Canan Karatay, veganları ‘tahıl beyinli’ olarak nitelendirdi.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından gerçekleştirilen araştırmada Türkiye’nin başlıca tuz üretim merkezlerinde üretilen 16 farklı markada sofra tuzunun tamamında miktoplastik bulunması ile ilgili de konuşan Karatay, Kaya tuzunun aslında bir tuz değil, çok önemli bir mineral olduğunu belirtti. Karatay, “Tuzsuz kalmak kalp krizi ve felç yapabilir. Sofra tuzu tehlikelidir. Rafine edilmesi lazım” dedi. - CANAN

Prof. Dr. Canan Karatay, “Veganlar kısa ömürlüdür. Veganlar yalnız tahıl yiyor tavşan ve koyun gibi. Veganlık hastalıktır” dedi.

Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından gerçekleştirilen araştırmada Türkiye’nin başlıca tuz üretim merkezlerinde üretilen 16 farklı markada sofra tuzunun tamamında miktoplastik bulunması ile ilgili de konuşan Karatay, Kaya tuzunun aslında bir tuz değil, çok önemli bir mineral olduğunu belirtti. Karatay, “Tuzsuz kalmak kalp krizi ve felç yapabilir. Sofra tuzu tehlikelidir. Rafine edilmesi lazım” dedi.

Konuya ilişkin olarak Habertürk’e değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Canan Karatay, “Öğütülmemiş, rafine olmamış kaya tuzu… Kristale bir şey bulaşmaz. Tuz tüketmezsek hayat olmaz. Bütün sinir sistemimizin iletisindeki her şeyin altında tuz var. Tuz olmazsa hiçbir organımız çalışmaz ” diye konuştu.

Karatay, “Tuzsuz kalmak kalp krizi ve felç yapabilir. Sofra tuzu tehlikelidir. İşlem görüyor. Tuz çok önemli bir madde. Rafine edilmesi lazım. Tansiyonu yükselten şekerdir. Tuzsuz hayat olmaz” şeklinde konuştu. Karatay, “Kaya tuzu le suyu içebilirsiniz. Bu sağlıklı. Ast yapan şekerdir, ekmektir, undur, şekerli ve gazlı içeceklerdir” dedi.

Veganlar kısa ömürlüdür

Canan Karatay, “Tahıl hayvan yemidir. İnsan vücudu tahılları kullanmaya programlanmamıştır. Tahıl yersek koyun gibi oluruz. Tahıl yersek tahıl beyinli oluruz. Vegan demek tahıl beyinli demek. Veganlar kısa ömürlüdür. Veganlar yalnız tahıl yiyor tavşan ve koyun gibi. Veganlık hastalıktır” ifadesini kullandı. Karatay, “İthal kuruyemiş yenmemeli. Kuru baklagiller çok önemli. Mutlaka yenmeli. Kuru baklagiller tahıl değildir.” İfadesini kullandı.

Hayvansal gıda nedir, veganlar ne yer?

Hayvansal gıdalar denilince akla gelen yiyecekler aşağıda belirtilmiştir. Hayvansal gıdalar protein kaynağımızdır. Bu proteinler 1. sınıf en yararlı yiyecekler arasına girer. Küçük büyük herkesin tüketmesi gerekir. Bilhassa hamile ve emzikli kadınlar, bebekler, çocuklar, hastalar ve hastalıktan yeni kurtulmuş olanlar kullanmalıdır. Çünkü hem bedeni iyileştirir hemde zihin gelişimini hızlandırır. Yukarıdaki çeşitli hayvan etlerinin sağlığımız yönünden durumları bildirilmiştir. Diğer tüm yiyecekler, birbirine yakınlık derecelerine göre toplu gruplar halinde verilerek, o gruptan birinin yenmesi mahzurlu ise, onun yerine neyin yenilebileceği gösterilmeye çalışılmıştır.

Etler ve sakadat,
Balıklar,
Av ve kümes hayvanları,
Süt ve mamulleri,
Yumurta

Veganlık ya da veganizm

Veganlık ya da veganizm, bazı nedenlerle hayvan kökenli gıdaları ve diğer hayvansal ürünleri kullanmayı reddetme. Bazen “sıkı vejetaryenlik” diye de adlandırılır. Vegan kişiler, hayvan kullanımı yoluyla elde edilen gıdaları, giyecekleri ve diğer tüm yan ürünleri kullanmayı reddetmektedir.

1944 yılında, The Vegan Society’nin kurucularından Donald Watson veganlığı şu şekilde tanımlıyordu: “Veganlık hayvanlar alemine dair sömürü ve zulmün tüm biçimlerini dışlamanın ve yaşamı gözetmenin yoludur. Et, balık, kümes hayvanı, yumurta, bal, hayvansal süt ve türevlerini dışlayıp bitkiler aleminin ürünleriyle yaşamak ve tamamen ya da kısmen hayvanlardan üretilen tüm ticari malların alternatiflerini kullanmak şeklinde pratiğe dökülür.”

Veganlık, en basit tanımıyla, hayvan kullanımını ve hayvansal herhangi bir ürünü tüketmeyi reddetmektir. Veganlar, hayvanlardan türetilen, dolayısıyla üretilmesi için hayvanların kullanıldığı yiyecek ürünlerini tüketmediği gibi, yapımında deri, kürk, kemik, jelatin, yün (koyun yünü, kaşmir, angora), ipek gibi hayvansal maddelerin kullanıldığı yiyecek dışı maddeleri de kullanmaz, giyimlerinde pamuk ve keten gibi bitkisel ya da akrilik gibi sentetik kumaşları kullanırlar. Hayvanlar üzerinde test edilen ve lanolin, propolis gibi hayvansal ürünler içeren kozmetik ve ev temizliği ürünleri de bunlara dahildir. Bunlara ek olarak veganlar, hayvanların kullanıldığı eğlence biçimlerine (sirk, boğa güreşi, hayvanat bahçesi, at yarışı vs.) katılmaz.

Veganlığın yaygınlaşması sonucu büyük metropollerde artık sadece vegan yemekler sunan restoranlar bulunabilmekte, mönülerinde bazı yemeklerin vegan olduğunu belirten restoranların sayısı artmakta, vegan süpermarketler açılmaktadır.

Vegan Beslenme

Veganlar, beslenmelerinde hayvan eti (kümes hayvanları ve balıklar dahil), inek, keçi veya diğer hayvanlardan elde edilen sütler, yumurtalar, bal ve diğer hayvansal yan ürünleri kullanmazlar. Veganlar, içerisinde şellak, karmin, balmumu, kemik kömürü, kazein, elastin, jelatin, isinglass, keratin, lanolin, rennet, retinol, donyağı, peynir altı suyu, peynir altı suyu tozu gibi hayvan bedenlerinden ya da beden çıktılarından elde edilen malzemeler bulunan ya da yapım aşamasında bu malzemelerin kullanıldığı ürünleri tüketmezler.

Besin ögeleri

Amerikan Beslenme Derneği, 2009 yılında yayınlamış olduğu raporda, vegan beslenme de dahil olmak üzere bitkisel temelli beslenme biçimlerinin doğru bir biçimde düzenlendiklerinde bebeklik, ergenlik, hamilelik ve yaşlılık dahil olmak üzere her yaş grubu için yeterli olduğu kanısına vardıklarını açıklamıştır. Buna ek olarak Avustralya Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırmalar Konseyi de doğru planlanmış bir vegan beslenmenin her yaş için uygun olacağını kabul etmiştir.

Beslenme uzmanı Winston Craig ise vegan beslenme biçiminin diyet lifi, magnezyum, folik asit, C vitamini, E vitamini, demir ve fitokimyasal maddeler açısından zengin olduğunu, bununla birlikte, kalori, doymuş yağ, kolestrol, uzun zincirli Omega 3 yaş asitleri, D vitamini, kalsiyum, çinko ve B12 vitamini açısındansa zayıf olduğunu bulgulamıştır.

Protein

Proteinler, amino asitlerden oluşmaktadır. Vegan beslenmede tüm proteinler bitkilerden elde edilir. Bitkisel protein kaynakları mercimek çeşitleri, nohut, fasulye, soya fasulyesi gibi bakliyatlar, kuruyemişler, kinoa, mercimek, kara pirinç, buğday, mısır ya da arpa gibi hububatlardır. Örneğin pirinç ile fasulyelerin bir araya getirilmesi yüksek aminoasitli kombinasyonlar sağlamaktadır.Soya fasulyesi ve kinoa insanların ihtiyaç duyduğu bütün temel amino asitleri içerdiğinden tamamlanmış protein kaynakları olarak bilinirler. Amerikan Beslenme Derneği raporu, farklı protein kaynaklarının farklı öğünlerde tüketilmesinin gereken aminoasitlerin elde edilmesi için yeterli olduğunu bulgulamıştır.

Veganlar ne yer sorusunun cevabı ise en basit cevabı şu şekilde; sebzeler, baklagiller, mercimekler, meyveler, tahıllar, kuruyemişler ve mantarlardır.

Omega-3 yağ asiti

Bir Omega-3 yağ asiti olan Alfa-Linolenik Asit yeşil yapraklı sebzelerde, fındıkta ve kanola ya da keten tohumu yağı gibi bitkisel yağlarda bulunmaktadır. Buna ek yemeklerde olarak zeytinyağı ve kanola gibi Omega 6 açısından düşük yağların kullanılması tavsiye edilmektedir.

 


Yazıları posta kutunda oku


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir