Mustafa Adıgüzel,1967’de Ordu’da doğdu.
Tıp Doktoru olan Mustafa Adıgüzel, 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirdi.
Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinde İç Hastalıkları ihtisası yaptı.
1999 Marmara depreminde Trakya Üniversitesinden oluşturduğu ekip ile insani ve tıbbi yardım çalışmalarında bulundu.
Tokat’ta pratisyen hekim, Tekirdağ, Ordu ve Fatsa’da kamu ve özel hastanelerde iç hastalıkları uzmanı olarak görev yaptı.
2006 – 2008 yılları arasında Ordu Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcılığı görevinde bulundu.
Çanakkale Savaşları üzerine derlediği geniş arşivini Ordu ilinde ”Çanakkale ve Mustafa Kemal”, ”Son Kale Çanakkale” isimleri ile 4 defa sergiledi.
Orta düzeyde İngilizce bilen Adıgüzel, evli ve 2 çocuk babasıdır.
“Düşünsenize, Ordu’da ben aday olmasaydım iki AK Partili adaya karşı meydanı boş bırakmış, CHP’li seçmene bir adres gösterememiş olacaktık.
Bu arada CHP birilerinin önünü açtı denerek FETÖ’cülükle suçlanacaktı. Hem bunun önünü kestik hem de kazanmak için bir irade koyduk. Adaylığımla ilgili bazı dedikodular çıkaranlar oluyor.
Bu dedikoduları yapanlar daha önce AK Parti ve MHP’de kendine alan bulamamış siyaseten taca çıkmış, Saadet Partisi’nin adayını kendisine yeni bir siyaset rampası olarak gören bir kısım siyaset eskileri ile bu ortamdan nemalanan çıkar gruplarıdır. Ben bunları ciddiye alıp bugüne kadar bir şey söylemedim.
Bu saatten sonra benim adaylığım üzerinden dedikodu yapan acizdir, alçaktır ve namussuzdur. Kendinizi anlatın, projenizi anlatın. Yok ki anlatsınlar. Saadet’in adayı dedikodu ile yol almaya çalışıyor.
Ordu’yu ne 50-60 tane sosyal medya faresine, ne siyaset eskilerine ne de çıkar çevrelerine teslim etmeyeceğiz. Ordu’nun insanı beni iyi tanıyor.
AK Partili seçmenler Cumhurbaşkanı ile bir kavgası olmayan biri olarak hükümete vermek istedikleri uyarı için beni tercih ettiklerini ifade ediyorlar.
Saadet partisinin adayının da AK Parti tabanından oy alabilecek olması AK Partili adayla olan yarışımda elimi kolaylaştırıyor. Yani Saadetin adayı da bana çalışıyor. Ben kazanacağım”
Adıgüzel “Ordu’da doğdum, Ordu’da doydum, Ordu’da bir iş bir eş ve çocuklarıma sahip oldum, hekim oldum, sayenizde vekil oldum, şimdi Ankara’dan tekrar Ordu’ya hekim olarak dertlere derman olmaya geleceğim.”
Mustafa Adıgüzel “5S-2T” olarak tarif ettiği projeleri Sağlık; Sosyal Projeler; Su, İmar, Yol, Çevre; Sanayi, İş, Ekonomi; Spor; Tarım ve Turizm ana başlıkları altında pek çok konuyu ele alıyor.“Son Sözümüz Fındığımız” dedi.
Ne yaparsa yapsınlar, ne söylerse söylesinler asla ve asla bu tuzağa düşmeyeceğiz. Biz bu ülkeyi seviyoruz, bu ülkenin insanlarını seviyoruz. Biz kesinlikle ayrışmayacağız.
Birileri Türkiye’nin önüne beka sorununu attı. Beka sorunu varsa kendileri için var. Bu ülkenin sorunu ekmek sorunu, bu ülkenin sorunu aş, iş sorunu. Bu ülkenin sorunu gelecek sorunu.”
“Sonuçta bu seçimde bir muhtar seçeceğiz, belediye meclis üyeleri, il genel meclisi üyeleri seçeceğiz ve belediye başkanları seçeceğiz.
Amacımız yerelde bizi yönetecek, bizim sorunlarımızı çözecek, yolumuzla suyumuzla ilgilenecek ve hizmetler üretecek yerel yöneticiler seçeceğiz.
Ama ülkeyi öyle bir noktaya getirdiler, öyle bir atmosfere soktular ki ya beka sorunu var diyorlar ya da kendilerini ortaya koyuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu gerçeği değiştiremeyecekler.
Milletimiz artık her şeyin farkında. Hangi göze bakarsak, hangi eli tutarsak o kararlılığı ve tutarlılığı görüyoruz”dedi.
“Bize düşen bu 20 günde artık gitmedik yer, sıkılmadık el, konuşmadık bir yurttaş bırakmayacağız. Biz hep beraber olmazsak, birlikte olmazsak başaramayız. İnşallah 31 Mart akşamı hep birlikte başaracağız.
Bu ülkenin değerlerine inanıyoruz. Geçmişte başardık, bugünde başaracağız. Yeter ki inanalım ve hep birlikte olalım. Emin olun başarmamamız için hiçbir neden yok.” dedi.
Adıgüzel“Ordu’da doğdum, Ordu’da doydum, Ordu’da bir iş bir eş ve çocuklarıma sahip oldum, hekim oldum, sayenizde vekil oldum, şimdi Ankara’dan tekrar Ordu’ya hekim olarak dertlere derman olmaya geleceğim.”
Dr. Mustafa Adıgüzel“5S-2T” olarak tarif ettiği projeleri Sağlık; Sosyal Projeler; Su, İmar, Yol, Çevre; Sanayi, İş, Ekonomi; Spor; Tarım ve Turizm ana başlıkları altında pek çok konuyu ele alıyor. “Son Sözümüz Fındığımız” ..
Mustafa Adıgüzel, “biz Ordu´da aday olmak için değil, seçimi kazanmak için girdik. Ordu´yu kazanacağız. Biz aylardır sahada çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun için aday olmayı beklemedik” dedi.
Adıgüzel, “Ordu il sağlık müdürü, sağlık hizmetinin kesintisiz devamlılığını ve kalitesini üst düzeyde tutarak hizmet yapmak yerine daha çok ihale ve inşaat işleri ile uğraşır hale geldi.”dedi.
Adıgüzel”Acaba bu yeni bir firmaya verilerek, ocak ayında yapılacak ihalede bu firmaya bir avantaj mı getirilmek istenmektedir? İhalenin yeni firmaya teklif usulüyle 600 bin lira civarında bir rakama verilmesinden sonra hastaneler birbirine girdiler.
Artık doktorlar tahlilleri, filimleri göremez, reçeteleri yazamaz, raporları çıkaramaz oldu. Kanser hastaları ile engelli hastaların hizmetleri aksadı.
Bütün bu olumsuz işlere rağmen sağlık müdürlüğü yeni hizmet aldığı firmaya parasını bir an önce ödemek için kabul komisyonu kurdu.
Kabul komisyonundaki üyelerden 3’ü buna şerh koydu. Bunun üzerine kabul komisyonu değiştiriliyor ve bir başka komisyon atanıyor.
Bu komisyon da bunu kabul etmiyor. Hatta hizmetteki aksamalara, nerelerde arıza olduğuna dair bir başka tutanak tutuyor.”
“Ameliyatlarda sıkıntılar yaşanıyor. Hastalar başka illere nakil ediliyor. Her gün iki üç hasta il dışına nakil ediliyor. Hastalara İhtiyaç olmayan cihazlar veriliyor.
İhaleler sağlık müdürlüğü tarafından yapılıyor.Sözleşmesi biten ihaleler bitime 4 aylık süre kalmasına rağmen ihaleler başka firmalara veriliyor.
Ordu’lu firmalara değil de ihaleler Van’dan gelen firmalara veriliyor. Firmaları değiştirerek avantaj mı sağlanmaya çalışıyorsunuz.?
Sağlık müdürlüğünün bu işi neden böyle yaptığı sorgulanmalıdır. C. Savcılarını ve amirleri göreve davet ediyorum” dedi…
“Ben soruyorum, 3 tane firma ihaleye giriyor, ikisi Van firması birisi Bitlis firması. Neden ihalelere Ordu firmalarının giremeyeceği hale getiriliyor.
Burada belli bir amaç mı var? İhaleye girmesi gereken inşaat mühendisleri başka yerlere tayin edilip sürgüne gönderiliyor.
İki tane makine mühendisi koymak zorunda kalınıyor. Zorlamalar yapılıyor mobbing uygulanıyor. Bunları savcıların araştırması gerekiyor” diye
“Bu sorunlar teftiş yoluyla üst amirlerin görevidir. Ben bu konuya çok dikkat etmemiştim. Bunlar benim işim değil.
Ben burada bir hastaya kalp pili, kalp kapağı dolar bazı yükselmesinden dolayı daha fazla ücret alındığını ve ihaleler hangi firmalara verilmiş” dedi.
“Arıcılık Enstitüsü´ndeki açılışta yaptığım konuşmada arıcılıkta ve fındıkta Türkiye´nin dünyada lider olduğunu, Ordu´nun da her iki sektörde Türkiye´de lider olduğunu, bölge için de ülke için de bu nedenle desteklenmesi gerektiğini söyleyerek, hükümeti her iki sektörde de yapmadıkları ile ve yapması gereken destekleme, taban fiyat ve markalaşma konularında eleştirdim.
Örneğin 2008´de kovan başına 10 TL destekleme 2018 yılında geçen 10 yılda yine hala 10 TL 2005´de fındık 5 dolar, şimdi 2 dolar bile değil ve hala TMO´dan ses yok. Benden sonra söz alan iki AK Parti vekilden bu konuda cevap çıkmazken Ordu Valisi Sayın Seddar Yavuz´un tören sonrası bu konuşma ile ilgili sitemi ile karşılaştım.
Açılışta bu konuları dile getirmemeliymişim. Ben de bir milletvekilinin konuşmasının kimsenin sorgulama hakkı olmadığını ifade edince, Sayın Vali “o zaman biz de bir dahakine söz hakkı vermeyiz” demez mi? Sayın Valim biz söz hakkını sizden değil milletten alıyoruz.
Biz kimsenin arkasından konuşmuyoruz. Herkes oradayken yüzüne karşı ve açık açık konuştuk. Siz de bu engel koyan kişiler kim ve hangi engellemeler oldu bunu da açıklayın da biz de öğrenelim” dedi.
Adıgüzel, şöyle konuştu: “7 Haziran seçimlerinde motor gücü hep biz olduk. Hep bizi takip ettiler. Hatta o dönem karşı çıktılar, daha sonra bizim vaatlerimizi uygulama noktasına getirdiler.
Bu seçimde belli ki onlar bizi takip ediyorlar.
Bu seçimde de belirleyici olan biz olduğumuzu düşünüyoruz.” AK Parti’nin 16 yıldır değinmediği sorunlara el atmaya çalışıyoruz.
“Asgari ücretin 2 bin 200 lira olması, aile maaşı adı altında ev hanımlarını çalışan kabul edip geçim durumu uygun olmayanlara biner lira maaş bağlanması, üniversite öğrencilerine hem maddi kolaylık, hem öğrenim kolaylığı sağlanması, tarımdaki yenilikler ki, fındığın taban fiyatının en az 15 lira olmasını bahsediyoruz.Hep altı dolu şeyler.” dedi.
Adıgüzel “RTÜK’te yukarıdan aşağı yeniden düzenlemeler yapacağız. RTÜK’te hem gazetecilerden hem diğer yayın organlarından, sendika temsilcileri koymayı düşünüyoruz.
Orayı devlet güdümünden çıkarmak için özerkleştireceğiz.Yerel gazetelerde mali rahatlığı sağlamak anlamında bazı düzenlemeler yapacağız.
Siyasi baskısından kurtarmak, daha rahat yazıp-çizecek hale getirmek istiyoruz. Bugün ki medyadaki tekelleşmenin önüne geçmek için bunlar gerekiyor.”
Adıgüzel, “Sağlıkta sistem, sıralı ve paralı hale dönüştürüldü. Muayene, ilaç katkı payı, tetkik katkı payı adı altında 10 ayrı kalemde devlet soygunu uygulanmakta.
Hastaneleri ticarethane olmaktan çıkaracağız ve vatandaşların standart alması gereken hizmetleri almasını sağlayacağız.” dedi.
Hekim olması dolayısıyla insanlarla iç içe bir yaşam sürdüğünü dile getiren CHP adayı Dr. Adıgüzel yaptığı açıklamada, “Özellikle kırsal kesimde kapatılan belde belediyeleri nedeniyle hizmet akışında sıkıntı yaşanıyor.
Bölge sakinleri muhatap bulamıyor. Kapatılan beldeleri referandumla yeniden açacağız. Yerinden yönetimi esas alıyoruz. Köylere de tüzel kişiliklerini yeniden kazandıracağız.” dedi.
Adıgüzel, “2B dolayısıyla mağdur olan çok vatandaşımız var. CHP olarak yıllarca süren bu sorunu, çiftçilerimizin diktiği, biçtiği arazileri, kendilerine tamamen ücretsiz olarak, hiçbir karşılık beklemeksizin devrini yaparak 2B sorununu çözeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Adıgüzel“Ülkede istikrar mı kaldı? 13 yılda Türkiye’nin hangi sorununuzu çözdüler de CHP iktidara gelirse istikrar bozulur diyorlar. İstikrar ve huzuru yeniden sağlayacağız. Refahı topluma, tabana yayacağız.
Sağlıkta sistem sıralı ve paralı hale dönüştürüldü. Muayene, ilaç katkı payı, tetkik katkı payı adı altında 10 ayrı kalemde devlet soygunu uygulanmakta.
Doktor ve hastane sayısının artmasına rağmen hastalarda da artış yaşanmakta, bu durum sistemin bozukluğu nedeniyle çözüm üretememekten kaynaklanmakta.
CHP iktidarın hastanelerde ve eczanelerde bütün katkı paylarını kaldıracağız. Sağlıkta yasal düzenlemeler yaparken ve sahada uygularken kesinlikle çalışanlar ve meslek örgütleriyle birlikte yapacağız.
Hastaneleri ticarethane olmaktan çıkaracağız ve vatandaşların standart alması gereken hizmetleri almasını sağlayacağız.”
Adıgüzel, “Biz tarımsal ürünlerde kendi kendine yeten bir ülkeyken bugün samanı, patatesi bile yurt dışından alan bir ülke haline getirildik.
Bunu size reva görenlere bir ders vermek elinizde. CHP iktidar olunca Türkiye’de tarım ve hayvancılık canlandırılacak.” dedi.
Adıgüzel“Ben de bir çiftçi çocuğuyum. Bağda, bahçede, tarlada çok çalıştım. Ben çiftçi parasıyla okuyarak doktor oldum. Ama bugün çiftçi çocuğunu okutamaz, hatta kendi yaşamını bile sürdüremez hale geldi.
CHP tarih boyunca çiftçiye, çiftçi kooperatiflerine, toprak reformuna en büyük destek veren parti oldu. Bizden sonraki yıllarda göreve gelen hükümetler sistemli olarak çiftçiyi ve tarımı bitirdiler.”
“Gelin sizin, çocuklarınızın, tarımın, ülkenin daha insanca, daha iyi şartlarda yaşaması için değiştirelim.Tarım yeniden ayağa kalksın, çiftçi yeniden toprakla, bağla, bahçeyle buluşsun. Çiftçi, köylü birilerine muhtaç olmadan yeniden ‘milletin efendisi’ olsun.” dedi
“Tüm partilerden, CHP’den, İyi Parti’den, MHP’den ve AkParti’den oy istiyoruz. Görüyoruz duyuyoruz biri şah diye dolanıyor diğeri de padişah gibi.
O devirler 1923’de kapandı. Biz ne şahız ne de padişah. Biz halkız ben de halkımın adamı…”dedi
Adıgüzel “Bu sesçim bir genel seçim değil. Sonuç ne olursa olsun erken seçim olmadığı sürece mevcut yönetim 4 yıl daha ülkeyi yönetecek.
Bu yerel seçimlerin uyarı anlamı var.
Mevcut iktidara ve onun politikalarından rahatsız olan halkımızın uyarı seçimi olacaktır.
Diğer adaylar mevcut iktidarla aynı çizgide olduklarına göre Ordu’da hemşerilerim bu uyarıyı en iyi bizimle verirler.”
Adıgüzel“İnsana dokunan projelerle geliyoruz.Bizim projelerimiz kadınlar, çocuklar, gençler ve engelliler gibi toplumun en duyarlı kesimlerini kapsayan projelerdir.
Özellikle gençler ve kadınlardan büyük ilgi görüyorum. Gençler kendilerini anlayan ve onlarla aynı dilden konuşan genç bir başkan istiyorlar.
Cumhuriyet Halk Partili seçmenden söz etmeme gerek bile yok. Düşünsenize, Ordu’da ben aday olmasaydım iki Ak Partili adaya karşı meydanı boş bırakmış, CHP’li seçmene bir adres gösterememiş olacaktık.
Bu arada CHP birilerinin önünü açtı denerek fetöcülülükle suçlanacaktı. Hem bunun önünü kestik. Hem de kazanmak için bir irade koyduk.
Bu iradeyi ve varlığımızı sonuna kadar sürdürüp inancımızı ve azmimizi daha da arttırıp başarıya ulaşacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
Adaylığımla ilgili bazı dedikodular çıkaranlar oluyor. Bu dedikoduları yapanlar daha önce Akparti’de ve MHP’de kendine alan bulamamış siyaseten taca çıkmış, Saadetin adayını kendisine yeni bir siyaset rampası olarak gören bir kısım siyaset eskileri ile bu ortamdan nemalanan çıkar gruplarıdır.
Ben bunları ciddiye alıp bugüne kadar bir şey söylemedim. Bu saatten sonra benim adaylığım üzerinden dedikodu yapan acizdir, alçaktır ve namussuzdur.
Kendinizi anlatın projenizi anlatın, kardeşim. Yok ki anlatsınlar. Patlamaya hazır iki tane balonumuz var. Birisi son seçimde 5 mega projenin izahını vermeden açık arttırma gibi 20 mega proje açıklayan Ak Parti adayı, diğeri de dedikodu ile yol almaya çalışan Saadetin adayı.
Ordu’yu ne 50-60 tane sosyal medya faresine, ne siyaset eskilerine ne de çıkar çevrelerine teslim etmeyeceğiz.Ordu’nun insanı beni iyi tanıyor.
Ak Partili seçmenler Cumhurbaşkanı ile bir kavgası olmayan biri olarak hükümete vermek istedikleri uyarı için beni tercih ettiklerini ifade ediyorlar.
Saadet partisinin adayının da Ak Parti tabanından oy alabilecek olması Ak Partili adayla olan yarışımda elimi kolaylaştırıyor. Yani Saadetin adayı da bana çalışıyor. Ben kazanacağım.”dedi.
Mustafa Adıgüzel; “Ben İyi Parti Genel Merkezinin Ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezinin Ortak Kararı, Ortak Araştırması Ve Ortak Kabulü İle Aday Yapıldım. Ben 3 Yılda 4 Seçim yaptım Ve 24 Haziran’dan Beridir Sahadan Hiç Ayrılmadım.
Ordu’nun Bütün Mahallelerine, Bütün İlçelerine Özellikle Ziyaretler Yapan Bir Milletvekiliyim.
Diğer İki Rakibime Baktığımız Zaman, Onlardan Daha Fazla Sahayı Tanıdığım Ve Daha Fazla Sahada Olduğum Aşikârdır. Sahada Biz Varız Ve Bundan Sonra Da Sahada Biz Olacağız…
Bu Seçimi Biz kazanacağız.Adıgüzel’in Farkı Ne? Sayın Erdoğan’ın Hükümetlerinde İşler Kötü Gitti, Sayın Erdoğan Bir Tarafa Ayrıldı, Davutoğlu Başbakan Yapıldı.
İşler alındı kötü Gitmeye Devam Etti, Davutoğlu Suçlu İlan Edildi,Ve Yerine Binali Yıldırım Konuldu. İşler Kötü Gitti O Başka Birşeye Servis Edildi Ve Meclis Başkanı Yapıldı. Sürekli Size Ve Ülkeye Yapılan Şey Vitrindeki Değişiklik.
Vitrini Sürekli Değiştirerek Yeni Bir Şeyler Yapılıyormuş Gibi, İşler Düzeltiliyorolmuş Gibi Söyleniyor Ama Satılan Mal Aynı Mal, Dükkândaki Mal Aynı Mal, Fabrika Aynı Fabrika.
Dolayısıyla Bu Birbirinin Alternatifi Diye Sunulan İki Adayda Aynı Fabrikadan Çıkma. Bu Bir Proje Ama Bu Milletin De Bir Hesabı Var, Göreceksiniz Arada Farklı Olan Benim.
İkisi De Aynı Taraftan Geliyor Farklı Olan Benim.Ordu’da Genel Yönetimin Yapamadığı Hizmetleri Yapacağız Biz Farkımızı Ortaya Koyacağız.
5 Yıldır, Belediyelerimizde Asli Olarak Yapılması Gereken Hizmetlerin Bile Yapılmadığına Şahit Olduk.
Dün Salman’dan Bana Fotoğraf Attılar, Çeşmeden Su Kahverengi Akıyor. Su Yok, Yol Yok, Altyapı Yok, İmar Yok, Her Taraf Perperişan. Belediye Önce Bu İşleri Yapacak.
Sonra Da Sorun Ne İse, Üretim, Ekonomi, İstihdam, Eğitim, Sağlık, Yani Genel Yönetimin Yapması Gerek Ve Yapamadığı Birçok Şeye De Talibiz.
Önce Kendi İşimizi Bitireceğiz Sonra Da Ordu’da Genel Yönetimin Yapamadığı Hizmetleri Yapacağız.
Üreticimiz Üretmeye Teşvik Edeceğiz, Hayvancılığa Teşvik Edeceğiz, Fakat Onları Mağdur Etmeyeceğiz. Yerle Bir Olmamak İçin, Yerelde Birlik Olmak Zorundayız Biz Demokratik Bir Partiyiz, Farklı Fikirlerimiz Olabilir.
Bundan Sonra İyi Parti İle yaptığımız İttifak Sürecinin Sonucu Olarak İlk Başta İyi Parti Ve Cumhuriyet Halk Partisi Olarak Ve Daha Sonra Da Üstüne Ekleyeceğimiz AKP’den Ve Mhp’den Memleket Önceliği Olan Hizmet Önceliği Olan İnsanları Da Dahil Ederek Buradan Çıkacağız.
Yerle Bir Olmamak İçin, Yerelde Birlik Olmak Zorundayız. Ben Sadece CHP Ve İyi Parti’nin Oylarına Değil, AKP’nin Ve Diger Partilerin Oylarınada Talibim. Biz Ordu’da Halk Belediyeciliğini Ortaya Koyacağız.” Dedi.
“Adaylığımın Açıklanmasının Ardından Çok Güzel Geri Dönüşler Oldu. Biz Projelerimizi Sosyal Alanlarda Yoğunlaştırdık.
Kapı Kapı Dolaşarak Yapacağımız Hizmetleri Anlatacağız. Bizim Gülen Yüzümüz Yeter. Niyetimiz İyi Akıbetimiz De İyi Olacak İnşallah” Dedi.“
Adıgüzel, “İyi Parti’nin de CHP ’nin Güneşi Var. Her İki Güneş Birden Aydınlatacak, Işık Verecek. İnsan Odaklı, Halk Odaklı Bir Belediyecilik Anlayışı Benimseyeceğiz. O Yüzden Derman Belediyeciliği Diyoruz. Artık Değişikliğe İhtiyaç Var.
Eğer İnsanlar Bize Umut Olarak Bakıyorsa Bir Şeylere İtiraz Ediyor, Bir Talep Varsa Burada Bir Sorun Var Demektir.
Bu Sorunu Çözmek Gerekir. Büyükşehir Ölçeğine Bakıldığında Şu Ana Kadar 3 Aday Var. İki Aday Zaten Aynı Taraf Olduğu İçin Burada Farklı Taraf Biziz.
Bizim Farkımızı Vatandaşlarımız Da Biliyor. Halinden Memnun Değilse Ünye’li, Halinden Memnun Değilse Ordu’lu Olanın Kopyası Değil Farklı Olanı Tercih Edecektir.Ben 3 Yılda 4 Seçim yaptım. Bu Nedenle Hep Sahalardaydım. Yine Sahalardayım” Dedi.
Adıgüzel, ‘’ Ordu’da sağlık hizmetlerinin hem sunumunda hem de planlanmasında çok ciddi sorunlar var. geçmişte de vardı ve bugün hatsa faya gelmiş. 16 yıldır Üniversite Hastanesi beklentisi var. bu karşılanmış durumda değil.
Ayrıca Şehir Hastanesi efsanesi söylendi ancak yerinde hiçbir kımıldamam yok. Ordu’nun büyük ölçekli hastane ihtiyacının olduğunu gösteriye.
Tabi biz bunu Şehir Hastanesi şeklinde değildi ikinci, üçüncü derecede basamak şeklinde donanımlı hastane olarak bekliyoruz.
Üniversite Hastanesi ve Devlet Hastanesi ayrı ayrı planlanmalı çünkü ikisinin beraber olduğu yöntemler Türkiye’de terkedilmekte ve uygulanması konusunda ciddi sıkıntılar var, yönetim zafiyetlerine yol açıyor. Baş hekimi ile dekanının ayrı ayrı ihtiyaçları oluyor.
Örnek verilmesi gerekirse bazı ameliyatlar çok az Tıp Fakültesi’nde yapılması durumunda. Yine de cihaz donanımı olması gerekiyor.
Tıp Fakültesi hastaneleri eğitim yuvası olduğu için bunu çok gözetmiyor.
Ordu’da zaten ikisini bir arada mevcut hasta sayısı ve önümüzdeki yıllara göre projeksiyon yaptığınızda yürütülemeyeceği açık.
Tıp Fakültesi Hastanesi2nin 30 öğrenci ile başladığı, bugünlerde ise 100 öğrenciye ulaşan bir yapısı var. bu öğrencilerimiz çok başarılı öğrenciler.
Altyapı iyi, öğrencilerimiz başarılı, hocalar donanımlı ve biz bunlara gereken desteği sağlayarak ihtiyaçlarını gidermemiz gerekiyor. ‘’ dedi.
Adıgüzel‘’ Bunun la ilgili ben daha önce sorun önergesi verdim ve henüz cevap alamadım. Bana her gün en az 2-3 tane hastamızdan il dışına hasta sevki nedeniyle yoğun bakım yatağı talebi geliyor.
Hem kamu hastanelerinin hem de özel hastanelerin Sağlık Bakanlığı tarafından yoğun bakım açma istekleri ile ilgili taleplerin ret edildiği, ihtiyaç yoktur şeklinde dönüşlerin yapıldığını biliyorum.
Buna rağmen neden il dışına hasta sevki yapıldığının, planlamada mı bir sıkıntının olduğu yoksa sayının mı az olduğu konusunda bana hala sağlıklı bir cevap verilmiş değil. ‘’dedi.
‘’Aynı zamanda hastalara hizmet sunumu zafiyetleri ortaya çıktı.’’ diyen Adıgüzel, ‘’ Sağlık Müdürlüğü bir ildeki sağlık hizmeti sunumunun esas belirleyicisi ve planlayanı oluyor.
İhaleler onlar tarafından yapılıyor, hastanelerdeki personel istihdamı ve cihaz tedarikini onlar yapıyor.
Hastane Bilgi sistemleri Yönetimi diye bir şey var. Hastane gittiğiniz zaman tetkiklerinizi, ilaçlarınızın yazımı, hastane raporları, filimler, emarlar gibi bir çok şey bu sistem üzerinden yapılıyor.
Ordu Devlet Hastanesinin bir firma ile belli süreden buyana gelen çalışması söz konusu.
Bu firma ile anlaşması sona eriyor ve dört ay sonra başka bir firma ihale yapılacakken aynı çalıştığı firmayla dört ay daha devam edip esas ihaleye girecekken öyle yapmıyor da tutuyor dört ay sonra yeni bir ihaleye gireceği sırada bir başka firmayı hastaneye davet ediyor ve hizmet alımı yapıyor.
İki sistem arasında ki değişiklik nedeniyle de hastane birbirine giriyor. Şuan da rapor, ilaç yazılamıyor, tahlil yapılamıyor.
Hastane yaptığı hizmeti SGK’ya fatura edecek, fatura yazılamıyor.
Böylede doktorlar da çalışanlarda yaptıkları iş üzerinde bir ödüllendirme aldıkları için dolayısıyla çok düşük ücretlere mecbur kalıyorlar.
Dahası da hastalar hizmet alma konusunda ciddi zorluklar yaşıyorlar.
Şimdi soruyorum; Eğer 4 ay sonra yeni bir ihale yapılacaksa siz firmayı değiştirerek yeni aldığınız firmaya bir avantaj sağlamaya mı çalışıyorsunuz? Bu firma ile bu değişikliği neden gerçekleştiriyorsunuz?
Bu bir sistem ve bu şekilde alabora edildi, hizmetlerin aksamasında kim sorumlu? Devlet Hastanesinden yoğun bir şekilde hem hastalar olsun hem de çalışanlar olsun ciddi şikayetler alıyorum.
Bu işin üstündeyim. Sağlık Müdürlüğü neden böyle yapıyor bize izah etmesini istiyorum. ‘’ dedi.
Adıgüzel‘’ 13 tane sağlık tesisi ile ilgili ihaleye çıkılıyor. Bunun içerisinde toplum sağlığı, aile sağlığı, çocuk izlenme merkezi ve lojman gibi şeyler var.
39 milyon lira gibi bir rakam üzerinden muayyen bedel biçiliyor.Fiyatın çok yüksek olduğuna dair konuşuluyor.Ankara’da bir firmaya yaptırılmış.
İlginç olan iş bitirme genellikle yüzde ellidir. Neden bu ihaleye özel yüzde yetmiş yapıldı? Daha düşük, daha küçük ölçekli firmalar buraya gelsin diye mi yapıldı? İhaleye baktığınız zaman üç firma ihaleye giriyor bunlardan ikisi Van, birisi Bitlis firması.
Neden Ordu firmalarının giremeyeceği hale getiriliyor? İhalenin komisyonu var ve bu komisyonun inşaat mühendisi olması gerekiyor. Sağlık Müdürlüğünün mevcut inşaat mühendisleri ve teknikerleri başka bölgelere tayin ediliyor.
Sürgüne gönderiliyor sonra Bayındırlık Müdürlüğünün inşaat mühendisi komisyona davet ediliyor onlarda kurumunuzdakini değerlendirin diye cevap yazıyor. Sonrasında ise iki tane makine mühendisi koymak zorunda kalınıyor.
Duyduklarımıza göre zorlamalar yapılıyor. Bunlar bizim konumuz değil bunları Savcıların araştırması gerekiyor. Biz, bunu söylüyoruz.
Neden yüzde elli yada yüzde yetmiş birilerine avantaj sağlanıyor? Aynı Sağlık Müdürlüğü Araştırma Hastanesinin tuvaletlerinin tamiri için ihale yapıyor ve bu da İstanbul firması.
Ordu’da bu işleri yapacak firma mı yok? Ordu firmalarının devlet işleri dışına çıkarıldığı bir takım işler var. bunların gerekçesi izah edilmeli. Bu işlerin üzerine gidilmesi gerekiyor.
Adıgüzel‘’Ekonomik durum dolar bazı üzerinden bir sıkıntı içerisindeler. Birkaç ilden Ordulu hastalarımız o illerde ki hastanelerde ameliyatların, bazı donanımların, cihazların pahalılığından kaynaklı yapılmadığına dair inanılmaz şeyler söylüyorlar.
Mesela diyorlar ki; Bele bir madde koyulacak, bu madde çok pahalı, dolar arttığı için devletin geri ödemesinden daha yüksek o yüzden ameliyatı yapmıyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Ordu Devlet Hastanesinin de buna dair şikayetleri geldi.
Araştırdığımda bazı branşlara talimat verildiği, kullanılan malzemelerin dolar artışı nedeniyle devletin geri ödemesinden pahalı olduğundan ameliyatların yapılmaması gerektiğine dair iddialar geldi. bunları araştırdım ve tespit ettim.
Soruyorum; Kalp pili, kalp kapağı ameliyatlarını dolar artışı nedeniyle acil dışında yapmayın talimatı verildi mi? doların artışı, sağlık hizmetlerini aksattı mı? Devlet bunu bilinçli bir şekilde sadece Ordu’da mı yoksa Sağlık Bakanlığı’nın ülke genelinde bir emrimi var? Bunların cevaplanmasını istiyorum.
Şiddetler kınıyorum. Sağlık hizmetinin sunumu para ile ölçülemez. Her şey dolar bazlı ama fındık değil. unuttuk sanılmasın. Vatandaşın elinde hala fındık var. zararın neresinden dönülürse kardır. TMO’nun fiyat açıklamasını ısrarla bekliyorum. Bu bir ihanettir. ‘’ dedi.
Adıgüzel, “Halk huzur istiyor. Bu topraklarda sevgi hakim olmalı.” dedi.
Mustafa Adıgüzel”Ordu’nun 52 olan plakası olan 52’den yola çıkarak projelerini 5S ve 2T ile simgeleştirdik.Sağlık, sosyal projeler, su-imar-yol çevre, sanayi iş-ekonomi, spor, tarım ve turizm başlıkları altında toplandı.”