BAYRAKSIZ AKINCI
Hüseyin MÜMTAZ
Yerel bir televizyon kanalına konuk olan KKTC Başbakanı Erhürman gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken; “Türkiye’deki televizyonları izlediğimizde KKTC için sadece casino ve mafya ilişkilerinden bahsediliyor. Bu konuda ciddi rahatsızlık içerisindeyim. KKTC’deki suç oranlarını TC ile karşılaştırdığımızda bizim pek tabi daha düşük çıkıyor. Rakamlar ortada. Suç konusunda çok daha iyi bir konumdayız. Buna rağmen neden burası sanki suç cennetiymiş gibi TV’lerde lanse ediliyor? KKTC’nin daha iyi bir tanımını yapmamız lazım. Eğer o dizileri programları izliyorsan çocuğunu KKTC’ye göndermek istemezsin. Bütün bunlar ekonominin yıllar içinde oluşan problemleridir” demiş.
Peki, Başbakan acaba KKTC Televizyonlarını izliyor, gazetelerini okuyor mu?
O “yerli/yerel” televizyon ve tanesi tam 5 liraya satılan yarım boy gazetelerde her gün Türkiye’ye; Türkiye’nin parasına, memuruna, askerine, Ayşe’sine, suyuna, havasına sövüldüğünü duyuyor, okuyor mu?
Bu bozuk ağızlı/kalemli televizyon ve gazetelerin devletten şimdiye kadar yardım aldığını da bilmiyor idiyse mutlaka Maliye Bakanı Denktaş’ın son bütçe konuşmasında, son derece doğru bir kararla bu paraların artık ödenmeyeceğini söylemesinden sonra öğrenmiş olmalı.
Polis ve GKK’nın Başbakan’a şeklen mi bağlı olduğu konusu hep tartışılır ama Sivil Savunma’nın bağlılığı tartışılmazdır. Acaba SS Başkanı’na sorabilir mi Erhürman; “Bu gazete ve televizyonlarda KKTC’ye ve Türkiye’ye her gün sövenlerden kaçı kayıtlı elemanınızdır?” diye…
Cevabı alıp bize de açıklarsa memnun kalacağız.
Peki aynı Erhürman, “Hallederik gardaş” modundaki KKTC’de, 19’uncu sıradaki “vicdanı yaralılar” yasa taslağını ne olmuştur da yarım saat içinde “âcilen görüşülmek üzere” komisyona çekmiştir?
Sonrasında vicdanı yaralı garibanın yasalara göre yatması gereken cezası için hapishaneye giderken toplanan güruh tarafından alkışlarla uğurlanmasını; genç kız ve kadınların “bizleri de alın askere” diyerek sokaklara dökülmesini; istinaf hâkiminin yasanın öngördüğü 20 günü, “Fazladır” mütalaasıyla 3 güne indirerek tahliye ettiğini de izlemedi mi basından?
Hazırladığınız yasa taslağından sonra bitecek, yok olacak GKK’nın ardından KKTC’yi korumak için “paralı Gurka” mı getirmeyi düşünüyorsunuz?
Onun parasını da “protokolla” yine Türkiye’den mi isteyeceksiniz?
Basından güneyli bir akademisyenin AKEL listesinden AP seçimlerine girmek için aday olduğunu da öğrenmiştir Erhürman mutlaka… “Kıbrıs Cumhuriyeti ile birlikte doğduk, birlikte parçalandık” diyerek 1960 öncesini yok sayan bu akademisyenin, adı hasbelkader Türkçe diye Kıbrıs Türklerini de temsil edeceğini mi düşünüyor acaba?
Ya Cumhurbaşkanı hakkında ne düşünüyor acaba Erhürman?
Rum tarafındaki “Kümes Hayvanlarının Yaşam Şartlarını Güzelleştirme Derneği” (ya da öyle bir şey) üyelerini kabul ederken görüşme yapılan odadan Türk bayraklarını kaldırtmış.
Üzülürler diye…
Aynı rezaleti Eroğlu zamanında da yaşamış, Biden’ın gelişinde sergilenen yüz kızartıcı uygulamayı 23 Mayıs 2014 tarihli “YANDAKİ BİNA” başlıklı yazımızda eleştirmiştik.
Akıncı Beşparmaklar’a hiç mi bakmıyor, yoksa BAYRAK’ları görmemek için suratını başka tarafa mı çeviriyor?
Erhürman Türkiye televizyonlarını seyrederken üzülüyormuş.
Ben de KKTC’dekileri seyrederken üzülüyorum.
Soruyu tekrar sorayım; “Erhürman acaba KKTC Televizyonlarını izliyor, gazetelerini okuyor mu?”
Ne düşünüyor? 22 Ocak 2019 Salı