TOHUMUN KURTULUŞU KOOPERATİFLER !!

Muğla Yerel Tohumlar, Fethiye Yerel Tohumlar, Bodrum Tohum Derneği, Marmaris Tohum Derneği, Datça Tohum Derneği,  Yatağan Tohum Gönüllüleri olmak üzere ülkemizde en geniş yerel tohumlara sahip çıkma görevini üstlenen illerden biri Muğla…

Tohum Yasası ile ilgili olarak çıkarılan yönetmelikle, Yerel Tohumlar bu güne dek,  hiç bu kadar haber olmamıştı, hakkında bu kadar yazılıp, konuşulmamıştı.

Yerel Tohum Takas Etkinliklerinin, olumlu ya da olumsuz nasıl etkileneceği konusunda sadece fikir üretmek yerine,  eyleme geçmek gerektiği konusunda karar verdik ve üreticilerimizle fikir birliği yaparak Kooperatifleşme yolunda ilk adımı attığımızı duyurduk.

Aynı girişimin Muğla ve Bodrum Yerel Tohum derneklerinin de yaptığını öğrenince güç birliği yapmaya karar verdik.

Muğla’da  plansız gelişen bir toplantı da, Kooperatifçilik konusunda bizleri bilgilendiren arkadaşımızdan sorularımızın yanıtlarının alırken, diğer ilçelerde ki dernek yöneticileri ile de en kısa zamanda bir araya gelme konusunda  fikir birliği yaptık.

Muğla Büyük şehir Belediyesinin destekleriyle  kurulan, Tohum Bankasını, Aromatik Tıbbı Bitkiler Merkezini,  analiz laboratuvarını, özel yetiştirilen yerel tohumların ekildiği alanları, büyük bir özenle envanteri tutulan 660 çeşit tohumun  nasıl düzenlendiğini, saklandığını  gözlemledik.

Fethiye’de ki Üreticilerimizle, Beyobası’nda kurulan alım garantili çiçek yetiştiriciliği yapılan kooperatifi ziyaret etme kararı aldık.

Bu kooperatif yine, cesur kadın  girişimciler sayesinde kurulmuş.

Umudumuz daha da büyüdü.

Muğla Tohum Derneği Başkanı, iki yıl önce, Kars’ta kooperatif konusunda büyük işler başaran, İlhan Koçulu ile tanıştığında, İlhan beye Kavılca buğdayı tohumu istediğini söylüyor.

İlhan bey cebinden bir tek tohum tanesi çıkarıp  veriyor. Dernek başkanı onu bir saksıya ekip gözü gibi bakıyor. Her aşamasını fotoğraflayıp, başak olana kadar sabırla bekliyor. O bir tek kavılca buğdayı tanesinden, 100 adet tohum alıyor ve şimdi o tohumlar toprakla buluştu..

Bizim atalarımızdan kalan bu kadar kıymetli ve bereketli yüzlerce çeşit tohumumuz var.

Hepimizin, neden dışa bağımlı olduğumuzu bir kez daha sorgulaması gerekiyor.

Bizim hiç bir şekilde dışarıdan gelen tohumlara, ya da ambalajlı ürünlere ihtiyacımız yok.

Bir avuç yerli tohumla, bir avuç hibrit tohumu ekin ve gelişimini izleyin, Yerli tohum soyunu devam ettirmek için direnirken, hayata tutunurken, hibrit tohum hem kendini, hem toprağı, hem de bizi yok etmek için nasıl şartlanmış yaşayarak görün.

Atalarımızdan kalan tohumlarımızı gözümüz gibi koruyup, saklamalıyız. Tıpkı ninelerimizin,  asırlar önce  başlayıp, daha düne kadar yaptıkları gibi, bize ulaşan her bir tohum geleceğimizin temel taşıdır. Evlenen kızlarına çeyizlerinin  yanında tohum veren analarımız,  toprağın ve tohumun bereketine, inandıkları  için bu geleneği hep yaşatmışlar.

Yerel-Atalık tohumları  bir mirasmış  gibi yiyip tüketmek yerine,  bir emanet olduğu bilinciyle nesilden nesile aktarılmasını sağlamak zorundayız.

Bugün hala ekmek yiyebiliyorsak bunu atalarımızın yerel-Atalık  tohumlara verdikleri emeğe borçluyuz.

Bugün toprağımıza bir tohum ekip bin alıyorsak, onların toprağa olan sadakatine borçluyuz.

Her sene ektikleri tohumdan, aldıkları ürünlerden öncelikle, gelecek yılın tohumunu ayırmayı toprağa olan bir borç olarak görmüşler.

Tohumlar paylaşıldığı için çoğalmış, binlerce yıl önceden Anadolu topraklarına gelen çeşitli tohumlar o toprağın bir parçası haline gelmiş, toprak tohumu benimsemiş, insanlar doyduğu sürece, toprağın verimi devam ettiği sürece o tohumun geçmişini arama gereği duymamışlar.

Zamanla kendi toprağını benimseyen, çoğalan ve o toprağın özelliklerine göre ürün veren yerel-atalık tohumlarımıza onları üreten çiftçilerce sahip çıkılmış.

Tohum Tekellerinin bize dayattığı tohumların,  kullanımı devam ettiği sürece  zarar gören toprağı geriye kazanmak artık imkansız hale geliyor.

Bizim üreten köylümüzü, çiftçimizi hiç bir güç  atalık-yerli  tohumlarından vazgeçiremez.

Üreticimiz de tohumlarımız kadar inatçıdır, vatanseverdir.

Tarlasını alırsın bahçesinde üretir, bahçesini alırsın saksısında üretir, imkansızdır onu tohumundan koparmak.

Üreticinin gelir seviyesinin  sürdürülebilir olması, refah seviyesinin yükselmesi,  hak ettiği Pazar payını elde etmesi, gençlere yaşadıkları topraklarda iş imkanı sunulması, üretim girdilerinde doğru ekonominin sağlanması için Kooperatifler altında örgütlenmek olmazsa olmazdır.

Ülkemizin ve  Yerel Tohum üreticisinin tek kurtuluş yolu Kooperatifleşmekten geçer, bu birliktelik tüm zorlukların kapılarını açar ve  birlikten  dirlik doğar.

Hiç bir yasak ya da baskı köylüyü,  alışkanlıklarından, ata varlıklarından vazgeçiremez.

Kolay vazgeçenler var ise onlar çoktan,  İsrail tohumu ile bedenini de, ruhunu da zehirlemiş demektir.

“Kanaatim odur ki; muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak; maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 

Ebru Oğuzhan Yeter

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir