Necdet Buluz
Son günlerde ard arda meydana gelen depremler yine bu konuyu gündeme taşıdı. Her nedense depremleri deprem olduğu zamanlar hatırlıyoruz. Halbuki bu konuda daha önce alınması gereken önlemlerin alınması gerekirken, bu konuda yapılan uyarıları da ciddiye almıyoruz.
Şurasını yeniden hatırlatalım:
Türkiye deprem kuşağında bulunan bir coğrafyada bulunuyor. Depremle yatıp, depremle kalkmak durumundayız. Bu nedenle de deprem konusunda ne gerekiyorsa eğitiminden uygulamalarına depremden deprem sonrasına kadar her şeyi iyi hesap edip önlemleri almalıyız. Yapılan uyarılar çerçevesinde de çalışmalarımızı yoğunlaştırmalıyız.
Sözü fazla uzatmayalım. Türkiye’deki depremler konusunda daha önce tahminlerde bulunan Frank Hoogerbeets, yeni uyarılarda bulundu. Bundan sonra yaşanabilecekleri de sıraladı. Bu konuda uzman olan Hoogerbeets’in açıklamalarını dinleyelim:
Deprem tahminleri doğru çıkan Frank Hoogerbeets Türkiye’de yakın tarihte deprem beklediği bölgeleri açıklamıştı. Deprem kahini, Türkiye’nin özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarının da yer aldığı Avrasya deprem hattında sismik faaliyetlerin daha aktif olacağı konusunda uyarılarda bulunmuştu.
Hoogerbeets’in Türkiye tahmini doğru çıkmış ve 20 Mart günü merkez üssü Denizli, Acıpayam olan 5.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmişti. 19 Mart tarihindeki videoda yaptığı 20-21 Mart uyarısının Denizli’de meydana gelen depremle kesişmesi dikkatleri tekrar Hoogerbeets’e çevirdi.
Bir televizyon programında soruları yanıtlayan deprem kahini, özellikle Türkiye’nin orta ve doğu bölgelerine dikkat çekmiş, bu bölgelerde büyük bir depremin olabileceği konusunda uyarmış ve açıklamasından yalnızca bir gün sonra Malatya’da orta şiddette bir deprem meydana gelmişti. 23 Mart’ta yayınladığı yeni videoda Hoogerbeets, 24 Mart’ta Dünya, Merkür ve Neptün’ün aynı hizada olduğuna dikkat çekti.
Bu tip bir dizilimin ciddi ölçekte depremin habercisi olabileceğini söyleyen Hoogerbeets özellikle Merkür etkisinin dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Bu gezegenlerin bir önceki benzer diliminin geçtiğimiz şubat ayında meydana geldiğini belirten Hoogerbeets, o tarihte Ekvador’da 7.5 büyüklüğünde depremin oluştuğunu hatırlattı.
25 Mart günü Merkür’ün Uranüs ve Güneş ile bir başka dizilimde daha olacağını söyleyen Hoogerbeets, 26 Mart günü ise Merkür’ün Jüpiter ve Mars ile aynı dizilimde olacağını söyledi ve bu hizalanmanın en kritik gelişme olduğu konusunda uyarıda bulundu. Hoogerbeets yeni videosunda sismik olarak normalden çok daha aktif halde olacağını beklediği yerleri de duyurdu. Buna göre ABD’nin Kaliforniya eyaleti, Japonya, Filipinler, Yeni Zelanda ve Güney Amerika’nın Pasifik kıyıları bu dönemde daha fazla sismik faaliyetin görüleceği yerler olacak.
26 Mart günü gerçekleşecek kritik dizilim sebebiyle Hoogerbeets, Akdeniz havzasında İtalya, Yunanistan ve Türkiye’nin alarmda olması konusunda uyarılarda bulundu.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’deki takipçilerinin soruları üzerine 17 Ağustos 1999’da meydana gelen depremi analiz eden Hoogerbeets, o tarihte gerçekleşen gezegen dizilimleri hakkında açıklamalar yaptı. Buna göre depremden 3 gün önce 14 Ağustos 1999’da Merkür, Dünya ve Neptün aynı doğrultuda hizalandı.
O tarihte Merkür ayrıca Güneş ve Jüpiter’le doğru hizalanmıştı. Gölcük Depremi öncesi son derece kusursuz ve güçlü bir dizilimin oluştuğunu belirten Hoogerbeets, ayrıca Güneş, Venüs ve Uranüs’ün de mükemmel biçimde hizalandığı bilgilerini paylaştı.
Hoogerbeets’e göre Dünya’nın uydusu Ay, bu dizilim sebebiyle Venüs ve Uranüs’ün çekim kuvvetinden etkilendi. Kritik hizalanmaların ardından yalnızca üç gün sonra merkez üssü İzmit, Gölcük olan büyük deprem meydana geldi.
Bu tip nadir ve kusursuz dizilimlerin çok şiddetli depremlere sebep olduğuna vurgu yapan Hoogerbeets, bir sonraki büyük depremin Dünya’nın herhangi bir noktasında meydana gelebileceğini ve bu yerin Türkiye’de olabileceği konusunda uyardı. Hoogerbets, gezegen hizalanması durumunda şiddetli depremlerin görüldüğünü iddia ediyor. Hoogerbets internet sitesinde her gün dünya üzerindeki sismik faaliyetlerin etkisine dair bir veri yayınlıyor.
Yayınlanan veride sismik faaliyet göz önüne alınarak Dünya’da meydana gelebilecek deprem hareketliliği skalasına yer veriliyor. Hoogerbeets’in iddiaları son derece ilgi çekici olsa da birçok uzman depremlerin önceden tahmin edilmesinin olanaksız olduğunu söylüyor. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nda görev yapan John Bellini, depremlerin ne zaman olacağının tahmin etmenin mümkün olmadığını vurguluyor. Bellini, büyük depremler öncesi zaman zaman artçı şokların yaşandığını belirtiyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın