem çalışan gençlere yarı zamanlı iş imkanları sağlayacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Eyüpsultan’da gıda merkezleri açacağız. Bu projeyle Eyüpsultan halkı gıda ihtiyacını sağlıklı, kaliteli ve ucuz olarak karşılayacak. Bu merkezin ürün teminini Anadolu’nun bütün yörelerinden sağlayacağız.
Burada yaşayan her insan kendi bölgesinde üretim yapmaya teşvik edilecek. İstihdam alanları oluşturacak üreticiye yerli tohum desteği sağlayacağız” dedi.
Emel Bilenoğlu, “İlçedeki 7 köyümüzde yanlış politikalar sonucunda bitmek üzere olan hayvancık ve tarım alanlarını teşvikler ve iyi tarım uygulamalarıyla yeniden canlandıracağız.
Her sene Hollanda her yıl Türkiye’den 45-50 milyon euro değerinde çiçek satın alıyor.
Bizim 7 köyümüzde çiçek yetiştireceğiz. Çiçekleri önce ülkemize sonra da yurt dışına satarak köylümüzü daha refah bir hayata kavuşturacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Mülkiyet ve kentsel dönüşüm problemi Eyüpsultan’ın her mahallesinde ayrı ayrı var. Biz kentsel dönüşüm istemiyoruz, yerinde dönüşüm istiyoruz.
Dönüşümle ilgili mahallelerin kültürel yapısı,tarihi dokusu,coğrafi verileri dikkate alınarak kimse mağdur edilmeden bu sorunları bir bir çözeceğimize söz veriyoruz”dedi.
Bilenoğlu, “İlçemiz inanç turizmine çok müsait. Maalesef inanç turizmi ilçemizde yeteri kadar yapılmıyor.
Eyüpsultan Cami en kutsal hazinelerimizden biridir, bu hazineye sahip çıkacağımıza ve inanç turizminde hak ettiği yere getireceğimize söz veriyoruz.
Caminin yanındaki 12 senedir açılamayan hamamı biz açacağız. Haftada bir gün halk günü yaparak hamamı açacağız” dedi.
Bilenoğlu, “Eyüpsultan hak ettiği şekilde tanıtılacak. Bu tarihi ilçeye yeni bir İslam eserleri müzesi kazandıracağız.
Çünkü İstanbul’da böyle bir müze olacaksa o da Eyüpsultan’da olmalıdır. Bunun yanında kent müzesi açacağız. 3 bin adet tarihi eser burada sergilenecek” dedi.
Bilenoğlu, “İlçemizin bütün mahallelerinde kültürümüzün bir parçası olan meydan geleceğini yeniden oluşturacağız.
Bu mahallelerimizin kültürel ve sosyal alanları haline gelecek olan meydanlarımız insanların zor zamanlarda da toplanma alanı olacak” dedi.
Bilenoğlu, “Spor, kültür ve sanat ilçemiz genelinde faaliyet yürüten amatör spor kulüplerine destek vereceğiz.
Hiçbir spor kulübünün sahasını elinden almayacağız.Söz veriyorum Eyüpsultan sanatçı, sporcu ve bilim insan çıkaracağız” dedi.
Bilenoğlu’nu kendi ağzından tanıyalım:
“Sevgili dostlar,Yıllardır yaşadığım, çocuklarımı yetiştirdiğim İstanbul’un sur dışındaki bu en eski yerleşim merkezi olan Eyüpsultan’a gönülden bağlıyım.
Babamın mesleği nedeniyle hayatım boyunca farklı farklı semtlerde yaşamak zorunda kaldım ama yolum hep bir şekilde Eyüpsultan’dan geçti.
Bu nedenle de yaşımın yettiğince Eyüpsultan’ı bilir ve tanırım. Özellikle de siyasetin içine girdikten sonra bu güzel ilçeyi sokak sokak gezme ve öğrenme şansına sahip oldum.
Tanıdıkça da Eyüpsultan’da sosyal belediyecilik adına çağdaş, modern ve tasarımsal düşüncenin hayata geçilmesi adına çok büyük eksiklikler olduğunu fark ettim.
İşim gereği dünyanın birçok şehrinde bulundum, kendi memleketim kadar olmasa da birçok güzel yer gezdim. Yoktan var edilen şehirler, parklar, ormanlar gördüm.
Mutsuz ve gelecekten umudu kalmamış insanların sosyal belediyecilik kapsamında nasıl hayata bağlandığına şahit oldum, gençlerin sosyal hayata ve iş hayatına nasıl entegre edildiğini imrenerek izledim.
Çocukların 2,5 yaşı itibariyle eğitime başlamalarını sağlayan belediyecilik modellerini izledim, bu bilgileri kendi dosyalarım arasına aldım.
Bu birikimle Eyüpsultan ı artık bir dünya markası yapmanın, Eyüpsultan’da yaşayan insanların dünyaya açılmasının tam da zamanıdır.
Sevgili dostlar, öyle bir süreçle sınanıyoruz ki, her gün ayrışma ve kutuplaşmanın arttığı bu zamanlarda insanlara umut olmak bir bütünü yakalamaktan başka şansımız yoktur.
Yaşadığımız ekonomik, siyasi ve kültürel kaos bizleri birbirimize daha sıkı bağlarla bağlamalı diye düşünüyorum.
Bu zor zamanlarda birbirimizin elinden tutmaya eskiden çok daha fazla ihtiyacımız var. İşte bahsettiğim sosyal belediyecilik anlayışı da bu değerler üzerinden hayat bulacaktır.
Ama bilin ki içimizin acıdığı, üzüldüğümüz çok şey var. Uyuşturucu ve kumar başta olmak üzere yozlaşmaya her gün bir canımızı verdiğimiz ve fıtrat olarak adlandırılan günlerden geçiyoruz.
Bir kadın ve anne olarak en çok bizler endişeleniyoruz.
Bırakın dağları taşları betonlaştırmayı, oraya buraya sürekli kaldırım taşları döşemeyi, çocuklarımız gidiyor, içimiz yanıyor, geleceğimizi yitiriyoruz.
Öte yandan şimdi bahsedeceğim bu çok önemli konuyu sizlere harfiyen okumak istiyorum izninizle;
Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Müdürlüğü ortak çalışması ile hazırlanan JİCA raporu,Ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Boğaziçi, İstanbul Teknik, Ortadoğu Teknik, Yıldız Teknik üniversitelerinin katılımıyla hazırlanan deprem master planında deprem riski taşımayan Eyüpsultan’ın, nasıl kanunsuzca riskli alan ilan edilip, 50 yıllık geçmişi olan hak sahiplerinin, 2981, 775, 4706 ve 6306 sayılı kanunlarda kazanılmış haklarının nasıl yok sayıldığını yakinen biliyorum ve bu haksızlığa dur demek gerektiğine inanıyorum.
Eyüpsultan’ın kıymetli değeri olan Eyüp Camiinin gün geçtikçe alan düzenlemesi adı altında beton yığınları arasında kaldığını görüyorum, üzülüyorum.
Haliç’e olan kıyılarımızı, yeşil alanlarımızı yitirdiğimizi, çocuklarımızı sporcu, bilim insanı, sanatçı yapamadığımızı, o çocukları ellerini uzattıkları yerlerden tutup çıkaramadığımızı acı duyarak görüyorum, bu sıkıntıları taa içimde yüreğimde hissediyorum.
İstanbul’un gözbebeği olan Eyüpsultan’ın güzellikleri kadar ciddi problemlerinin olduğu gerçeğinin hepimiz farkındayız. Bu nedenle birlikte topyekûn bu davaya hepinizi sahip çıkmaya davet ediyorum.
Bilmenizi isterim ki Eyüpsultan ile ilgili dosyalarımız çok dolu.Dosyamızı açtığımızda da logomuz olan dilek çiçeğimizin o bembeyaz tohumlarını iyilikle, sevgiyle, huzurla diyerek tüm Eyüpsultan’a doğru savuracağız.
Sevgili yoldaşlar, Kayı Boyunda Toylar’da, Osmanlı’nın yükseliş döneminde padişahın yanında, Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayi Milliye’de yer alan kadınlarımız, Cumhuriyet döneminde önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm medeni ülkelerden önce biz kadınlara armağan ettiği seçme ve seçilme hakkını alarak bir fiil meclisin tam da içinde siyasi hayatta yer bulmuşlardır.
Yüzlerce başarılı kadınımız halen siyasetin içinde dik duruşlarını sergilemektedirler. Bilirsiniz ki kadın isterse dünya değişir, çünkü biz kadınlar doğuştan gelen annelik içgüdüsü ile korur kollar, her şeyi en ince detayına kadar hesaplarız.
Ancak, yaşadığımız son dönemlerde kadınlarımız maalesef toplumdaki o önemli yerini kaybetme tehdidi altında;saçımızın kapalılığı açıklığı, eteğimizin uzunluğu kısalığı, rujumuzun rengi ve hatta hatta çocuğumuzu nasıl dünyaya getirmemiz gerektiğini, sanki hamilelik bir suçmuş gibi hamile kadının sokağa çıkıp çıkmamasına kadar üzerimizden yürütülen siyasete, tam da bugün burada dur demek için hep birlikte bir adım atacağız.
İşte tam da bu duygu ve düşüncelerle, Eyüpsultan’da ilk kadın belediye başkanı aday adayı olarak yola çıkıyorum. Tüm toplumu değiştiren temel birey olan analarınız, bacılarınız, kardeşleriniz olarak bu görevi de layıkıyla yapabileceğime inanıyorum.
Yeter ki bu davaya hep beraber inanalım. Gelin hemen şimdi kol kola girelim, kadının en yıpratıldığı, en güçsüzleştirilmeye çalıştığı bu süreçte bir kadını destekleyerek aydın Türkiye ışığını tam da İstanbul’un merkezinden yakıp, bunu bir nişan gibi göğsünüze takın.
Bu davet size dostlarım, hele bir Eyüpsultan’da kadınların başını yukarı kaldıralım, tüm ülkeye ışık olalım, umut olalım gerisi kolay. Çünkü burada hep birlikte yapacağımız işler tüm ülkeye örnek olacak, umut olacaktır.
Sevgili yoldaşlar, bu umut dolu duygularla yola çıktığımı tekrar ifade ediyorum. Yanımda, solumda, sağımda her birinize çok ihtiyacım var. Bu o kadar güzel ve anlamlı bir yol ki hepimize umut olacak bir neden var.
İşte, bu kalbi duygularla konuşmamı bitiriyor, yaşanabilir bir geleceği, umutlu yarınları birlikte kurmak dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
“Özellikle de siyasetin içine girdikten sonra bu güzel ilçeyi sokak sokak gezme ve öğrenme şansına sahip oldum.
Tanıdıkça da Eyüpsultan’da sosyal belediyecilik adına tasarımsal düşüncenin hayata geçilmesi adına çok büyük eksiklikler olduğunu fark ettim” dedi.
Bir yanıt yazın