Necdet Buluz
Suriye’ye yapılacak askeri operasyon konusunda bazı önemli noktalara dikkat çekiliyor. İşin tehlikeli boyutlarının olabileceği de düşünülüyor.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Menbiç ve Fırat’ın doğusuna yapılacak bir askeri harekât sonucunda, 3 milyon sığınmacının daha Türkiye’ye gelebileceğine dikkat çekti. 4 gözlem noktamızın da terör örgütleri tarafından kuşatıldığını söyledi.
Özdağ açıklamasında “Moskova şimdi İdlib’de kaslarını gösteriyor, kendisi olmadan hiçbir oyunun kurulamayacağını gösteriyor. Esad rejiminin attığı her adımda Rusya’nın etkisini görüyoruz. Bu nedenle bölgedeki gelişmelerde Moskova’ya dikkat edilmelidir” görüşlerini dile getirdi.
Bizi takip eden okurlarımız anımsayacaklardır.
Suriye’de terör örgütleri ile ilişkisi olan sadece Amerika’nın olmadığını, Rusya’nın da bu örgütlerle yakın temasta olduğunu yazılarımızda hep vurgulamaya çalıştık. “Rusya’ya da güvenilmemelidir” diye uyarılarda bunduk.
Şu noktaya dikkat:
Amerika’nın Suriye’den çekileme kararından sonra Rusya’dan yapılan açıklamada “Boşaltılar yerlere rejim yerleşmelidir” açıklamaları geldi. Bu açıklamalar bir yerde Türkiye’nin önünü tıkayabilir. Çünkü Rusya “Suriye’de benim istemediğim hiçbir adım atılamaz” demek istiyor.
“İdlib’de 1 Ocak 2019’dan itibaren yaşanan çatışmaların Türkiye açısından çok önemli, sonuçlar doğuracaktır. Öncelikle, Heyet Tahrir Şam tarafından ele geçirilen bölgelerde 2017 yılı Ekim ayından itibaren Gerginliği Azaltma Kontrol Gücü adı altında 12 ayrı bölgede gözlem noktalarımız ve Türk Silahlı Kuvvetleri birliklerimizin bulunmasıdır. Dört gözlem noktamız terör örgütü tarafından kuşatılmıştır bilgileri gelmektedir. kinci önemli husus ise yaşanan çatışmaların zamanlamasına ilişkindir. ABD’nin Suriye’den çekilmesine yönelik aldığı kararın ardından Türkiye’nin ilgisinin Münbiç ve Fırat’ın doğusuna yönelmesi ile eş zamanlı olarak Heyet Tahrir Şam’ın bölgedeki faaliyetlerinin hızlanmasıdır. Bunun tesadüf olması mümkün değildir. Ayrıca bu gelişmenin Rusya’nın izni hatta teşviki olmadan olmaması da mümkün değildir. Trump’ın ABD’nin Suriye’den çekileceğini açıklamasından sonra başlayan Türkiye-ABD ilişkileri, Moskova’dan tepki gördü. Ve Moskova şimdi İdlib’de kaslarını gösteriyor, kendisi olmadan hiçbir oyunun kurulamayacağını gösteriyor. Üçüncü önemli husus ise İdlib bölgesi güneyinde yer alan Han Şeyhun bölgesi ve civarına yönelik hava harekâtlarının giderek artması ve Suriye Rejim güçlerinin İdlib doğusuna takviye birlik göndermesidir. Bu faaliyetlerden Rusya destekli Suriye Rejim güçlerinin İdlib bölgesine yönelik bir operasyon düzenlemesi ihtimalini artırmaktadır. İdlib bölgesine yönelik Suriye Rejim güçlerinin düzenleyeceği muhtemel bir operasyon neticesinde İdlib genelinde yaşayan yaklaşık 3 milyon insanın büyük bir kısmının ülkemize doğru hareketlenmesi ihtimali de göz önünde bulundurulmalıdır. Yüksek çatışma bölgesi içinde bulunan askeri birlikler her an tehlike ile karşı karşıyadır. Ancak Heyet Tahrir Şam bu aşamada Türkiye’ye karşı saldırgan tavır alacağını zannetmiyorum. Fakat olayın şekillenmesini sağlayan güçler böyle bir süreci tetiklerler ise durum hızla değişebilir.”
Yeni bir sığınmacı dalgası gelirse ne olacak?
Bu en dişe hemen her operasyon öncesinde gündeme geliyor.
Halen Türkiye’de sayıları 3,5 milyonu bulan Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Doğumla bu nüfus giderek de artıyor.
2018 yılı itibariyle Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısının 3 milyon 613 bin olduğu açıklandı. 36 bin Suriyelinin Türkiye vatandaşı yapıldı. Yapılan açıklamalarda “5 yıl sonra yüz kişiden 5’i, 50 yıl sonra ise dört kişiden biri Suriyeli olacaktır” deniliyor.
Suriyelilerin nüfusa artış hızı % 3 olarak alındığında, 50 yılda Türkiye’deki Suriyelilerin sayısı 15.843.265 kişi; toplam nüfus içinde Suriyelileri oranı (% 9,6) olacaktır.
T.C. vatandaşı yapılmalarına karşın 2018 yılında ülkemizdeki Suriyelilerin sayısı bir önceki yıla göre 187.175 kişi artmıştır. Bir yıllık artış oranı % 5,5 dir. Artış oranın yüksekliğinin dış göçlerden çok doğumlardan kaynaklandığı tahmin ediliyor.
İstanbul başta olmak üzere bazı illerimizdeki Suriyeli sayısının, 14 ili bulunan Suriye’nin bazı illerinin nüfus sayısını dahi geçtiği; diğer yandan bazı illerimizdeki Suriyeli nüfus yoğunluğun ciddi boyutlara ulaştığı görülüyor. Örneğin her yüz kişiden Kilis’te 48, Hatay’da 22, Şanlıurfa’da 19, Gaziantep’te 18 kişisini Suriyeliler oluşturuyor. Nitekim Suriyelilerin yoğun olarak yerleştiği bazı illerimizde bu tehlikenin uç örnekleri şimdiden görülebiliyor.
Suriyeli sayısı ve artış oranları açıkça görülüyor. Buna yeni gelebileceği tahmin edilen yeni sığınmacıları ad eklediğimizde bu yükü Türkiye’nin kaldırması mümkün olabilir mi?
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz
Bir yanıt yazın