TSİPRAS TÜRKİYE’ DEYDİ

Kasım 2018’de İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve İtalya;
AB’nin desteklediği projeler arasında yer alan,
Doğu Akdeniz gazının Akdeniz altından yapılacak boru hattından Avrupa’ya gönderilmesiyle ilgili işbirliği anlaşması imzaladılar.     
 
*
Doğu Akdeniz’de enerji rekabeti Kıbrıs’ta çözüm arayışlarını ivmeledi.  
Yine Kasım’da Atina’da Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ve İsrail  Dışişleri Komiteleri toplandı.
Türkiye’nin Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Ege Denizi’nde tehdit ve kışkırtmaları kınandı…
Heyet BM’ den işleyebilir ve uygulanabilir çözüm çabalarını sürdürmesini, 
Ancak hiçbir işgal gücü ve garantiler sistemi olmadan Kıbrıs’ın bağımsızlığının sağlanmasını talep etti…
 
*
Ocak 2019’da bu kez Mısır, Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin enerji bakanları Kahire’ de toplandılar.
Doğu Akdeniz gaz kaynaklarının  işbirliğine dayalı gelişimi üzerinden bölgesel tanınmayı sağlamak:
Paylaşılan bir bölgesel alan kavramı geliştirmek:
Bölge halkları arasındaki insan ve toplumsal etkileşimi artırmak:
Uzun vadeli bölgesel stratejik kalkınmanın temelini oluşturmak üzere Kahire’de Doğu Akdeniz Forumu kurulması adımını attılar. 
Nisan 2019’da  ABD ve Avrupalı enerji tekellerinin Akdeniz gazından nasıl faydalanacaklarını görüşmek üzere yeni bir toplantı kararlaştırdılar…
 
*
31 Ocak’ta BM Güvenlik Konseyi, Kıbrıslı Türk ve Rum liderler M.Akıncı ile N. Anastasiadis’i  müzakereye başlamaya davet eden bir karar tasarısını onayladı.
İki lidere, “Açıklık ve yaratıcılığa angaje şekilde, BM himayesindeki bir anlaşma sürecine tam bağlılıkla” müzakereleri sürdürmeleri, 
BM istişarelerinden faydalanmaları ve başarı şansını azaltabilecek eylemlerden kaçınmaları uyarısı yapıldı. 
 
*
Bugün bu çerçevedeki konjonktür herhangi bir büyük girişime kapı aralamıyor.
Dünya Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs’ta  ılımlılık istiyor.
Geçen hafta Savunma Bakanı H. Akar’ın Yunan mevkidaşı E. Apostolakis’e davet etmesi ılımlılık adına olumluydu.   
5 Şubat’ta ise Yunanistan Başbakanı A.Tsipras, Ankara’da Erdoğan ile bir araya geldi…
 
*
İki liderin; Şubat 2018’de  İsrail ve Mısır arasında imzalanan gaz ihracat anlaşmasının ardından, 
Ekim 2018’de Girit’te Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs liderlerinin zirvesinde kurulmasına niyet edilen,
Ve artık bölge jeopolitiğini belirleyen  Doğu Akdeniz Forumu ve Kıbrıs sorunu ile ilgili görüşmelerde bulunmaları bekleniyordu.
 
*
Çünkü  Mısır, Yunanistan, Kıbrıs üçgeni son yıllarda ekonomi ve güvenlik alanında ortak çıkarlar etrafında yakınlaşmıştır.  
Bu yakınlığın ana temasını, Erdoğan’ın Akdeniz arenasında artan iddiaları ve  bölgeyi germekle itham edilmesi oluşturuyor.
Türkiye’nin yarattığı gerilim bu üç ülke arasındaki işbirliğini güçlendirilmiş ve ittifak Lefkoşa’da daimi bir sekreterya tarafından destekleniyor.  
 
*
Ama 2015’ten beri Mısır, Yunanistan, Kıbrıs üçgeninin liderleri;
Akdeniz’deki ekonomik sınırlar: Kıbrıs’tan Mısır’daki LNG tesislerine gaz boru hatları: Elektrik şebekelerinin bağlantısı:
Turizmin geliştirilmesi gibi konularda koordinasyona yönelik zirveler yapıyor. 
 
*
Böylece Doğu Akdeniz Forumu üyesi Mısır’ın ve çevresindeki Sünni Arap ülkelerinin çıkarları Avrupa Birliği karşısında,
Yunanistan ve Kıbrıs’ın çıkarları ise  Afrika’da destekleniyor.
Buna karşı  Arap ülkelerinin İsrail- Filistin barışını desteklemeleri sağlanıyor.
 
*
Erdoğan Türkiye’si  Doğu Akdeniz Forum’unda temsil edilmiyor…
Zaten Müslüman Kardeşler ideolojisinin hamisi Erdoğan, İsrail- Filistin barışını da desteklemiyor.
O İran eski Cumhurbaşkanı M. Ahmedinejad’ın “En iyisi İsrail’in Alaska’ya taşınmasıdır”  dediği fikri temsil ediyor…
 
*
Aslında Gaz Forumu’nun oluşumu, bölge devletlerinin ulusal güvenliğine ilişkin algılarını yansıtıyor.
Yunanistan ve Kıbrıs, Akdeniz’i geleneksel olarak Mısır, İsrail, Ürdün ve Filistin için temel stratejik alan olarak görüyor.
Artık “Paylaşılan Akdeniz” yeni bir stratejik kavramdır;
Çünkü  dünyada  pragmatik realpolitik düşünceler katı ideolojilere göre daha ağırlıklıdır,
Bölgesel coğrafya yeniden tanımlanmaya yazıyor,
Akdeniz’deki ortak çıkarlara, ortak bölgesel ahlaka yönelik  yeni bir Akdeniz kimliği gelişiyor…
 
*
Başbakan A. Tsipras, Yunanistan toplumunu bölen ve siyasi partiler arasındaki ilişkileri daha da şiddetlendiren,
Makedonya ile varılan isim anlaşmasının (Prespes Anlaşması) onaylama dağdağasından aldığı destekle,
Ankara’da güçlü bir profil çizdi.
 
*
Ama ziyaret derin, ciddi ve karmaşık sorunların yaşandığı Türkiye ve Yunanistan ilişkilerinde herhangi bir türbülansın istenmediği bir sırada oldu.
Görüşme, özellikle Washington’un  Türkiye ile ilgili karışık mesajlar gönderdiği bu sırada;
Ne Erdoğan ne Tsipras ne de kimsenin hangi tarafta, hangi konularda ve ne ölçüde baskı uygulanabileceğinden emin olmadığı bir durumda yapıldı.
 
*
Tsipras ve Erdoğan, kapalı olan Heybeliada  Rum Ortodoks Ruhban Okulu’nu konuştular.
Erdoğan, okulun yeniden açılmasını Yunanistan’ın kuzeyindeki Müslüman azınlığın kendi müftüsünü atama hakkı ile birleştirdi.
Tsipras dini azınlık haklarının korunmasının müzakere konusu değil dostluğun, karşılıklı anlayışın ve kardeşliğin kanıtı olması gerektiğini söyledi.
“Dini inançlar insanları bir araya getirmeli, bölmemeli ” dedi.    
 
*
Türkiye’nin Kıbrıs politikaları yeniden müzakere masasına getirilmeye hazırlanılır, 
Doğu Akdeniz Gaz Forumu ile “Paylaşılan Akdeniz” doğarken,
Erdoğan Türkiye’si Müslüman Kardeşlerin “La şarkıyye la garbiyye illa İslamiyye illa İslamiyye ”  sloganı baskısında; 
Kıbrıs’ta Türklerin siyasi eşitliği ve Lozan Anlaşması’nda Türk-Yunan dengesi ve Akdeniz çıkarları,
Bugün Türkiye’nin asla kazanamayacağı bir al-ver müzakeresinin  konusu haline getirilmiştir.
Ama tarihi süreç Batı’nın, Türkiye’de Erdoğan liderliğinin Batı çıkarlarını baltalamasına izin vermeyeceğine işaret ediyor.  
8.2.2019

Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir