Aktif husumet ve yükselen ABD tehditleri
Türkiye’nin çok önemli bir karar sürecine doğru sürüklendiğini defalarca yazdım. İstemesek de bazı kararları artık almak mecburiyetindeyiz diye, aydınlarımızı uyarmaya çalıştım.
Amerika dost mu düşman mı diye düşünmek artık faydasızdır.
Amerikan tehditleri; Türk devleti ile TÜRK Halkını karşı karşıya getirmek amaçlı bir durum arz etmektedir. Bunu nereden çıkarıyorsun derseniz açıklayalım.
Amerikan gazeteleri, S-400 alımını, gazetelerinde, öyle manşetlerle ifade ediyorlar ki, bunu anlamamak için kör olmak gerekir.
Bir ABD gazetesinin manşeti; İyi düşün kaybeden Türk halkı olur. Aslında Erdoğan’ı hedefmiş gibi gösteriyor olsa da, asıl hedef Türk halkıdır. Türk devletidir. Türk halkı kaybederse Türk devleti kaybeder.
Türk halkı kaybederse ne olur? Devleti ile halkı karşı karşıya gelir. KAOS olur. Kaos olan her yerde de kendilerinin stratejik çıkarı gerçekleşmiş olur.
Türk halkı kaybeder denirken; piyasa ekonomisinin olduğu yerde, ABD çok uluslu şirketlerinin borusu öter. Piyasadan doları çekeriz. Borç vermeyiz. Devletle (iktidarla) halkı karşı karşıya koyarız denmek istenmektedir.
Piyasa ekonomisinin varlığı, içerdeki paranın yabancı para olması, Amerika’ya Türkiye pazarlarında, operasyon yapma olanağı sağlıyor.
Eninde sonunda, bir gün bir operasyon ile karşı karşıya geleceğiz. Bugün taviz versek, bu borç sarmalında, bir adım sonra, bir başka provokasyonla gene karşılaşacağız.
Sorun daha fazla büyümeden, Amerika’nın dost veya düşman olduğuna bir an önce, karar vermeliyiz. Vermeliyiz ki başımızın çaresine nasıl bakacağız buna odaklanmalıyız.
Karar süreci uzadıkça, Amerika bizi teslim almak için tehditlerini yükselterek, taviz koparmak istiyor. Eğer, biz S-400 alımından vaz geçersek, bir daha Rusya ile ittifak yapma zeminini kaybederiz. Çin ile bu ittifak zeminini kaybettiğimiz gibi…
Böyle bir durumda da Amerika’nın kucağına hepten otururuz.
Mevcut iktidar giderse, Amerikan tehditleri de ortadan kalkar sananlar fena halde yanılıyorlar. İktidarda kim olursa olsun ABD’nin bölge çıkarları Büyük Kürdistan kurulması ile sıkı sıkıya bağlıdır.
S-400 alımından vaz geçelim diyen aydınlar (eğer gerçekten aydınlarsa) bu işin S-400 alımıyla doğrudan ilgisi olmadığını bilirler.
Efendim iyi yönetilmiyoruz. Amerika da bu yönetimin gitmesini istiyor. Oh… ne güzel, bizim amacımızla Amerika’nın amacı çakışıyor. Erdoğan gitsin de biz de S-400 almayalım, ne olacak diye düşünemeyiz.
Aydın despotizmi içinde yaşayanların, kısa vadeli entelektüel çelişkisini çözeceğiz diye, ülkeyi daha fazla tehlikeye sokamayız.
Biz kendi iktidarımızı değiştirmek istiyorsak bu işi kendimiz yaparız. Yok, ABD çıkarları ile bütünleşerek bunu yaparız diyorsanız, siz aydın değil, işbirlikçisinizdir.
İktidara düşen görev de; artık, ABD’den dost olmayacağını, “hem ABD hem Rusya ile dans ederim” aklından vaz geçmesi gerekir.
Dengeler hızla değişmekte ve bizim yerimizin Atlantik olmayacağı hızla belirlenmektedir.
8 Mart 2019