Mücadele planımızı açıklıyorum!
Ben değil Bakan Albayrak açıklıyor.
Bakkala,fırına, kasaba %10 indirime gidin diyor!..
Bunu duyan yandaş basın, hunharca alkış tutuyor.
Yandaş olmayan basın ise; ‘’Zavallı Basın’’ diyerek esnafın yanında olduğunu bildiriyor.
Efendim şöyle izah edeyim. Bu yazıyı Sözcü’de Cumhuriyet’te bulamazsınız hele ki; Akit’te asla yer vermezler ama ben değerli ailem Turkishnews’e not edeyim. Birileri emeklilerin ve emekçilerin pazarlığını yapıyor!..
Bunu da en düşük 1.200,00 TL maaş alan emekliye ve on iki saat hiç durmadan 1.600,00TL alan işçiye sormadan yorumluyorlar. Ekonomiyi indirime giderek düzelteceğini sanıyorlar. Üreten esnaf olmadıkça düzelme bahanesi işe yaramıyor. Türkiye vergisel boyutta kayıp kaçağın en çok olduğu ülkelerden bir tanesi. Sözüm meclisten dışarı genelleme yapıyorum; ama birçok esnaf böyle yapıyor yani esnaf, fatura-fiş kesmiyor. Kdv, ödemiyor, Geçici ve Gelir vergisi ödemiyor zarar gösteriyor ama una, bulgura zam gelince ilk baş küçük ve büyük hiç fark etmiyor yapıştırıyor etiketi. İşçi neye zam yapacak alın terine mi? Alın terini üç-beş sendika ve yetkililerle pazarlığa oturarak satın alınmıyor mu zaten!..
Eeee! İşçi olmayınca, hakkını alamayınca üretim olmuyor, Peki enflasyonu düşürecek ana kanun üretim değil mi? Üretim esnafa mı bağlı…
Size söyle anlatayım arkadaşlar, kendi adıma söyleyeyim; Benim mahalle bakkalım çok pahalı. Kasabım pahalı 50 lira ile üç kalıp gıda maddesi alabiliyorum. Sebebini sorduğumda ise enflasyon diyor. Hükümet indirime gidin diyor, Yandaş olmayan basın veryansın ediyor!. Muhalefet partiler, ‘’Efendim olur mu öyle şey!’’ diyor. Birisi kuyuya taş atıyor öteki iple almaya iniyor. Ama inanır mısınız televizyonlarda ve gazetelerde işçiler adına tek bir kelam yok Allah için!..
Ne oluyor bu sefer, ülkede gündem zaten bozuk, televizyonlarda diziler canınızı sıkıyor, haberler üzerinize geliyor, boğuluyorsunuz! Dışarı çıkıp iki hava almak için kafeye gidiyorsunuz orda çay 5 lira, kafe işleten arkadaşım basmış zammı, çalıştırdığı işçinin saati bir bardak çaya tekabül etmiyor. 3,5 lira evet bu fiyatlar Eskişehir’de… Yani bardağı 5 liraya içtiğiniz çayı getiren garsonun saati 3,5TL ve sigortası yok!
*** ***
Siz hiç sokağa çıktınız mı?
Akaryakıta, elektriğe, doğalgaza, una, pirince, suya, sabuna, kolaya, mandalinaya ne kadar zam yapıldı dudunuz mu? Bu temel gıdalara zam yapılırken dolar yükselişe çıkıp, euro 7 liraları tırmanırken, sizin bas-bas bağırdığınız fırın, bakkal, kasap zamları çoktan raflarına yapıştırdılar.
Siz yerli-milli mücadelesi verirken 250 gr. ekmeği 1,25TL ‘ye çıkardılar. Bunu yaparken emekçiler ve emekliler bas-bas bağırdılar, Yetmiyor!-Yetmiyor! diye…
Peki şimdi işçiye emekliye sormadan neden yorum yapılıyor?
6552-5510-7143-5552 gibi yapılandırma kanununda esnafa kıyakları zaten geçtiniz. Sigorta priminden eksik aldınız, İşyerinize işçi alırken İşkur’dan destek sağladınız, siz işçiyi Gelir Vergisine bağladınız! Bunu neden açıklamıyor Yandaş ve Yandaş olmayan basın.
*** ***
Bugün söylüyorum, kafeler’de işçiler saati 4,5 liraya çalışıyor, çoğunun sigortası yok! Oto sanayilerde bedava ırgat gibi çırak çalıştırılıyor, öğle yemeği yok. Fabrikada işçinin servisi yok servisi!..
Ben hayatım boyunca 2.000,00TL maaş alan işçi emeklisi görmedim. 1.500,00TL ‘ye adam emekli maaşıyla ikinci işini yaparken, siz emeklilikte yaşa takılanlardan bahsediyorsunuz. Gurbetçileri yurtdışından döviz getirerek emekli yaparken, biz emekliler ne yiyecek onun hesabını yapıyoruz.
Nefes alıyorum ve tekrar soruyorum Eyyyy! Basın.
Çalışan işçi, zavallı esnaf, işçinin çocuğu yardıma muhtaç! Yardımı yapan esnaf, hayırsever iş insanı. Bu ne yaman çelişki böyle. Şimdi zavallı esnaf ta; emekçi ve emekli neyin nesi…