BU PAPAZ BAŞKA TÜRLÜ PAPAZ

<p>BU PAPAZ BAŞKA TÜRLÜ PAPAZ
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Doğum, düğün ve ölüm…
Bu üç dönüm noktası hayatın sadece üç kelimeye sığan kısa bir özetidir.
Ve bu üç dönüm noktasında sergilenen özellik/alışkanlık/gelenek/görenek ve âdetler her bir ırk/din/mezhep mensubuna göre belirgin farklılıklar gösterir. En ilkel kabilelerde bile var olan kendilerine özgü bu sembol ve ritüeller kıskançlıkla muhafaza edilir ve her fırsatta sergilenir.
Okuyucu, bu kısa ve özet felsefî analize neden gerek duyduğumuzu elbette merak edecektir.
Efendim, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras “resmî” bir ziyaret için “önce” Ankara’ya gelmiş. Yanında, Anadolu Ajansına göre “Peristera Baziana” da varmış.
Bayan Peristera, Çipras’ın eşi değilmiş, ajans kararsız kaldığı için haber metninde ne “Sevgilisi” ne de “Hayat arkadaşı” ifadelerini kullanamamış. Meğer Baziana ve Çipras aslında resmen evli değillermiş, lise yıllarında “birlikte yaşama sözleşmesi” imzalamışlar.
Ne diyelim, bize ters gelen bu usûl/âdet demek “oralarda” normal karşılanıyor…
Hem Helen, hem de Ortodoks geleneklerinin hiç birine uymayan Çipras meğer “dinsiz” imiş.
Meğer koyu Ortodoks Yunan halkı bir dinsizi Başbakan yapmış.
Seçilince âdet olduğu üzere İncil’e el basarak yemin etmemiş.
Fakat Ankara’ya ikindi vakti kravatsız ve Peristera ile gelerek resmî ziyaretini gerçekleştiren Çipras ertesi gün İstanbul’da âniden Ortodoks olmuş, tam gün ahkâmlı bir Ortodoks gösteri düzenlemiş.
Fener Rum Patrikhanesi’nin Bursa Metropoliti ve aynı zamanda Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi de olan Prof. Dr. Elpidophoros Lambriniadis diyor ki; “Her Yunanistan Başbakanı’nın Türkiye ziyareti önemlidir. Ama bu kez tarihte ilk kez bir Yunanistan Başbakanı’nın Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi bu önemi artırıyor… Sayın Çipras programında İstanbul’a gelebileceği tek günün 6 Şubat olduğunu söyledi. Bu tarihte ise her yıl Patrik Bartholomeos’un Heybeliada’da, buradaki manastırın kurucusuna atfen bayram çerçevesinde ayine katıldığını öğrendikten sonra ‘Madem Ruhban okulundasınız ben oraya gelirim dedi’ ifadesini kullandı”.
Erdogan_iki_kez_Putin_i_reddetti.html
Yâni Çipras’ın İstanbul ziyareti için uygun olan tek gün 6 Şubat’mış ve o gün “tesadüfen” Bartholomeos da Heybeli’deki manastırın kurucusuna atfen “bayram âyini”ne katılacakmış…
Biz de yedik.
Bunları anlatan “Bursa Metropoliti ve Ruhban Okulu Başrahibi” olunca merak ettik. Yanya, Tırhala veya Preveze’de bizim de “Müftü”müz ve Lefkoşa’ya açtığımız gibi bir “İlâhiyat Koleji”miz var mı diye.
Yokmuş.
Dolayısı ile “meselâ” Atina Büyükelçimizin “tesadüfen” bir Kadir gecesi Preveze Camii’ne giderek yatsı namazı kılması da mümkün değilmiş.
Heybeli AyaTriada Manastırındaki yıllık âyine “tesadüfen” katılan ve bahçesine ağaç diken dinsiz ve kravatsız Çipras önce Ayasofya’yı ziyaret etmiş.
Ayasofya’yı acaba dünyadaki en önemli Ortodoks kilisesi olduğu için mi yoksa cami veya müze olduğu için mi ziyaret etmiş?
Merakından ille de bir cami görmek istediyse neden hemen yakındaki Sultanahmet Camii’ne gitmemiş?
Sıfır cemaatli bütün simgesel illere/yerlere Metropolit seçeceksin, Ruhban Okulu açacaksın; (Benim bulabildiğim; Kadıköy, Tarabya, Adalar, Gökçeada ve Bozcaada ile Mersin, İzmir ve Edirne Metropolitlikleri) ama sıra Batı Trakya Müftülerine gelince kulağının üstüne yatacaksın.
Cemaat “sıfır” dedik. Öyle ki olması gereken sayıda “Türk vatandaşı” Sen Sinod üyesi bulunamadığı için (Heybeli’de okuyacak sayıda ve yaşta öğrenci de yok. Onlar da mı dışarıdan getirilecek?) dışarıdan ithal edilenlere kolaylık gösterilip lütfen vatandaşlık verildiği ve patrikhane zorla çalışır hâle getirildiği, metropolit görevlendirilmeleri yapabilmesi sağlanabildiği halde…
Ve bunların hepsi zorlama bir hoşgörüyle Lozan’a sığdırıldığı halde…
Batı Trakya Türk Cemaati’nin (pardon Türk demek yasak, Müslüman) kendi müftülerini yine Lozan’a göre seçmelerini kabul etmeyip, sen atayacaksın.
Hani din ve devlet işleri ayrıydı?
Eleftheros Typos gazetesine göre Ankara’daki görüşmeler sırasında Batı Trakya'da müftüler konusunu gündeme geldiğinde, Çipras "yargı ve uluslararası hukuk" yanıtını vermiş.
Ateist/dinsiz Çipras’ın “duruma” göre ve işine geldiği zaman nasıl koyu bir Ortodoks tavır sergilediğine lütfen dikkat edin.
“Müftü” deyince, Batı Trakya deyince lâf kaçınılmaz olarak yine Kıbrıs’a uzanacak, ben ne yapayım.
KKTC’de de “müftü” değil ama bir “Din İşleri Başkanı” var.
“Din İşleri” deyince herhalde “bütün dinler” ile ilgili işlere bakıyor olmalı.
Türkiye’de tutuklanıyor, serbest bırakılınca dönüp göreve devam ediyor, “istifa etmeden” Türkiye’de seçimlere katılıyor, seçilemeyince dönüp yine devam ediyor.
Yılda yüzlerce kere Rum tarafına gidiyor, Rum papazın yabancı heyetleri kabulünde onun “maiyetinde” yer alıyor, hiç sıkılmadan Yunan ve Rum bayrakları arasında fotoğraf çektiriyor.
Ama dönüp Bağımsız KKTC’deki makamına geçince…
Münihli sakallı takkeli Müslümanları bayraklı kabul ediyor…
Fakat sıra Avusturya Büyükelçisi gelince o da modaya uyup, bayrakları kaldırıyor.
Seçilmediğine göre o da atanmış.
Kim atamış? Atayanın onu görevden alması için daha ne lâzım?
TÜRK Bayraklarından mı utanıyor, yoksa TÜRK Bayrakları mı ondan? 7 Şubat 2019</p> - azwxw4LVE0OSZ6D3DxhKRw

BU PAPAZ BAŞKA TÜRLÜ PAPAZ
Hüseyin MÜMTAZ

Doğum, düğün ve ölüm…
Bu üç dönüm noktası hayatın sadece üç kelimeye sığan kısa bir özetidir.
Ve bu üç dönüm noktasında sergilenen özellik/alışkanlık/gelenek/görenek ve âdetler her bir ırk/din/mezhep mensubuna göre belirgin farklılıklar gösterir. En ilkel kabilelerde bile var olan kendilerine özgü bu sembol ve ritüeller kıskançlıkla muhafaza edilir ve her fırsatta sergilenir.
Okuyucu, bu kısa ve özet felsefî analize neden gerek duyduğumuzu elbette merak edecektir.
Efendim, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras “resmî” bir ziyaret için “önce” Ankara’ya gelmiş. Yanında, Anadolu Ajansına göre “Peristera Baziana” da varmış.
Bayan Peristera, Çipras’ın eşi değilmiş, ajans kararsız kaldığı için haber metninde ne “Sevgilisi” ne de “Hayat arkadaşı” ifadelerini kullanamamış. Meğer Baziana ve Çipras aslında resmen evli değillermiş, lise yıllarında “birlikte yaşama sözleşmesi” imzalamışlar.
Ne diyelim, bize ters gelen bu usûl/âdet demek “oralarda” normal karşılanıyor…
Hem Helen, hem de Ortodoks geleneklerinin hiç birine uymayan Çipras meğer “dinsiz” imiş.
Meğer koyu Ortodoks Yunan halkı bir dinsizi Başbakan yapmış.
Seçilince âdet olduğu üzere İncil’e el basarak yemin etmemiş.
Fakat Ankara’ya ikindi vakti kravatsız ve Peristera ile gelerek resmî ziyaretini gerçekleştiren Çipras ertesi gün İstanbul’da âniden Ortodoks olmuş, tam gün ahkâmlı bir Ortodoks gösteri düzenlemiş.
Fener Rum Patrikhanesi’nin Bursa Metropoliti ve aynı zamanda Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi de olan Prof. Dr. Elpidophoros Lambriniadis diyor ki; “Her Yunanistan Başbakanı’nın Türkiye ziyareti önemlidir. Ama bu kez tarihte ilk kez bir Yunanistan Başbakanı’nın Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi bu önemi artırıyor… Sayın Çipras programında İstanbul’a gelebileceği tek günün 6 Şubat olduğunu söyledi. Bu tarihte ise her yıl Patrik Bartholomeos’un Heybeliada’da, buradaki manastırın kurucusuna atfen bayram çerçevesinde ayine katıldığını öğrendikten sonra ‘Madem Ruhban okulundasınız ben oraya gelirim dedi’ ifadesini kullandı”.
Erdogan_iki_kez_Putin_i_reddetti.html
Yâni Çipras’ın İstanbul ziyareti için uygun olan tek gün 6 Şubat’mış ve o gün “tesadüfen” Bartholomeos da Heybeli’deki manastırın kurucusuna atfen “bayram âyini”ne katılacakmış…
Biz de yedik.
Bunları anlatan “Bursa Metropoliti ve Ruhban Okulu Başrahibi” olunca merak ettik. Yanya, Tırhala veya Preveze’de bizim de “Müftü”müz ve Lefkoşa’ya açtığımız gibi bir “İlâhiyat Koleji”miz var mı diye.
Yokmuş.
Dolayısı ile “meselâ” Atina Büyükelçimizin “tesadüfen” bir Kadir gecesi Preveze Camii’ne giderek yatsı namazı kılması da mümkün değilmiş.
Heybeli AyaTriada Manastırındaki yıllık âyine “tesadüfen” katılan ve bahçesine ağaç diken dinsiz ve kravatsız Çipras önce Ayasofya’yı ziyaret etmiş.
Ayasofya’yı acaba dünyadaki en önemli Ortodoks kilisesi olduğu için mi yoksa cami veya müze olduğu için mi ziyaret etmiş?
Merakından ille de bir cami görmek istediyse neden hemen yakındaki Sultanahmet Camii’ne gitmemiş?
Sıfır cemaatli bütün simgesel illere/yerlere Metropolit seçeceksin, Ruhban Okulu açacaksın; (Benim bulabildiğim; Kadıköy, Tarabya, Adalar, Gökçeada ve Bozcaada ile Mersin, İzmir ve Edirne Metropolitlikleri) ama sıra Batı Trakya Müftülerine gelince kulağının üstüne yatacaksın.
Cemaat “sıfır” dedik. Öyle ki olması gereken sayıda “Türk vatandaşı” Sen Sinod üyesi bulunamadığı için (Heybeli’de okuyacak sayıda ve yaşta öğrenci de yok. Onlar da mı dışarıdan getirilecek?) dışarıdan ithal edilenlere kolaylık gösterilip lütfen vatandaşlık verildiği ve patrikhane zorla çalışır hâle getirildiği, metropolit görevlendirilmeleri yapabilmesi sağlanabildiği halde…
Ve bunların hepsi zorlama bir hoşgörüyle Lozan’a sığdırıldığı halde…
Batı Trakya Türk Cemaati’nin (pardon Türk demek yasak, Müslüman) kendi müftülerini yine Lozan’a göre seçmelerini kabul etmeyip, sen atayacaksın.
Hani din ve devlet işleri ayrıydı?
Eleftheros Typos gazetesine göre Ankara’daki görüşmeler sırasında Batı Trakya’da müftüler konusunu gündeme geldiğinde, Çipras “yargı ve uluslararası hukuk” yanıtını vermiş.
Ateist/dinsiz Çipras’ın “duruma” göre ve işine geldiği zaman nasıl koyu bir Ortodoks tavır sergilediğine lütfen dikkat edin.
“Müftü” deyince, Batı Trakya deyince lâf kaçınılmaz olarak yine Kıbrıs’a uzanacak, ben ne yapayım.
KKTC’de de “müftü” değil ama bir “Din İşleri Başkanı” var.
“Din İşleri” deyince herhalde “bütün dinler” ile ilgili işlere bakıyor olmalı.
Türkiye’de tutuklanıyor, serbest bırakılınca dönüp göreve devam ediyor, “istifa etmeden” Türkiye’de seçimlere katılıyor, seçilemeyince dönüp yine devam ediyor.
Yılda yüzlerce kere Rum tarafına gidiyor, Rum papazın yabancı heyetleri kabulünde onun “maiyetinde” yer alıyor, hiç sıkılmadan Yunan ve Rum bayrakları arasında fotoğraf çektiriyor.
Ama dönüp Bağımsız KKTC’deki makamına geçince…
Münihli sakallı takkeli Müslümanları bayraklı kabul ediyor…
Fakat sıra Avusturya Büyükelçisi gelince o da modaya uyup, bayrakları kaldırıyor.
Seçilmediğine göre o da atanmış.
Kim atamış? Atayanın onu görevden alması için daha ne lâzım?
TÜRK Bayraklarından mı utanıyor, yoksa TÜRK Bayrakları mı ondan? 7 Şubat 2019

<p>BU PAPAZ BAŞKA TÜRLÜ PAPAZ
Hüseyin MÜMTAZ</p>
<p>Doğum, düğün ve ölüm…
Bu üç dönüm noktası hayatın sadece üç kelimeye sığan kısa bir özetidir.
Ve bu üç dönüm noktasında sergilenen özellik/alışkanlık/gelenek/görenek ve âdetler her bir ırk/din/mezhep mensubuna göre belirgin farklılıklar gösterir. En ilkel kabilelerde bile var olan kendilerine özgü bu sembol ve ritüeller kıskançlıkla muhafaza edilir ve her fırsatta sergilenir.
Okuyucu, bu kısa ve özet felsefî analize neden gerek duyduğumuzu elbette merak edecektir.
Efendim, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras “resmî” bir ziyaret için “önce” Ankara’ya gelmiş. Yanında, Anadolu Ajansına göre “Peristera Baziana” da varmış.
Bayan Peristera, Çipras’ın eşi değilmiş, ajans kararsız kaldığı için haber metninde ne “Sevgilisi” ne de “Hayat arkadaşı” ifadelerini kullanamamış. Meğer Baziana ve Çipras aslında resmen evli değillermiş, lise yıllarında “birlikte yaşama sözleşmesi” imzalamışlar.
Ne diyelim, bize ters gelen bu usûl/âdet demek “oralarda” normal karşılanıyor…
Hem Helen, hem de Ortodoks geleneklerinin hiç birine uymayan Çipras meğer “dinsiz” imiş.
Meğer koyu Ortodoks Yunan halkı bir dinsizi Başbakan yapmış.
Seçilince âdet olduğu üzere İncil’e el basarak yemin etmemiş.
Fakat Ankara’ya ikindi vakti kravatsız ve Peristera ile gelerek resmî ziyaretini gerçekleştiren Çipras ertesi gün İstanbul’da âniden Ortodoks olmuş, tam gün ahkâmlı bir Ortodoks gösteri düzenlemiş.
Fener Rum Patrikhanesi’nin Bursa Metropoliti ve aynı zamanda Heybeliada Ruhban Okulu Başrahibi de olan Prof. Dr. Elpidophoros Lambriniadis diyor ki; “Her Yunanistan Başbakanı’nın Türkiye ziyareti önemlidir. Ama bu kez tarihte ilk kez bir Yunanistan Başbakanı’nın Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi bu önemi artırıyor… Sayın Çipras programında İstanbul’a gelebileceği tek günün 6 Şubat olduğunu söyledi. Bu tarihte ise her yıl Patrik Bartholomeos’un Heybeliada’da, buradaki manastırın kurucusuna atfen bayram çerçevesinde ayine katıldığını öğrendikten sonra ‘Madem Ruhban okulundasınız ben oraya gelirim dedi’ ifadesini kullandı”.
Erdogan_iki_kez_Putin_i_reddetti.html
Yâni Çipras’ın İstanbul ziyareti için uygun olan tek gün 6 Şubat’mış ve o gün “tesadüfen” Bartholomeos da Heybeli’deki manastırın kurucusuna atfen “bayram âyini”ne katılacakmış…
Biz de yedik.
Bunları anlatan “Bursa Metropoliti ve Ruhban Okulu Başrahibi” olunca merak ettik. Yanya, Tırhala veya Preveze’de bizim de “Müftü”müz ve Lefkoşa’ya açtığımız gibi bir “İlâhiyat Koleji”miz var mı diye.
Yokmuş.
Dolayısı ile “meselâ” Atina Büyükelçimizin “tesadüfen” bir Kadir gecesi Preveze Camii’ne giderek yatsı namazı kılması da mümkün değilmiş.
Heybeli AyaTriada Manastırındaki yıllık âyine “tesadüfen” katılan ve bahçesine ağaç diken dinsiz ve kravatsız Çipras önce Ayasofya’yı ziyaret etmiş.
Ayasofya’yı acaba dünyadaki en önemli Ortodoks kilisesi olduğu için mi yoksa cami veya müze olduğu için mi ziyaret etmiş?
Merakından ille de bir cami görmek istediyse neden hemen yakındaki Sultanahmet Camii’ne gitmemiş?
Sıfır cemaatli bütün simgesel illere/yerlere Metropolit seçeceksin, Ruhban Okulu açacaksın; (Benim bulabildiğim; Kadıköy, Tarabya, Adalar, Gökçeada ve Bozcaada ile Mersin, İzmir ve Edirne Metropolitlikleri) ama sıra Batı Trakya Müftülerine gelince kulağının üstüne yatacaksın.
Cemaat “sıfır” dedik. Öyle ki olması gereken sayıda “Türk vatandaşı” Sen Sinod üyesi bulunamadığı için (Heybeli’de okuyacak sayıda ve yaşta öğrenci de yok. Onlar da mı dışarıdan getirilecek?) dışarıdan ithal edilenlere kolaylık gösterilip lütfen vatandaşlık verildiği ve patrikhane zorla çalışır hâle getirildiği, metropolit görevlendirilmeleri yapabilmesi sağlanabildiği halde…
Ve bunların hepsi zorlama bir hoşgörüyle Lozan’a sığdırıldığı halde…
Batı Trakya Türk Cemaati’nin (pardon Türk demek yasak, Müslüman) kendi müftülerini yine Lozan’a göre seçmelerini kabul etmeyip, sen atayacaksın.
Hani din ve devlet işleri ayrıydı?
Eleftheros Typos gazetesine göre Ankara’daki görüşmeler sırasında Batı Trakya'da müftüler konusunu gündeme geldiğinde, Çipras "yargı ve uluslararası hukuk" yanıtını vermiş.
Ateist/dinsiz Çipras’ın “duruma” göre ve işine geldiği zaman nasıl koyu bir Ortodoks tavır sergilediğine lütfen dikkat edin.
“Müftü” deyince, Batı Trakya deyince lâf kaçınılmaz olarak yine Kıbrıs’a uzanacak, ben ne yapayım.
KKTC’de de “müftü” değil ama bir “Din İşleri Başkanı” var.
“Din İşleri” deyince herhalde “bütün dinler” ile ilgili işlere bakıyor olmalı.
Türkiye’de tutuklanıyor, serbest bırakılınca dönüp göreve devam ediyor, “istifa etmeden” Türkiye’de seçimlere katılıyor, seçilemeyince dönüp yine devam ediyor.
Yılda yüzlerce kere Rum tarafına gidiyor, Rum papazın yabancı heyetleri kabulünde onun “maiyetinde” yer alıyor, hiç sıkılmadan Yunan ve Rum bayrakları arasında fotoğraf çektiriyor.
Ama dönüp Bağımsız KKTC’deki makamına geçince…
Münihli sakallı takkeli Müslümanları bayraklı kabul ediyor…
Fakat sıra Avusturya Büyükelçisi gelince o da modaya uyup, bayrakları kaldırıyor.
Seçilmediğine göre o da atanmış.
Kim atamış? Atayanın onu görevden alması için daha ne lâzım?
TÜRK Bayraklarından mı utanıyor, yoksa TÜRK Bayrakları mı ondan? 7 Şubat 2019</p> -

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir