Necdet Buluz
Son günlerde bakliyat fiyatlarına sebze-meyve fiyatlarındaki yükseliş de eklenince çarşı-Pazar yangın yerine döndü. Pahalılık nedeni ile fileler boşaldı. Bizi yönetenlerin belediyeleri göreve çağırmasının da bir faydasının olmadığı görülüyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pahalılığa karşı savaş açmış ve “Özellikle büyük marketler fiyatları yükseltiyor. Ürünlerin Pazar fiyatına çekilmesi gerekir” diyor. Ancak, pazardaki fiyatların da öyle sanıldığı kadar ucuz olmadığını söylemliyiz.
Geçenlerde büyük bir lokanta işleten bir arkadaşımız “Sebze fiyatları öylesine yükselişe geçti ki, şu anda ithal et daha ucuz hale geldi. Ürünlerimizde artık daha az sebze kullanmaya başladık” diye yakınıyor.
Her ne kadar sebze ve meyve fiyatlarını aşırı yağışlar ve su baskınları, hortumlar etkilemiş olsa da, bu durum üreticilerin zor koşullar altında üretim yapmakta oldukları gerçeğini de ortaya çıkarmıştır.
Bunun yanında aracıların fiyatların yükselişinde önemli rol oynadığına da sıkça dikkat çekiliyor. Üretici ile tüketici arasındaki fiyat artışlarında anormalliklerin olduğu da bir gerçek.
Peki, çarşı-pazarda sebze ve meyve fiyatlarında ucuzluk sağlanabilir mi?
Bu sorunun yanıtını ilgilisinden alalım:
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TZOB Genel Merkezi’nde üretici-market fiyatlarına ilişkin açıklamalarda bulundu, Üreticinin maliyetleri azalmadığı, üretici-market makası daraltılamadığı takdirde gıda fiyatlarında ucuzluğun hayal olduğunu söyledi. Bayraktar “Makul bir fiyat istiyorsak, üretici maliyetlerini aşağı çekmek, üreticiye daha fazla destek vermek, pazarlama kanallarını rehabilite etmek, planlama yapmak zorundayız” dedi.
Bayraktar, üreticiler açısından Ocak ayının oldukça zor geçtiğine dikkati çekerek, kış koşullarıyla mücadele etmek zorunda kalan üreticilerin bu ay içinde yaşanan tabii afetlerden de büyük oranda etkilendiğini vurguladı.
Hatay, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, İzmir, Manisa ve Aydın’da gerçekleşen aşırı yağışların tarım alanlarını su altında bıraktığını ifade eden Bayraktar’ın bu konudaki açıklamaları da özete şöyle:
“Hem Akdeniz hem Ege bölgelerinde gerçekleşen aşırı yağış, narenciye bahçelerinde hasadı yapılmamış ürüne, tarlada ekili olan veya hasadı yaklaşmış kışlık sebze ürünlerine zarar verdi. Akdeniz Bölgesi’nde, özellikle Antalya’da gerçekleşen fırtına ve hortumun ise seraları vurdu. Afetler nedeniyle ürün kayıplarının yaşanması sonucunda arzda meydana gelen daralma ürün fiyatlarına da yansıdı. Bu süreçte tüketicilerin de makul fiyatla ürün tüketme konusunda sıkıntı yaşadığını görüyoruz. Hasar tespit çalışmaları devam etmektedir. Bundan dolayı yaşanan tabii afetlerin verdiği zararın büyüklüğünü tam olarak bilmiyoruz. Bu çalışmalar tamamlanır tamamlanmaz konuyla ilgili tespitlerimizi kamuoyuyla paylaşacağız. Ocakta markette 42 ürünün 31’inde fiyat artışı, 7’sinde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 23’ünde fiyat artışı meydana geldiğini izliyoruz. Markette 4 üründe, üreticide 11 üründe fiyatların değişmedi. Üreticiden markete fiyat makasının bir türlü daraltılamıyor. Ocakta üreticiden markete fiyat farkı mandalinada 5.8, portakalda 5.1, yeşil mercimek ve sütte 3.8, kuru kayısı ve kırmızı mercimekte 3.6 kata yükselmiştir. Üreticide 80 kuruş olan mandalina markette 4.61 liraya, 75 kuruş olan portakalın markette 3.81 lira, 2.4 lira olan yeşil mercimeğin 9 liraya, 1.52 lira olan sütün 5.7 liraya satılmaktadır. Bu durum bu hali ile sürdürülemez. Üreticimizin maliyetlerini azaltamadığımız, üretici-market makasını daraltamadığımız takdirde gıda fiyatlarında ucuzluk hayaldir. Makul bir fiyat istiyorsak, üretici maliyetlerini aşağı çekmek, üreticiye daha fazla destek vermek, pazarlama kanallarını rehabilite etmek, planlama yapmak zorundayız.”
Konuyu özetleyelim:
Üretim kesinlikle şarttır. Bu nedenle üreticin her alanda sıkıntılarının giderilmesi ve desteklenmesi gerekiyor.
Dikkat edilecek olursa üretim düştükçe fiyatlar yükseliyor. Bu da hiç kuşkusuz pahalılığı, ardından da enflasyon artışını getiriyor.
Bir önemli nokta da şu:
Bugün sebze ve meyvede görülen fiyat artışları koşullar iyileşse bile aşağılara inmiyor. Ya da çok az miktarda bazı ürünlerde fiyatları dengeliyor.
Daha önce dolardaki artış nedeni ile bir ürün % 100 zamlanmıştı. Bugün Dolardaki düşüş ve mal bolluğuna rağmen yapılan zamlar geri alındı mı? Aynı durum sebze ve meyve fiyatlarına da yansıyacaktır.
Bunun anlamı da pahalı hayata alışmak olacaktır.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz