Fransa’da geçen hafta büyük şiddet olaylarına sahne olan Sarı Yelekliler Hareketi, 19’uncu eylemini barışçıl gösterilerle dün tamamlamıştır. Sarı yelekliler hareketinde (Mouvement des Gilets Jaunes) sarı yelek bir sembol olarak seçilmiştir. Çünkü sarı yeleklerin 2008 yılından bu yana tüm kara taşıtlarında bulunması zorunlu olup, kaza, lastik patlaması gibi beklenmedik durumlarda kullanılmaktadır. Ayrıca bisikletlilerin ve işçilerin de giymesi zorunludur.
Eylemciler, katlayıp çantaya konulması kolay olduğundan çantasında taşıdığı yelekleri eylem alanına gelince çıkarıp giyebiliyorlar. Yelek, bir bakıma asgari ücretle geçinen işçi kesimini de temsil ediyor. Bir diğer anlamı ise “biz sarı yelekliler bir bütünüz” mesajı veriyor. Fransa’da halkın büyük bir kısmı eyleme destek verdiği için 1-30 Kasım tarihleri arasında amazon sitesinde satışlar yüzde 22 artmış ve bunu fırsata çeviren bazı markalar yüzde 7 ile yüzde 22 arasında zam yapmışlardır.
Fransızlar, Avrupa’nın en pahalı petrolünü tüketiyorlar. 1 Ocak 2019’da yürürlüğe girmesi öngörülen ek vergiler, tepkiler artınca Başbakan Edouard Phillippe tarafından altı aylığına askıya alınmıştır. Devlet vergi oranını arttırırken büyük şirketlere indirim yapması ve 1 milyon 300 bin Euronun üzerinde varlığı olanların servet vergisini kaldırarak kira yardımlarını kesintiye uğratması tepkilere yol açmıştır.
Cumhurbaşkanı Macron’un “Çevre Vergisi” adı altında 1 Ocak’tan itibaren uygulamaya koymayı kararlaştırdığı vergiler eylemlerin fitilini ateşlemiştir. Artan vergiler dizelin litresine 6,5 sent, benzinin litresine 2,9 sent zam anlamındadır ve otomobille günde 60 km yol yapan bir Fransız’ın cebinden ayda fazladan 80 Euro çıkacaktır.
Bu süreçte Jacline Mouraud isimli kadın, 18 Ekim’de Macron’a “söyle nereye gidiyoruz? bizden aldığınız paralarla ne yapıyorsunuz” diye seslenip zamları eleştirdikten sonra “yeter artık” diye bitiren bir video mesajı yayımlamıştır. Kısa sürede 6,1 milyon kişinin izlediği video ateşleme etkisi yaratmıştır. 17 Kasım’da “Fransa’yı bloke edelim” amaçlı ilk eylem çağrısını yapan ise Melun’dan 33 yaşında kamyon sürücüsü Eric Drouet olmuştur. Bunlar televizyonlara çıkınca sosyal medyada organize olunmaya başlanılmış ve ilk hareket 17 Kasım 2018 Cumartesi günü gösterilerle başlanmış, hareket giderek sivil itaatsizlik, toplumsal olay, kundaklama, vandallık, protesto, sosyal medya, yağma ve talana dayanmaya başlamıştır.
Sarı Yelekliler 16 Mart’ta Champs-Elysees’yi yakarken Cumhurbaşkanı Macron Pireneler’de tatil yapmaktaydı. İçişleri Bakanı Christophe Castaner’in ise makamında olmadığı iddiası yaygındı. Paris Emniyet Müdürü Michel Delpuech görevden alınarak fatura ona çıkarılmıştır. Paris Askeri Valisi Bruno Leray’ın resmi kurumları koruma görevi verilen askerlerin ateş açabileceği uyarısı tepki çekince Macron, “Asker göstericilere karşı silahını kullanmayacak” açıklamasında bulunmuştur.
Paris’te geçtiğimiz cumartesi Champs-Elysees’deki Fouquet’s Restaurant ile meşhur mağazaların yağmalanması ve caddedeki tarihi gazete bayilerinin ateşe verilmesi, orta sınıfın Parisli zenginlere karşı öfkesinin kurbanı olarak değerlendirilmelidir. Yakılan gazete bayileri ise basına yönelik tepkinin yansımasıdır.
Sarı Yelekliler’in akaryakıt zamlarına isyan ederek başlayan ve giderek hükümete karşı ülke genelinde büyük bir harekete dönüşen eylemlerin 18’ncisi Paris’te yapılmıştır. Partisi olmadan, bir yıllık bir siyasi oluşumla girdiği seçimi kazanan bir cumhurbaşkanıyla yönetilen Fransa’da en önemli sorun, büyük beklentilerle seçilen Emmanuel Macron’un reform vaatlerini yerine getirememesidir. Parlamento’da yeterli desteği olmayan Macron’un, kararnameler yoluyla reformları hayata geçirmeye çalışması, ülke genelinde protesto ve grevlere yol açmıştır.
Macron yönetimini protesto etmek için gösteri düzenleyen Sarı Yelekliler, 16 Mart’ta Paris’i savaş alanına çevirmişlerdir. Sokaklardaki barikatları ateşe veren göstericiler, caddede bulunan Hugo Boss, Louis Vuitton, Peugeot’nun camlarını kırarak yağmalamış, BNP ve LCL bankalarında yangın çıkarılmış, en az 100 kişi gözaltına alınmıştır.
16 Mart’ta Paris’te idim. Bu hareketi Türkiye’deki benzer eylemlerle karşılaştırabilmek amacıyla Champs-Elysees’ye gittim. Eylemlerde bir şey dikkatimi çekti. Kara ceket (Black Block) giymiş olan bir grup, mağazaları ve işyerlerini ateşe veriyordu. Benim üzerimde de aşağıda görüldüğü gibi siyah bir mont vardı. Polisin beni kara ceketli sanarak eylemci sanmalarından korkmadım desem yalan olur. Bunlardan bazıları bir polisi aralarına almış, darp ediyorlardı. Tüm Fransız kanalları (aşağıda gösterilmiştir) olayları canlı olarak yayınlamıştır. Buna tanık oldum ve şunu düşündüm. Bu olay Türkiye’de olsaydı acaba durum nasıl olurdu?
Fransa’nın karşı karşıya olduğu önemli sorun, aslında uluslararası terörizmdir. Ocak 2015’te başlayan ve Kasım 2015’te 130 kişinin ölümüne yol açan terör saldırıları güvenlik güçlerini hedef alan girişimlerle devam etmektedir. Terör saldırısının ardından Kasım 2015’te yürürlüğe giren OHAL, altıncı defa uzatılmıştır. OHAL’in kalkmasının ardından yürürlüğe girecek terörle mücadele yasasının yetersiz ve etkisiz olacağı düşünülmektedir.
Sığınmacılar, çözüm bekleyen diğer bir sorundur. Fransa’ya gelen sığınmacıların içinde bulunduğu kötü koşullar, uzun süredir sivil toplum örgütleri ve insan hakları savunucuları tarafından eleştirilmektedir. Fransa’da sığınmacıların kamplarda karşı karşıya olduğu olumsuz koşullar, uğradıkları kötü muamele, sistematik hale gelen polis şiddeti ve yetkililerin yardımlara yasak getirmesi dikkat çekmektedir. Terör ve sığınmacı sorunu, Fransa’da aşırı sağın güçlenmesine yol açmaktadır.
Hükümet, Sarı Yeleklileri aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi ile ilişkilendirerek eylemleri gayrimeşru göstermekte, Macron ve İçişleri Bakanı Castaner ise yaşananlardan Ulusal Birlik Partisinin lideri Marine Le Pen’i sorumlu tutmaktadır. Le Pen, şiddetin sebebinin küçük bir grup olduğunu belirterek “Neden Castaner bu insanların Champs Elysees’e çıkmasına izin verdi. Sorumluluk onda” diyerek hükümeti Sarı Yelekliler hareketini suçlu göstermeye çalışmakla eleştirmiştir.
Sorunların devam etmesi durumunda, Marine Le Pen liderliğindeki aşırı sağcılar daha da büyüyecektir. Bu da uzun dönemde diğer ülkelerdeki AB karşıtı hareketleri cesaretlendirebilecektir. Le Pen’in Haziran ayında ilk defa meclise girmesi ve babası Jean-Marie Le Pen’in 2002’de aldığı oy oranı olan yüzde 17,8’i yüzde 33,9’a çıkarması önemli bir gelişmedir.
Geçen haftaki olaylar sebebiyle Paris, Nice, Toulouse, Bordeaux, Montpellier kent merkezlerinde gösteriler yasaklandığı için başkentte eylemler sakin geçmiştir ama, taşrada izinsiz gösteri yapmak isteyen gruplarla polis arasında kısa süreli çatışmalar olmuştur. Paris’te eylemlerin sona ermesinin ardından, sokaklara dağılan küçük grupları dağıtmak için polis gaz bombası ve tazyikli su kullanmıştır.
Hükümet, 16 Marttaki eylemlerden etkilendiği için Elysee Sarayı, Başbakanlık ve kamu binalarının korunması için Polis’in yanında askere de görev vermiştir. Paris’te terör saldırılarını engellemek amacıyla oluşturulan Sentinelle operasyonu kapsamında görev yapan askerlerin yanında sadece Paris’te 6 bin polis görevlendirilmiş, polise yakın çatışma ve hızla müdahale etme yetkisi vermiştir. Başbakan Edouard Philippe ve İçişleri Bakanı Castaner, gösterileri yakından izlemiştir.
Paris’te Arc de Triomph meydanı ve Champs Elysees’nin gösterilere yasaklanması üzerine, bir grup Trocadero Meydanı’nda oturma eylemi yapmış, daha sonra Denfert-Rochereau Meydanı’ndan başlayan yürüyüşe katılarak Sacre-Coeur Kilisesi’nin önüne kadar yürümüştür. Bu defa barışçıl geçen gösterilere katılım 7 bin civarında olmuştur.
Sarı Yelekliler’in 19’ncu buluşmasına ülke çapında 40 bin, Paris’te ise 5 bin kişi katılmıştır. Polis izinsiz alanlarda eylem yapan 53 kişiye para cezası yazmış, 96 kişiyi gözaltına almıştır. Eylemlerden önce 38 Euro olan ceza 135 Euro’ya çıkarılmıştır ama buna rağmen eylemler devam etmiştir. Sarı Yelekliler’in liderlerinden Eric Doruet 135 Euro ceza almıştır.
Paris dışında Montpellier’deki eyleme 5 bine yakın Sarı Yelekli katılmış, olaylarda 1 gösterici, 2 güvenlik görevlisi yaralanmıştır. Turistik kent Nice’de 26 kişi gözaltına alınmış, Bordeaux’da hareketin şarkısı olan “Emmanuel Macron, seni almaya geldik” şarkısı söylenmiş, Toulouse’da polis gaz bombası kullanmıştır. 16 Mart’taki eylemlerde Champs Elysees’deki işyerlerini ateşe veren ve yağmalayan “Black Block” grubunun liderlerinden Maxime Nicole ve Priscilla Ludosky’nin katıldığı Lille’deki eylemde Black Block militanları polisle çatışmıştır.
Sarı Yelekliler’in bir lideri ya da belirgin bir siyasi hareketle bağlantısı bulunmamaktadır. Eylemler, uzun süredir kemer sıkmaya, bedel ödemeye zorlanan ve talepleri duyulmayan emekçilerin kendiliğinden bir isyanı olarak değerlendirilmektedir. Almanya’da yayınlanan Süddeutsche Zeitung, eylemlere ilişkin yaptığı değerlendirmede “orta sınıfın direnişi” başlığını atmıştır.
16 Mart’taki eyleme katılanlardan Jacques isimli bir emekçi Observer’a, “Barışçıl bir eylem için buradaydık ancak gaza maruz kaldık. Tüm gün burada kalacağız, çünkü Macron bizi dinlemeli” demiştir. Lyon’dan gelen 66 yaşındaki emekli marangoz Bruno Binelli ise “Hiçbir siyasi partiye üye değilim. Genellikle Ulusal Cephe’ye oy verdim ama onlardan değilim ayrıca İtalyan kökenliyim ancak bunu işlerin iyi gitmediğini göstermek için yapıyorum ve ‘Böyle devam ederseniz aşırı sağcı birini seçeceğiz’ diyorum. Bizi dinlemiyorlar. Macron hiçbir şeyi dinlemiyor. Bir anda ekoloji için endişe duyduğunu söylüyor ama bu bir yalan. Bu, bizim daha çok vergi ödememizi sağlamak için bir gerekçe. Artık nasıl bir araba alacağımızı bilmiyoruz. Benzin mi, dizel mi, elektrikli mi? Kim bilir! Biz, kırsal kesimden gelen insanlar unutulduğumuzu düşünüyoruz.”
Sarı Yeleklilerin eylemi 19’ncu haftasında sakin bir şekilde sonlanmıştır. Bunda göstericilerin 18’nci haftada Paris’i yakarken, parlamentonun şiddete başvuran eylemcilere daha sert yaptırımlar öngören yasayı onaylamasının etkisi olmuştur. Harekete desteğin azalmasında eylemlerin çıkış noktasını oluşturan ek vergilerin geri çekilmesi de önemli bir faktördür.
Fransa’da hükümet olayları görmezden gelmeye çalışsa da anketler, Sarı Yelekliler’in Fransızların yüzde 80’inin desteğini aldığını göstermektedir. BVA’nın anketine göre Macron’u destekleyenlerin oranı yüzde 26’ya gerilemiştir. 16 Mart sonrası sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Macron güvenlik güçlerine teşekkür ederken, polise karşı şiddette bulunanların utanç duymaları gerektiğini söylemiş ve cumhuriyette şiddetin yeri olmadığını açıklamıştır.
Bir yanıt yazın