GERÇEK ŞU Kİ:
ARTIK KIÇIMIZDAKİ DON BİLE BİZE AİT DEĞİL
Bu ülkeye en büyük ihaneti yapanlar tarihçilerimizdir.
Neden mi?
Çünkü;
Gerçekleri yazmak yerine hikayeler yazıp senaryolar üretiyorlar.
Gerçekler can yakar ama en iyi dersi onlar verir.
GSMH (Gelirine) göre en fazla borcu olan dünya devletinin adı
Türkiye Cumhuriyetidir.
İcra iflas dosyaları nedeniyle haciz işlemleri ve intihar vakalarında Dünya rekorunu elinde tutan devletin adı
Türkiye Cumhuriyetidir.
Her yeni doğan bebeğe 55 yıl çalışarak ödeyebileceği kadar borcu miras bırakan ebeveynlerin yaşadığı devletinin adı
Türkiye Cumhuriyetidir.
☆☆
“Ne olmuş yani, bizde borcumuzu bir şekilde öderiz. Eğer ödeyemezsek devlet olarak iflasımızı açıklarız olur biter”
Yok öyle olmuyor.
Sen borcunu ödeyemediğinde;
1915 yılında olduğu gibi alacaklı ülkeler tankı, topu, tüfeği, donanması ve askeri ile birlikte gelip borcunu tahsil etmek istiyor.
Sen borcunu ödeyemediğinde;
İngiliz Tommy TAK TAK kapını çalıyor…
Sen borcunu ödeyemediğinde;
Amerikalı Conny postalları ile açılan kapıdan içeri dalıyor…
Sen borcunu ödeyemediğinde;
İtlalyalı Marco evin içinde dolaşarak yatak odanı arıyor.
Sen borcunu ödeyemediğinde;
Yunanlı Yorgo şarap içip senin döşeğinde uzanarak uyuyor.
☆☆
1915 Çanakkale savaşlarının sebepleri bellidir.
Ama bu sebeplere dayanak olan asıl nedenler bu millete hiçbir zaman anlatılmamıştır.
İşte size hiçbir zaman anlatılmayan gerçekler:
Ruslarla Osmanlı Devleti arasındaki Kırım Savaşında, Osmanlı devleti savaşın galibi gibi anlatılsa da gerçekte bu savaştan çok büyük zararlarla çıkmıştı.
Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa İngiliz ve Fransızlardan “savaşa hazırlık” adı altında borç almıştı.
1900 yılında Sultan Abdülhamid’in, yaşadığı en büyük sıkıntı hiç şüphesiz ki Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz’in İngiliz ve Fransız bankerlerden aldığı borçlardan kaynaklanıyordu.
Osmanlı Devleti iç ve dış borçları yüzünden çok zor durumdaydı.
Sultan ll. Abdülhamid tıpkı bu gün Recep Tayyip Erdoğan ın yaptığı gibi borçları kapatabilmek için daha fazla borçlanma yolunu seçti.
Osmanlı Devleti artık Galata Sarraflarından bile borç para ister duruma gelmişti. Bu borçlar çoğu zaman geri ödenemiyordu. Bunun yanında Abdülhamid’in çevresindeki insanlar ceplerini doldurmaya devam ediyordu.
Osmanlı tarihindeki ilk borç işgali:
Sultan Abdülmecid, Topkapı, Çırağan ve Beylerbeyi Saraylarını yaptırmak için Fransız uyruklu iki banker olan Lorando ve Tubine isimli bankerlerden borç almış, aldığı bu borca karşılık güvence olarakta Midilli adasının vergi ve diğer gelirlerini göstermişti. Saray yapımı için kullanılan para aradan geçen 25 yıl boyunca ödenmemiş, faizleri ile birlikte çok yüksek bir meblağa ulaşmıştı.
Abdülhamid, borcun ödeneceğine dair Fransız devletine teminat vermişti. Ancak Abdülhamid’in “Ödenecek” sözünü verdiği borcun karşılığı Osmanlı hazinede mevcut değildi.
Borç tahsil edilemeyince Fransa hükumeti, 7 savaş gemisinden kurulu filosunu Midilli Adası’na yollamış ve 5 Kasım 1901’de bu adanın gümrüğüne el koyarak, borcunu böyle tahsil edeceğini Osmanlı devletine bildirmişti.
Bu işgal sırasında Fransız askerleri Midilli Adasında ki Türklerin evlerine zorla girmiş gözlerine kestirdikleri ne varsa ona sahip olmuşlardı.
Bu rezaletin bedelini koskoca Osmanlı Devleti ödeyecek durumda değildi ama Sultan Abdülhamid’in karısı Fatma Pesend bu borcu ödeyecek kadar zengindi.
Banker Lorando’ya 340 bin ve Banker Tubini’ye de 162 bin olmak üzere yarım milyon küsur para ödendi ve işgal kaldırıldı.
(Anlı şanlı tarihçilerimiz “ll. Abdülhamid’in karısı Fatma Pesend nasıl olur da Osmanlı hazinesinin bile ödeyemediği bu borcu ödeyebilecek kadar zengin olur?” sorusunu dahi sormaya gerek duymadı. Halk ise TRT ekranlarında Payitaht Abdülhamid dizisini izleyerek tarihini öğrenmeye! devam ediyor)
☆☆
Şimdi…
1918 yılında 22 İngiliz, 17 İtalyan, 12 Fransız ve 4 Yunan zırhlısından oluşan donanmanın Dolmabahçe, Çıragan ve Beylerbeyi saraylarının önünde neden demir attığını anlamayan kaldı mı?
Alacaklarını nakit olarak tahsil etmeye gelmişlerdi.
Bir milleti borçlarından dolayı köle yapmaya gelmişlerdi.
Alacaklarına karşılık mallarımıza namuslarımıza el koymaya gelmişlerdi.
Borç yiğidin kamçısıdır.
Doğru…
Atlar ve kölelerin ortak noktası bir kamçı ile terbiye edilmeleridir.
Türkiye Cumhuriyetinin bugün itibarıyla faizsiz borcu 460 MİLYAR DOLARDIR
Türkiye Cumhuriyetinin yıllık toplam geliri 850 MİLYAR DOLARDIR
Özetle evladın 1 gün yabancıya 1 gün kendine çalışacak.
Kendine ait her neyin var ise;
Yarısı yabancının yarısı senin olacak.
Elbetteki bir BEKA SORUNUMUZ vardır bizim…
Ama o BEKA sorunu koskoca Türkiye Cumhuriyetini tehdit eden teröristlerden ziyade sizlerin saraylar yaptırarak ve o saraylarda lüks ve safahat içinde yaşamak uğruna yaptığınız tefeci borçlanmalarıdır.
İngiliz Tommy, Amerikalı Conny, İtalyalı Marco ve Yunanlı Yorgo kapını ne zaman çalar bilinmez ama;
Sen AKP ye oy vermeye devam edersen çok ama çok yakın kardeşim.
Sevgiyle kalın