Necdet Buluz
Seçimler yaklaştıkça, partiler de sahalardaki çalışmalarına hız vermeye başladı. Adaylar da program ve projeleri ile seçmen karşısına çıkacak. Seçimler “Cumhur İttifakı” ile “Millet ittifakı” arasında geçecek. Her iki tarafın da son derece iddialı olduğunu biliyoruz.
31 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerde muhalefet ne bekliyor? Bu soruya yanıt verebilmek için, öncelikle muhalefetteki dağınıklığı, bütünleşmedeki zorlukları ve çıkardıkları adayların profillerini iyi analiz etmek gerekiyor.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, seçimler için yaptığı açıklamalarda “İstanbul’u alacağız, Ankara’yı alacağız, her şey iyi olacak” açıklamaları yapıyor.
Geçen gün Ankara’da medya mensupları ile buluşan İYİ Parti Genel Başkanı Akşener “İktidarı mutfak yakacak” diyor.
Muhalefet liderleri kendilerinden beklenen muhalefeti yapmaktan uzak kalıyor. Öylesine muhalefet yapacaksınız ki, kendi seçmeninizin dışındaki seçmenleri de etkileyebileceksiniz. Bugüne kadar biz bunu göremedik.
Dikkat edilecek olursa her şey temenni üzerine kuruluyor.
Hâlbuki seçmenin muhalefetten beklentileri var. Umut olmaları gerekiyor. Büyük projelerle sahaya inmeleri gerekiyor. Çıkardıkları adayların programları ile, ortaya koyacakları projelerle ses getirmeleri gerekiyor.
Özellikle büyükşehirlerde çıkarılan adayların önemli bölümünün tartışılması, birçok yerde adayların geç belirlenmesi, bize göre muhalefetin, daha doğrusu Millet İttifak’ının eksileridir.
16 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı ve belediyeleri yıprandı. Buna ekonomik sorunlar, artan işsizlik, iç ve dıştaki olumsuz olaylar da eklendi. Bunları alt alta koyduğumuzda iktidar cephesindeki sıkıntıları da görmüş oluruz.
Görebildiğimiz kadarı ile muhalif cephe bunlardan AK Parti iktidarının ve adaylarının seçmenden tokat yiyebileceğinin hesaplıyor.
Bu beklenti ile seçim kazanılmaz.
Bu beklenti doğrultusunda “Cumhur ittifakı İstanbul ve Ankara’yı kazanamaz” demekle sonuç alınamaz.
Seçim ciddi iştir.
Umut olacaksınız. Tünelin uçunda seçmen için ışık olacaksınız. Siyasi mühendisliğinizi ortaya koyacaksınız.
Oturup, iktidarın zayıf taraflarını ortaya koyup, bunlardan yola çıkarak “seçimi kazanacağız” diye beklenti içine girerseniz yanılırsınız.
İktidarın zayıf noktalarını onaracak plan ve programlarınız var mı? Bunlar neler? Hangi kaynaklarla bunları hayata geçireceksiniz? Çıkardığınız adaylar bunları yapacak güçte mi?
Daha parti içi muhalefeti frenleyemeyen, her an sıkıntı yaşayan, içindeki sorunları bitiremeyen bir partinin milletin sorunları sona erdirmesi nasıl sağlanır? Bunlar üzerinde çalışmak, sonuç almak gerekiyor.
Kılıçdaroğlu da, Akşener de örgüte tam hakim görünmüyor. Çatlak ve istifalar iki lideri seçimlerde zora sokacaktır.
İşte muhalefet cephesinde bunu göremiyoruz.
İşin özü şu:
Siyaset örgüt ve tabanla yapılır.
Millet İttifakını oluşturan iki partinin teşkilatları sıkıntılı. Bu sıkıntı tabana da yansıyor. Siyaset yapma alanları daralıyor. İstifalar, dedi-kodular, “Sandığa gitmeyeceğim” diyenler muhalefet cephesindeki sıkıntılara sıkıntı ekliyor. Bunlar da seçmen üzerinde olumsuz etki yapıyor.
Son yapılan kamuoyu araştırmalarında “kararsız” oyların çokluğu dikkat çekiyor. Araştırma şirket yetkilileri açıklamalarında” Kararsızların ve sandığa giymeyeceklerin çok önemli bölümünü muhalefet partisi seçmenleri oluşturuyor” diyor.
AK Parti, dolayısı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin bu durumunu çok iyi analiz ediyor, politikalarını da bunun üzerine kuruyor. Zayıf noktalarını da çeşitli şekillerde örtmesini biliyor. “Siyaset mühendisliği” dediğimiz de işte budur.
Seçim hem zor, hem çetin geçecek. Bu konudaki görüşlerimizi daha önce yansıttık.
Son olarak şunu da ekleyelim:
31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları sürprizlerle dolu olacak gibi görünüyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz