Tarımsal üretimde çiftçilerimizin karşılaştıkları sorunlar o kadar çeşitli ki, biri tamamlansa bile diğerinin eksikliği onları zor duruma sokabiliyor. Kısaca üreticilerin zincirleme büyüyen sorunları var. En önemli sorunları ise girdilerin yüksek olması.
Tarım makinalarının, mazot, gübre ve bitki koruma ürünlerinin en önemlisi de tohum konusunun ULUSAL BİR TARIM POLİTİKASI olarak ele alınması zorunlu hale gelmiştir.
Tarımsal girdilerin yüksek olan vergilerini düşürmek yerine, yeni vergilere maruz kalınması üreticiyi üretimden uzaklaştırmaktadır.
Kendi doğal gübremizi ve ilacımızı üretme imkanımız gözardı edilerek, küresel şirketlerin bize dayattıklarına mecbur bırakılıyoruz.
Çiftçilere kredi veren, Ziraat bankası’nın bu günlerde çiftçilere tarım desteği yerine kulüplerin borçlarını üstlenmiş olması tarıma, toprağa ve çiftçiye yapılan en büyük ihanettir.
Borçlarını ödeyemeyen çiftçiler ya topraklarını yok pahasına satmak zorunda, ya da çaresizliğine terkedilmiş durumdadır.
Çiftçiler hacizlerle boğuşurken, bir yandan da borçlarla hayatını sürdürmeye çalışmaktadır.
Çiftçilerin tarımsal kredi borçları acilen yapılandırılmalıdır.
Çiftçilere üretime dayalı her türlü destek verilmelidir.
Çiftçiler topraklarından koparılmamalıdır.
Ülkemizin, milletimizin önceliği kulüplerin borçlarının taksitlendirilmesi, yeniden yapılandırılması değil, çiftçinin, Türk tarımının, hayvancılığının yeniden ayağa kalkmasıdır.
Onlarca kulüp kurar, onlarca futbolcu satın alırsınız ama toplumun bozulan sağlığını, toprağın kaybolan verimini parayla satın alamazsınız.
Çiftçiye gelen haciz toprağımıza gelmiştir, tohumumuza gelmiştir, sağlığımıza gelmiştir.
Ne yazık ki hayvancılığımıza kıyılmıştır, toprağımıza, tohumumuza ve çiftçimize kıyılmıştır.
Ne yapmalıyız diye sürekli soruyoruz, yazıyoruz, konuşuyoruz…
Oysa kurtuluş yolu, Atatürk Orman Çiftliği’nin Kuruluş Amaçları’nda apaçık yazmaktadır.
*Ziraat yöntemleri düzeltilsin, köyler kalkındırılsın
*Tarım sanatları geliştirilsin
*Halka sağlıklı ve ucuz gıda sağlansın
*Tahıl cinslerinin ıslahı yapılsın, yeni türler araştırılıp halka tanıtılsın
*Kooperatifçiliğin önemi halka anlatılsın
*Bağcılığın geliştirilmesi ve halka tanıtılması sağlansın.
*Yurt genelinde ağaçlandırmanın ve yeşillendirmenin özendirilmesi sağlansın.
*Yerli ve yabancı hayvan ırklarının araştırılması ve geliştirilmesi sağlansın.
*Çevre köylerde ortak çalışmalar yapılsın.
*Ziraat öğretiminin pratik ve uygulamalı dersler olarak halka anlatılması sağlansın.
*Makineli tarıma geçiş için atölyeler kurulsun.
Bugün ne yazık ki bunların tam tersi uygulanmaktadır.
Her fırsatta, halkla içiçe yapılan, planlanan tarım ve hayvancılığımıza yönelik çalışmalar ne yazık ki yabancıların ellerine bırakılmıştır.
Tohumlarımız yok edilirken, kıyılarımız, ormanlarımız, köylerimiz ve dolayısıyla sağlığımız da yok edilmektedir.
Yapılması gereken, ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİNİN KURULUŞ AMAÇLARI’nı öğrenmek, anlatmak, paylaşmak ya da hep birlikte teslim olmaktır.
Kaynak// ZMO TARIM VE MÜHENDİSLİK YAYINI
Bir yanıt yazın