TRUMP, MbS VE MÜSLÜMAN KARDEŞLER ÖRGÜTÜ

Suudi gazeteci C.Kaşıkçı’nın ölümü büyük çapta bir politik kriz yarattı.
Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın (MbS) liderliği ve vizyonu üzerinden Suudi Arabistan  tartışmaya açıldı.
ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan’ın Kaşıkçı’ ya ait açıklamaları konusunda “Öyle görünüyor ki aldatmacalar oldu, yalanlar söylendi” dedi.
Yine de yönetiminden hiç kimsenin MbS ‘i suçlamadığını belirtti ve Salman’ın liderliğinden övgüyle söz etti…
 
MbS küresel sahnede bulunduğu kısa sürede;
Yemen Savaşı’nı yönlendirdi, İsrail- Filistin barış anlaşması planlarını Katar karşıtı ablukaya sürükledi, Mısır’ın ekonomisini destekledi.
Suudi Arabistan’ın vizyonunu Ortadoğu Barışı yönünde değiştirdi.
 
*
1- 2014’te Paris’te Fransa Cumhurbaşkanı F.Hollande, çöken İsrail ile Filistin arasındaki barış müzakerelerini yeniden canlandırılması amacıyla,
İsrail ve Filistin’in katılmadığı bir konferans düzenledi.
Ortadoğu Dörtlüsü’nün (AB, ABD, Rusya ve BM) İsrail-Filistin sorununun çözümünde anahtar rol oynayacağı belirlendi.
Ne ki, İsrail Fransa’nın inisiyatifine sıcak bakmadı…
İsrail Başbakanı B.Netanyahu “Suudi Arabistan, İsrail’in bir düşmandan ziyade müttefik olduğunu görmektedir.
Çünkü ikisini de tehdit eden iki temel tehdit vardır; İran ve İŞİD ” düşüncesinden yürümek azmindeydi…  
 
*
2- 2015  başında reel politiğin işleyişinde İsrail’in ABD ile stratejik ortaklığı;
İki hükümetin arasındaki derin siyasal çelişkiler yüzünden bunalımlı bir görünüm arzediyordu.
B.Netenyahu ABD’deki Cumhuriyetçi Parti ile kurduğu siyasal müttefiklikle Başkan Obama ve yönetimine karşı bir koalisyon sergiliyor,
İsrail sağı ve ABD sağı arasındaki siyasal yakınlaşmada ortak hedef Obama ve  onun Ortadoğu politikaları olarak öne çıkıyordu… 
 
*
3- Eylül 2016’da Cumhuriyetçiler, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi’nde başkanlık seçimleri arifesinde Başkan Obama’nın vetosunu geçersiz kıldılar.
11 Eylül saldırılarıyla ilgili “Terörün Destekçilerine Karşı Adalet ” yasasını çıkardılar.
Yasanın gerekçesi; Suudi Arabistan’ın ajanlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ABD’de faaliyet gösteren bir terörist hücreyi desteklemesi;
Bu örgütün de 11 Eylül saldırılarını planlaması ve gerçekleştirmesiydi…
Yasa, hayatını kaybedenlerin ailelerinin saldırılarda rolü olan Suudi yöneticilere karşı ABD mahkemelerinde dava açmak imkânı tanıyordu.
Suudi Arabistan karşılanamayacak kadar çok yüksek tazminatlar ödemekle karşı karşıya kaldı…  
 
*
4-  İsrail, ABD Cumhuriyetçileri ve Suudi Arabistan;
Başkanlık seçimleri öncesinde, Cumhuriyetçiler  lehine ABD’deki Yahudi ve Suudi lobiler üzerinden mükemmel bir tezgah sergilemişti…
O yasa orada kaldığı sürece  Washington Cumhuriyetçileri, Riyad, Tel Aviv arasında su sızmayacaktı…
 
*
5-  İsrail, Arap Dünyası ile ilişkileri geliştirerek İsrail-Filistin meselesini çözmeye yöneldi.
Bir taraftan  yakın gelecekte HAMAS’la, sonra İran’la doğrudan bir savaş yaşayabileceği olasılığını dikkate aldı.
Diğer taraftan İsrail ve Suudi Arabistan işbirliğinin ürünü olarak;
Sünni Arap ülkelerinin İsrail’i bir Yahudi devleti  olarak tanıması karşılığında Filistinlilerle kapsamlı bir barış anlaşması yapılabilmesini amaçladı.  
Barış Anlaşmasına Kral Abdullah tarafından 2002’de Beyrut’ta Arap Birliği zirvesinde sunulan Arap Barış Girişimi esas alındı.  
 
*
6-  Mart 2017’de Prens Salman, D.Trump’ın göreve gelmesinden birkaç hafta sonra Washington’u ziyaret etti.
Trump’ın Müslümanların seyahat yasağına rağmen ABD başkanını Müslümanlara gerçek bir dost olarak tanıttı.
D. Trump ise, Suudi Arabistan’ın Washington ile  güçlü bağlarını hem ülkesi hem de Ortadoğu gündeminde kullanmaya başladı…  
 
*
7- 20 Mayıs 2017’de Başkan D.Trump, Riyad’ta Kral Abdülaziz ile görüştü.
33 Sünni Arap ülkesi, hem İran’ı hedef alan bir Ortadoğu politikası hazırlamaya ortak oldu,   
Hem de İslami cihad terörizmi ile mücadele için belirsizliklerin ortadan kaldırılması için Müslüman Kardeşler örgütünün  İslamcı Cihad ideolojisi ve bu ideolojiden üreyen her türlü İslamcı terörle mücadelede ortak mücadele kararı alındı.
İslami Cihadçi örgütlere Katar’ın finansman desteğinin kesilmesi için Katar’a karşı savaşa varmayan bir dizi önlem aldılar.
Bu örgütlere  ideolojik destek veren Türkiye’nin dikkati çekildi.
Böylece Suudi Arabistan’ın  Türkiye ile ilişkileri zayıflama sürecine girdi… 
Trump Müslüman bir ülkede İslamcılık karşıtı söylemleriyle uluslararası camiada puan kazandı  
Başkan,  Washington’a geri döndüğünde yaklaşık 110 milyar dolarlık silah satışını güvenceye almıştı.
 
*
8- Haziran 2017’de MbS, kuzeni Muhammed bin Nayef’i, kralın taç prensi olmak için devirdi.
O andan itibaren  Trump’ın damadı ve kıdemli danışmanı Jared Kushner ile kişisel bir ilişki kurdu.
Ekim 2017’de Kushner, Suudi Arabistan’a habersiz bir gezi yaptı.
MbS  gazeteciler, işadamları, İslami din adamları ve yaklaşık 25 bin kişi ve 7 aşiretten oluşan Kraliyet ailesini geniş çaplı bir tasfiyeye tuttu..
 
*
9- 2018 İlkbaharında MbS, ABD’ de haftalarca kaldı.
Siyasetçiler, teknoloji çevreleri  ve ünlülerle bir araya geldi. 
Mart’ta Beyaz Saray’da Başkan Trump tarafından ağırlandı.
Suudi Arabistan adına ABD’ de başta silah anlaşmaları olmak üzere iş üretecek bir çok anlaşma yaptı.
Trump, Suudi kraliyetiyle  olan ilişkisini tabanına bir mesaj göndermek için kullandı.
Ekim ayı başında Mississippi’deki bir mitingde taraftarlarına, ABD olmadan Suudi hükümetinin  “iki hafta boyunca orada olmayabileceğini” söyledi.
 
*
10- MbS Suudi Arabistan ekonomisinin aşırı bağımlılığını azaltmak üzere sektörel çeşitlendirmeyi arttırmayı amaçlayan,
 2030 Vizyonu programını uygulamaya koydu..
Yatırım değeri 2 trilyon dolar olan dünyanın en büyük kamu yatırım  fonunu (The Public Investment Fund (PIF) oluşturmanın  ilk adımlarını attı.
 
*
11- MbS, İsrail’in siber-gözetim teknolojisi ve yüksek teknoloji silahları ile ilgileniyordu. 
İki ülkenin istihbarat topluluğu arasında yakın ilişkiler kuruldu
Suudi istihbarat servisleri, İsrail casus yazılımlarını kullanmaya başladı.
Eylül’de ABD’nin arabuluculuğunda  İsrail’in Demir Kubbe füze savunma sistemini Yemen ile sınırlı olmak üzere satın alınması anlaşması yaptı.
 
*
12-  MbS,  Başkan Trump ve Jared Kushner’ın  henüz yayınlanmamış olan İsrail-Filistin Barış Anlaşması’ndan (Yüzyılın Anlaşması) bilgi sahibi oldu..
Bugün Filistinlileri barış planına çekmek için en önemli bölgesel oyuncudur. 
Aralık 2017’de Trump, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacağını duyurduğunda,
MbS, Filistin Yönetimi  Başkanı Mahmud Abbas’ı yayınlanmamış ABD  planının “tek oyun” olduğunu söylemek için  Riyad’a çağırdı.
Abbas’a  Filistinlilerin, Ürdün Kralı Abdullah’ a rağmen  Kudüs’ün kutsal alanlarının muhafızı olmasını,
Başkent  olarak Doğu Kudüs’ün parçalanmış bir mahallesi olan Abu Dis’i kabul etmesini teklif etti. 
Ama  Abbas, anlaşmayı ” Yüzyılın Tokadı” olarak kabul ettiklerini söyleyerek kınadı.
Ürdün, Suudi Arabistan’da MbS’in yükselişinden rahatsız oldu..
Çünkü, Riyad’ın İsrail ve ABD ile giderek artan yaklaşması, bölgede arabulucu olarak hareket eden Urdün’ün ayrıcalığını ortadan kaldırdı,
İsrail-Filistin arasında iki devletli  çözümdeki umutlarını tahrip etti.
 
*
13-  Onlarca yıldan beri bölgesel rakip olan Suudi Arabistan ve İran  bir soğuk savaş yaşamaktadır.
Bu rekabet Suudiler ve  İran’ın karşı taraflara destek verdiği Yemen ve Suriye’de sürüyor.
Riyad, Tahran’ın nükleer bir askeri güç haline gelme planlarına karşı çıkıyor.
Mart 2018’de MbS, Suudi Krallığının kendi silahlarını geliştirmeye zorlanabileceği konusunda uyardı…
 
*
14- MbS, Ocak 2015’te  savunma bakanıydı.
Huthi isyancılara karşı Yemen’e müdahale etmek için bir koalisyon kurdu.
Ama Yemen operasyonunun mimarı olduğunu  hep reddetti, savaşın Huthi’lerin yaptıklarına karşı BM tarafından desteklendiğini söyledi.
Devam eden savaşta  milyonlarca insan yerinden edildi, binlercesi hayatını kaybetti.
 
*
15- 2011’de başlayan  Suriye iç savaşında, Suudi Arabistan’ın resmi duruşu B. Esad’ın görevden alınmasını ve isyancıları desteklemekti.
MbS Nisan’da Beşar Esad’ın iktidarda kalmasını kabul etti. 
Ancak Trump’ı, hâlâ ABD birliklerinin Suriye’de kalması için ikna etmeye çalışıyor.
ABD’nin çekilmesi halinde istikrarı sağlamak için Suudi bir güç göndermeye istekli olduğunu açıkladı.
Krallık Haziran’da,Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDF) tarafından kontrol edilen bölgeleri yeniden inşa etmek için 100 milyon dolar verdi.
Kobani’de  bir ABD üssünde SDF himayesinde faaliyet gösteren Arap milis kuvvetleriyle  görüşüyor…
 
*
16-  MbS, Temmuz 2018’den beri Washington’un Suudi Arabistan,BAE, Mısır ve Ürdün’ün de dahil olduğu altı Körfez devletinden oluşan bir Arap NATO fikrini yürütüyor.
Beyaz Saray girişimin “İran saldırganlığına, terörizme, aşırılığa karşı bir siper gibi hareket edeceğini ve Ortadoğu’ya istikrar getireceğini” belirtiyor.
 
*
17- MbS , 2013’te Mısır’da, Müslüman Kardeşler örgütüne bağlı Muhammed Mursi’ye yönelik darbesinden bu yana,
 Abdül-Fetih el-Sisi hükümetini siyasi ve mali açıdan destekliyor ve Mısır’a milyarlarca dolar harcıyor.
 
*
18-  Ankara ile Riyad arasındaki gerilim, Türkiye’nin Müslüman Kardeşler müttefikinin Mısır’daki askeri darbesiyle iktidardan indirilmesiyle başladı.
İlişkiler  Katar’a  ambargo uygulanmasıyla birlikte koptu.
Mart 2018’de  MbS,  Türkiye’yi  İran ve “terör örgütleri” ile birlikte “kötülük üçgeni” nin bir parçası olmakla suçladı,
Erdoğan’ı Osmanlı  halifeliğini  yeniden yaratmak istekle itham etti.
Mısır bu tanıma katıldı  ve İran, Türkiye ve aşırılık yanlısı dini grupları  “kötülüğün çağdaş üçgeni” tanımladı.
 
*
 
19 – 2 Ekim’de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, İstanbul’daki krallık konsolosluğuna girdi ve bir daha görülmedi.
Suudi Arabistan, birçok inkarın ardından 19 Ekim’de Kaşıkçı’nın konsoloslukta öldürüldüğünü doğruladı.
Devlet televizyonu, ülkenin başsavcısının  Kaşıkçı ile konsoloslukta “tanıştığı insanlar” arasında bir kavganın çıktığını, 
Kavganın Kaşıkçı’nın ölümüyle sonuçlandığını açıkladı…
 
*
Böylece;
1- İsrail-Filistin arasında Barış Anlaşması beklemeye kaldı.
2-  Kaşıkçı’nın öldürülmesiyle Suudi Kraliyet ailesinde  üst düzey prensler, ordu mensupları, istihbarat grupları ve zengin Suudilere;
MbS’ yi devirmek iştahı enjekte edildi.
3-  Erdoğan, Kaşıkçı olayını adaletin ve gerçeğin bir arayıcısı esvabıyla uluslararası ve İslam dünyasında zirveye çıkmak için kullandı. 
4-  Trump, damadı  Jared Kushner ve Suudi Veliaht Prensi MbS  arasındaki dostluğa girdi.
Mike Pompeo’yu  meselenin özüne ulaşması için Riyad’a ve Ankara’ya  göndermesinden  zarar aldı…
Halbuki skandaldan uzak durarak daha iyi hizmet verecekti!
Şimdi,utanç verici Suudi krizine verdiği tepkiyle Kongre ile  sorunludur…
5- Terörizmi uygulayan Müslüman örgütlerin gelişimi bir ideolojiye, Müslüman Kardeşler cemaatinin savunduğu ve yaydığı siyasal İslam ideolojisine dayanmaktadır
Hastalıkla ya da  Siyasal İslam’la  mücadele etmeden, sadece belirtisi olan ve gittikçe artan terörist eylemlerle  mücadele etmenin hiçbir işe yaramayacağı bir kez daha anlaşıldı.
 
 
22.10. 2018
Suudi gazeteci C.Kaşıkçı'nın ölümü büyük çapta bir politik kriz yarattı.
Veliaht Prens Muhammed bin Salman'ın (MbS) liderliği ve vizyonu üzerinden Suudi Arabistan  tartışmaya açıldı.
ABD Başkanı Trump, Suudi Arabistan'ın Kaşıkçı' ya ait açıklamaları konusunda "Öyle görünüyor ki aldatmacalar oldu, yalanlar söylendi" dedi.
Yine de yönetiminden hiç kimsenin MbS 'i suçlamadığını belirtti ve Salman'ın liderliğinden övgüyle söz etti...
 
* 
MbS küresel sahnede bulunduğu kısa sürede;
Yemen Savaşı'nı yönlendirdi, İsrail- Filistin barış anlaşması planlarını Katar karşıtı ablukaya sürükledi, Mısır'ın ekonomisini destekledi.
Suudi Arabistan'ın vizyonunu Ortadoğu Barışı yönünde değiştirdi.
 
*
1- 2014'te Paris'te Fransa Cumhurbaşkanı F.Hollande, çöken İsrail ile Filistin arasındaki barış müzakerelerini yeniden canlandırılması amacıyla,
İsrail ve Filistin'in katılmadığı bir konferans düzenledi.
Ortadoğu Dörtlüsü'nün (AB, ABD, Rusya ve BM) İsrail-Filistin sorununun çözümünde anahtar rol oynayacağı belirlendi.
Ne ki, İsrail Fransa'nın inisiyatifine sıcak bakmadı...
İsrail Başbakanı B.Netanyahu "Suudi Arabistan, İsrail'in bir düşmandan ziyade müttefik olduğunu görmektedir.
Çünkü ikisini de tehdit eden iki temel tehdit vardır; İran ve İŞİD " düşüncesinden yürümek azmindeydi...  
 
*
2- 2015  başında reel politiğin işleyişinde İsrail'in ABD ile stratejik ortaklığı;
İki hükümetin arasındaki derin siyasal çelişkiler yüzünden bunalımlı bir görünüm arzediyordu.
B.Netenyahu ABD'deki Cumhuriyetçi Parti ile kurduğu siyasal müttefiklikle Başkan Obama ve yönetimine karşı bir koalisyon sergiliyor,
İsrail sağı ve ABD sağı arasındaki siyasal yakınlaşmada ortak hedef Obama ve  onun Ortadoğu politikaları olarak öne çıkıyordu... 
 
*
3- Eylül 2016'da Cumhuriyetçiler, ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nde başkanlık seçimleri arifesinde Başkan Obama'nın vetosunu geçersiz kıldılar.
11 Eylül saldırılarıyla ilgili "Terörün Destekçilerine Karşı Adalet " yasasını çıkardılar.
Yasanın gerekçesi; Suudi Arabistan'ın ajanlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ABD'de faaliyet gösteren bir terörist hücreyi desteklemesi;
Bu örgütün de 11 Eylül saldırılarını planlaması ve gerçekleştirmesiydi...
Yasa, hayatını kaybedenlerin ailelerinin saldırılarda rolü olan Suudi yöneticilere karşı ABD mahkemelerinde dava açmak imkânı tanıyordu.
Suudi Arabistan karşılanamayacak kadar çok yüksek tazminatlar ödemekle karşı karşıya kaldı...  
 
*
4-  İsrail, ABD Cumhuriyetçileri ve Suudi Arabistan;
Başkanlık seçimleri öncesinde, Cumhuriyetçiler  lehine ABD'deki Yahudi ve Suudi lobiler üzerinden mükemmel bir tezgah sergilemişti...
O yasa orada kaldığı sürece  Washington Cumhuriyetçileri, Riyad, Tel Aviv arasında su sızmayacaktı...
 
*
5-  İsrail, Arap Dünyası ile ilişkileri geliştirerek İsrail-Filistin meselesini çözmeye yöneldi.
Bir taraftan  yakın gelecekte HAMAS'la, sonra İran'la doğrudan bir savaş yaşayabileceği olasılığını dikkate aldı.
Diğer taraftan İsrail ve Suudi Arabistan işbirliğinin ürünü olarak;
Sünni Arap ülkelerinin İsrail'i bir Yahudi devleti  olarak tanıması karşılığında Filistinlilerle kapsamlı bir barış anlaşması yapılabilmesini amaçladı.  
Barış Anlaşmasına Kral Abdullah tarafından 2002'de Beyrut'ta Arap Birliği zirvesinde sunulan Arap Barış Girişimi esas alındı.  
 
*
6-  Mart 2017'de Prens Salman, D.Trump'ın göreve gelmesinden birkaç hafta sonra Washington'u ziyaret etti.
Trump'ın Müslümanların seyahat yasağına rağmen ABD başkanını Müslümanlara gerçek bir dost olarak tanıttı.
D. Trump ise, Suudi Arabistan'ın Washington ile  güçlü bağlarını hem ülkesi hem de Ortadoğu gündeminde kullanmaya başladı...  
 
*
7- 20 Mayıs 2017'de Başkan D.Trump, Riyad'ta Kral Abdülaziz ile görüştü.
33 Sünni Arap ülkesi, hem İran'ı hedef alan bir Ortadoğu politikası hazırlamaya ortak oldu,   
Hem de İslami cihad terörizmi ile mücadele için belirsizliklerin ortadan kaldırılması için Müslüman Kardeşler örgütünün  İslamcı Cihad ideolojisi ve bu ideolojiden üreyen her türlü İslamcı terörle mücadelede ortak mücadele kararı alındı.
İslami Cihadçi örgütlere Katar'ın finansman desteğinin kesilmesi için Katar'a karşı savaşa varmayan bir dizi önlem aldılar.
Bu örgütlere  ideolojik destek veren Türkiye'nin dikkati çekildi.
Böylece Suudi Arabistan'ın  Türkiye ile ilişkileri zayıflama sürecine girdi... 
Trump Müslüman bir ülkede İslamcılık karşıtı söylemleriyle uluslararası camiada puan kazandı  
Başkan,  Washington'a geri döndüğünde yaklaşık 110 milyar dolarlık silah satışını güvenceye almıştı.
 
*
8- Haziran 2017'de MbS, kuzeni Muhammed bin Nayef'i, kralın taç prensi olmak için devirdi.
O andan itibaren  Trump'ın damadı ve kıdemli danışmanı Jared Kushner ile kişisel bir ilişki kurdu.
Ekim 2017'de Kushner, Suudi Arabistan'a habersiz bir gezi yaptı.
MbS  gazeteciler, işadamları, İslami din adamları ve yaklaşık 25 bin kişi ve 7 aşiretten oluşan Kraliyet ailesini geniş çaplı bir tasfiyeye tuttu..
 
*
9- 2018 İlkbaharında MbS, ABD' de haftalarca kaldı.
Siyasetçiler, teknoloji çevreleri  ve ünlülerle bir araya geldi. 
Mart'ta Beyaz Saray'da Başkan Trump tarafından ağırlandı.
Suudi Arabistan adına ABD' de başta silah anlaşmaları olmak üzere iş üretecek bir çok anlaşma yaptı.
Trump, Suudi kraliyetiyle  olan ilişkisini tabanına bir mesaj göndermek için kullandı.
Ekim ayı başında Mississippi'deki bir mitingde taraftarlarına, ABD olmadan Suudi hükümetinin  "iki hafta boyunca orada olmayabileceğini" söyledi.
 
*
10- MbS Suudi Arabistan ekonomisinin aşırı bağımlılığını azaltmak üzere sektörel çeşitlendirmeyi arttırmayı amaçlayan,
 2030 Vizyonu programını uygulamaya koydu..
Yatırım değeri 2 trilyon dolar olan dünyanın en büyük kamu yatırım  fonunu (The Public Investment Fund (PIF) oluşturmanın  ilk adımlarını attı.
 
*
11- MbS, İsrail'in siber-gözetim teknolojisi ve yüksek teknoloji silahları ile ilgileniyordu. 
İki ülkenin istihbarat topluluğu arasında yakın ilişkiler kuruldu
Suudi istihbarat servisleri, İsrail casus yazılımlarını kullanmaya başladı.
Eylül'de ABD'nin arabuluculuğunda  İsrail'in Demir Kubbe füze savunma sistemini Yemen ile sınırlı olmak üzere satın alınması anlaşması yaptı.
 
*
12-  MbS,  Başkan Trump ve Jared Kushner'ın  henüz yayınlanmamış olan İsrail-Filistin Barış Anlaşması'ndan (Yüzyılın Anlaşması) bilgi sahibi oldu..
Bugün Filistinlileri barış planına çekmek için en önemli bölgesel oyuncudur. 
Aralık 2017'de Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacağını duyurduğunda,
MbS, Filistin Yönetimi  Başkanı Mahmud Abbas'ı yayınlanmamış ABD  planının "tek oyun" olduğunu söylemek için  Riyad'a çağırdı.
Abbas'a  Filistinlilerin, Ürdün Kralı Abdullah' a rağmen  Kudüs'ün kutsal alanlarının muhafızı olmasını,
Başkent  olarak Doğu Kudüs'ün parçalanmış bir mahallesi olan Abu Dis'i kabul etmesini teklif etti. 
Ama  Abbas, anlaşmayı " Yüzyılın Tokadı" olarak kabul ettiklerini söyleyerek kınadı.
Ürdün, Suudi Arabistan'da MbS'in yükselişinden rahatsız oldu..
Çünkü, Riyad'ın İsrail ve ABD ile giderek artan yaklaşması, bölgede arabulucu olarak hareket eden Urdün'ün ayrıcalığını ortadan kaldırdı,
İsrail-Filistin arasında iki devletli  çözümdeki umutlarını tahrip etti.
 
*
13-  Onlarca yıldan beri bölgesel rakip olan Suudi Arabistan ve İran  bir soğuk savaş yaşamaktadır.
Bu rekabet Suudiler ve  İran'ın karşı taraflara destek verdiği Yemen ve Suriye'de sürüyor.
Riyad, Tahran'ın nükleer bir askeri güç haline gelme planlarına karşı çıkıyor.
Mart 2018'de MbS, Suudi Krallığının kendi silahlarını geliştirmeye zorlanabileceği konusunda uyardı...
 
*
14- MbS, Ocak 2015'te  savunma bakanıydı.
Huthi isyancılara karşı Yemen'e müdahale etmek için bir koalisyon kurdu.
Ama Yemen operasyonunun mimarı olduğunu  hep reddetti, savaşın Huthi'lerin yaptıklarına karşı BM tarafından desteklendiğini söyledi.
Devam eden savaşta  milyonlarca insan yerinden edildi, binlercesi hayatını kaybetti.
 
*
15- 2011'de başlayan  Suriye iç savaşında, Suudi Arabistan'ın resmi duruşu B. Esad'ın görevden alınmasını ve isyancıları desteklemekti.
MbS Nisan'da Beşar Esad'ın iktidarda kalmasını kabul etti. 
Ancak Trump'ı, hâlâ ABD birliklerinin Suriye'de kalması için ikna etmeye çalışıyor.
ABD'nin çekilmesi halinde istikrarı sağlamak için Suudi bir güç göndermeye istekli olduğunu açıkladı.
Krallık Haziran'da,Türkiye'nin terör örgütü kabul ettiği ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri (SDF) tarafından kontrol edilen bölgeleri yeniden inşa etmek için 100 milyon dolar verdi.
Kobani'de  bir ABD üssünde SDF himayesinde faaliyet gösteren Arap milis kuvvetleriyle  görüşüyor...
 
*
16-  MbS, Temmuz 2018'den beri Washington'un Suudi Arabistan,BAE, Mısır ve Ürdün'ün de dahil olduğu altı Körfez devletinden oluşan bir Arap NATO fikrini yürütüyor.
Beyaz Saray girişimin “İran saldırganlığına, terörizme, aşırılığa karşı bir siper gibi hareket edeceğini ve Ortadoğu'ya istikrar getireceğini” belirtiyor.
 
*
17- MbS , 2013'te Mısır'da, Müslüman Kardeşler örgütüne bağlı Muhammed Mursi'ye yönelik darbesinden bu yana,
 Abdül-Fetih el-Sisi hükümetini siyasi ve mali açıdan destekliyor ve Mısır'a milyarlarca dolar harcıyor.
 
*
18-  Ankara ile Riyad arasındaki gerilim, Türkiye'nin Müslüman Kardeşler müttefikinin Mısır'daki askeri darbesiyle iktidardan indirilmesiyle başladı.
İlişkiler  Katar'a  ambargo uygulanmasıyla birlikte koptu.
Mart 2018'de  MbS,  Türkiye'yi  İran ve “terör örgütleri” ile birlikte "kötülük üçgeni" nin bir parçası olmakla suçladı,
Erdoğan'ı Osmanlı  halifeliğini  yeniden yaratmak istekle itham etti.
Mısır bu tanıma katıldı  ve İran, Türkiye ve aşırılık yanlısı dini grupları  "kötülüğün çağdaş üçgeni" tanımladı.
 
*
 
19 - 2 Ekim'de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, İstanbul'daki krallık konsolosluğuna girdi ve bir daha görülmedi.
Suudi Arabistan, birçok inkarın ardından 19 Ekim'de Kaşıkçı'nın konsoloslukta öldürüldüğünü doğruladı.
Devlet televizyonu, ülkenin başsavcısının  Kaşıkçı ile konsoloslukta "tanıştığı insanlar" arasında bir kavganın çıktığını, 
Kavganın Kaşıkçı'nın ölümüyle sonuçlandığını açıkladı...
 
*
Böylece; 1- İsrail-Filistin arasında Barış Anlaşması beklemeye kaldı. 2-  Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle Suudi Kraliyet ailesinde  üst düzey prensler, ordu mensupları, istihbarat grupları ve zengin Suudilere;
MbS' yi devirmek iştahı enjekte edildi.
3-  Erdoğan, Kaşıkçı olayını adaletin ve gerçeğin bir arayıcısı esvabıyla uluslararası ve İslam dünyasında zirveye çıkmak için kullandı. 
4-  Trump, damadı  Jared Kushner ve Suudi Veliaht Prensi MbS  arasındaki dostluğa girdi.
Mike Pompeo'yu  meselenin özüne ulaşması için Riyad'a ve Ankara'ya  göndermesinden  zarar aldı...
Halbuki skandaldan uzak durarak daha iyi hizmet verecekti!
Şimdi,utanç verici Suudi krizine verdiği tepkiyle Kongre ile  sorunludur...
5- Terörizmi uygulayan Müslüman örgütlerin gelişimi bir ideolojiye, Müslüman Kardeşler cemaatinin savunduğu ve yaydığı siyasal İslam ideolojisine dayanmaktadır
Hastalıkla ya da  Siyasal İslam'la  mücadele etmeden, sadece belirtisi olan ve gittikçe artan terörist eylemlerle  mücadele etmenin hiçbir işe yaramayacağı bir kez daha anlaşıldı.
 
 
22.10. 2018 - ahmet kilicaslan aytar

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir