Selim Sarısoy
5 hrs

DOĞU KARADENİZ KIPÇAKLARI
“Vazelon Manastırı kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla bölgenin hâkimiyeti Osmanlı Devletine intikal ettiği zaman yöredeki Hristiyanların yarısından fazlası Yunan kökenli değildi. Bunların büyük kısmı Türkçe isimler taşımaktaydı.”

Trabzon Rumları ile Kıpçaklar arasındaki yakınlaşmanın resmi çerçevesi hakkında bilgi ve belge yoktur. Ancak XIV. yüzyılın başlarından itibaren Trabzon Rum Devleti’nin savunması büyük ölçüde Kıpçaklar eliyle sağlanırken karşılık olarak onlara Trabzon ve çevresinde yurtlar verildiği anlaşılmaktadır. Hem batıdan hem de güneyden Türkmenler tarafından çevrilen Komnenoslar, güneyden ülkelerine geçiş olabilecek stratejik yerlere Kıpçakları yerleştirmiştir. Böylece Trabzon’un savunması için ihtiyaç duyulan asker gücü temin edildiği gibi Kıpçaklar da güven içinde yaşayabilecekleri yerler elde etmişlerdir.

Trabzon ve çevresindeki Kıpçak adı taşıyan yerleşim birimlerinin büyük kısmı önemli savunma merkezleridir. Böylece Komnenosların, Trabzon’un ve Kıpçakların geleceğinde önemli değişikliklere yol açacak süreç başlamıştır.

II. Aleksios’un Kıpçaklarla akraba olmasından sonra Trabzon ve çevresindeki Kıpçaklarla ilgili kayıtlar da ortaya çıkmaya başlar. Komnenoslar içerisindeki Kıpçak unsurunun ulaştığı gücün en üst seviyesi bir tarafı Kıpçak olan hanedan mensuplarıdır. II. Aleksios’un oğulları Mikhael’in ikinci ismi Azahutlu (Atakutlu?), Georgios’un ise Ahpugas (Ak-Boğa?), Anna’nın lakabı Anahutlu (Anakutlu?)’dur (Lebeau 1836: 483). Bazı tarihçiler bu evliliğin Komnenosların Gürcülerle akraba olmasını sağladığı gibi yanlış bir kanaate ulaşmıştı (Siharulidze-Manvelişvili vd. 1998: 56). Oysa bu çocukların isimleri Kıpçakların, Komnenos sarayındaki varlığının delilidir (Zachariadou 1995: 285 vd).

Aleksios’un çocukları arasında Trabzon Rum Devleti’nin tarihinde en etkili olan Anna Anahutlu’dur. Babasının ölümünden sonra ortaya çıkan karmaşada tahtı ele geçirerek bir yıl başta kalmıştır. 1341’de Türkmenlerin Trabzon’a düzenlediği akından sonra baş gösteren bunalımda Anna, dedesinin yurduna giderek buradan derlediği bir orduyla iktidarı ele geçirmiştir.

Trabzon kaynaklarında Lazika olarak adlandırılan yöre Kıpçak atabeyliği idi. Kıpçak atabeyliğinin batıdaki sınırı, Rize/Pazar’ın hemen güneydoğusundan başlamaktaydı. Bölgede Anna Komnena’nın kısa sürede askerî yardım alıp iktidarı ele geçirebileceği tek güç Kıpçaklardı.

Anna Anakutlu Komnena, yaklaşık 15 ay tahtta kaldı. Bu süre zarfında neler yaşandığına dair kaynaklara yansıyan bir bilgi yoktur. Ancak kısa süre sonra gerçekleşecek bazı olaylar sebebiyle Trabzon’da huzurun sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Mikhail’in oğlu Ioannes’i başa geçirmek üzere harekete geçen muhalifler 4 Eylül 1342’de şehre hâkim olmuştu. Ioannes başa geçerken Anna boğdurulmak suretiyle öldürülmüştür. Ona yakın devlet görevlileri de sürgüne gönderilmiştir (Miller 2007: 31).

Vaftiz isimleri Hristiyan ikinci isimleri Türk olan bu çocukların yanı sıra Aleksios devrinden itibaren Kıpçak ismi taşıyan ailelerin de varlığına tesadüf edilmektedir. 1306 tarihli bir belgede Trabzon’da Kamachenos isimli bir aileden bahsedilir (Janssens, 1969: 101). Bu isim Kamacı adının bozulmuş halidir (Bilgin 2000: 90). Kaynaklar, Kamacı ailesi Komnenosların tarihinde önemli bir yer tuttuğu ile ilgili kayıtlara sahiptir. Daha Aleksios’un tahta geçmesinin üzerinden on yıl geçmeden Trabzon’un güçlü aileleri arasına girmesi dikkate şayandır. Aleksios’un ölümünden sonra baş gösteren karışıklıklarda bu ailenin ulaştığı konumla ilgili çok önemli bir bilgi vardır.

1335’te çıkan bir isyan sırasında Kamacılar, Komnenosların süvari ordusuna komuta etmektedir (Miller 2007: 27 vd). Kamacı ailesi yanında bazı Kıpçak ismi taşıyan ailelerin Komnenoslardan sonra da bölgede etkili olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlı tahrir defterlerindeki kayıtlara bakılırsa Andronikos Turalis, Nikita Rüstem, Yanis Amiras, Mirali gibi isimlere sahip bazı kişiler Trabzon’un geniş mülk sahipleri arasında yer almaktadır. Bunlar Trabzon Rum Devleti zamanında önemli görevlere getirilmiş kişiler olmalıdır (Bilgin 2000: 90 vd).

II. Aleksios döneminde Kıpçaklarla kurulan akrabalık bağı III. Manuel (1390-1417) döneminde yinelenmiştir. 1377’de Gürcü kralı V. Bagrat’ın (1360-1395) kızıyla evlenen Manuel’in eşinin annesi Kıpçaktı. Komnenos kaynakları onun adını Eudokia olarak kaydetsede asıl adı Gülhan’dı (Bryer 1975: 136). Ancak bu evliliğin ayrıntıları, siyasi yönü ya da Trabzon Rumlarına etkileri konusunda bir bilgiye rastlanılamaz.

Trabzon Rum Devleti zamanındaki Kıpçak varlığı ile ilgili kilise kayıtları Doğu Karadeniz tarihini değiştirecek mahiyettedir. Özellikle Of ve Maçka ile alakalı kilise defterleri Komnenoslar döneminde buralara yoğun bir Kıpçak yerleşimi olduğunu gösterir. Of’taki Solaklı ve Büyükdere vadilerinde Osmanlı Devleti zamanındaki nüfusu 10-12.000 haneye ulaşan Hristiyanların Türk kökenli olduğu Rum kaynaklarından anlaşılmaktadır. Bu grup XVII. yüzyılda İslamiyet’i benimsemiştir (Nakrakas 2003: 222). Of’tan batıya doğru ilerlendiğinde Kıpçakların yoğun olarak yaşadığı diğer bir yer olarak Maçka karşınıza çıkar.

Vazelon Manastırı kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla bölgenin hâkimiyeti Osmanlı Devletine intikal ettiği zaman yöredeki Hristiyanların yarısından fazlası Yunan kökenli değildi (Bryer 1986: 79 vd). Bunların büyük kısmı Türkçe isimler taşımaktaydı (Shukurov 1996: 77 vd).

Prof.Dr.İbrahim Tellioğlu
DOĞU KARADENİZ KIPÇAKLARI
detaylı
http://www.karam.org.tr/…/1774829361_05-%C4%B0brahim%20TELL…
Sn.Vedat Köle ’ye teşekkürler.

7 Comments
61 Shares
You, Vedat Köle, Selim Sarısoy and 111 others
LikeShow more reactions

CommentShare

Comments
Selim Sarısoy Ermeni siteleri yukarda fotoğrafı olan kızımızın resmini kullanarak,Hemşinlilerin ermeni olduğu propagandası yapıyor.Yunanistan ise Pontus Propagandası yapmakta ve bunların karşısında devletin ve siyasilerimizin milli bir aktivitesi yok.Tarihi gerçeklSee More
19

Manage

LikeShow more reactions

Reply5hEdited

Metin Sisman replied3 Replies4 hrs
Mehmet Ali Aydin Evliya Çelebi Seyahatnamesi- Nihal Atsız.Evliya Çelebi’ bin Saçları ÖrgülüErkeklerin Gürcüstan Yöresinde Yaşadığından Bahsetmektedir.Muhtemelen Bunlar Hrıstiyan Kıpçaklardı Diye Not Düşmüştür Nihsl Atsıx Bu Eserinde.İyi Akşamlar.Saygılarımla.
7

Manage

LikeShow more reactions

Reply4h

Zekiye Aksu Şu baş baglamanın güzelline maşlallah
3

Manage

LikeShow more reactions

Reply4h

Hakki Ilhan Basara 1915 ve oncesine ait Basta abd,ingiltere ,fransa ve almanyanin onde gazetelerinin bas sayfalarina bir bakin kimin kime saldirdigini net bir sekilde goreceksiniz, benim ilk gozume carpan ve kucuk basliklarla verilen bir suru ermeni cetelerinin musluman See More
7

Manage

LikeShow more reactions

Reply4h

Faik Kuyumcuoğlu İstanbul Harbiye Askeri müzesindeki Dede Korkut resminde ki Kadın BU gün Hemşinde yaşatılıyor. Lütfen! Hemşin e sahip çıkın! .

Manage

mynet.com
UNESCO’dan Dede Korkut kararı!
3
LikeShow more reactions

Reply3h

Cengız Altıparmak .

Manage

LikeShow more reactions

Reply3h

Neşe Hızal akla yakin ihtimaller.cunku eger rum kokenli olsaydilar rus isgalinde topraklarini kahramanca savunmazlardi.
1

Manage

LikeShow more reactions

Reply2h