Necdet Buluz
Bodrum parlarını dolaşıyoruz. Pazarcı ile alıcı arsındaki bir konuşma:
“15 liraya fasulye mi olur? Geçen hafta bu fasulye 10 liraydı.
“Abla zorla satmıyoruz. Pahalı buluyorsanız almayın. Biz bu ürünü sattığımızda da aldığımız fiyata yerine koyamıyoruz.”
Bu tür konuşmaları hemen hemen her Pazar yerinde ya da bir başka alış-veriş merkezinde dinleyebilirsiniz.
Dikkat edilecek olursa pazarcı da, tüketici de şikâyet ediyor. Girdilerdeki fiyat artışlarından yakınılıyor.
Demek ki, ortada sorunlar var.
Bu konuşmanın anlamı şu:
Bugün bir ürünü aldığınız fiyata bir daha aynı ürünü aynı fiyata satın alamıyorsunuz. Bu, sadece Pazar ürünlerini kapsamıyor. Piyasada zamlanmayan ürün kalmadı. Halen de devam ediyor.
Bir tüketicinin şu yakınışını d yansıtalım:
“Zam yapılır ama bu % 10 olur, % 20 olur, bilemedin % 50 olur. Her ürün % 100 zamlanır mı? Hatta % 100’ün üzerinde bile yapılan zamlarla karşılaşıyoruz. “
Bizim bugünkü konumuz çarşı-Pazar ve mutfaklardaki yangınla ilgili. Çarşı-pazardaki fiyat artışlarından şikâyet etmeyeni göremiyoruz. Sıkıntının da her geçen gün arttığını gözlemliyoruz. Özellikle temel gıda maddeleri olarak gösterilen domates, biber, fasulye ve diğer sebze fiyatlarındaki aşırı artışlara tepkiler de çığ gibi büyüyor.
Hemen belirtelim, iyi bir domatesin fiyatı 10 liranın bile üzerinde satılıyor. 6-8 liradan aşağı domates bulmak da mümkün değil.
Konu ile ilgili yapılan bir haberi de birlikte okuyalım. Bu haber, ortadaki gerçekleri çok daha anlamlı biçimde yansıtıyor.
Sebze ve meyve deposu olarak bilinen Ege’de kurulan semt pazarlarında bile üzümün kilosu 8, taze fasulye ve limon ise 10 liradan alıcı buldu.
Dövizdeki yükseliş nedeniyle marketlerde satılan ambalajlı gıdadaki fiyatlardaki yüzde 40-50 artışın yanı sıra, mevsim sebze meyveleri de maliyetlerdeki artış nedeniyle pazara fahiş fiyatla geliyor.
İzmir’de kurulan pazar yerlerinde taze fasulye ve börülcenin 10 liraya satıldığı görüldü. Üretim bölgesi olmasına rağmen, İzmir pazarları bile “vatandaşın korkup kaçmasına neden oluyor” diye, pazarcılar, etikete “yarım kilo”fiyatı yazmaya başladı.
İzmir’in Konak İlçesi’ne bağlı Yenişehir semti ile Buca İlçesi’ne bağlı Şirinyer semtinde kurulan pazar yerlerinde, ürünlerin fiyatları cep yaktı. Kavacık üzümünün kilogramı 7- 8 lira arasında satılıyor.
Taze fasulye ile börülce ise kilogramı 10 liradan alıcıya ulaştı. Mantarların kilogram fiyatı ise 12 lira. Pazar tezgâhlarında badem, fındık gibi ürünlerin yanına yaklaşmak ise mümkün değil.
Pazar esnafından Kasım Akgün, üzümdeki fiyat artışını toplam ürün azlığı ile açıklarken, “Geçen yıl rekolte daha çoktu. O nedenle üzümün fiyatı biraz daha düşüktü. Bu yıl ürün az, böyle olunca fiyat da yükseliyor. Bir de üzümün artık sezon sonu yaklaşıyor. İç piyasada ürün az olduğu için fiyatı yükseliyor” diye konuştu. Geçen aylarda 7 liradan satılan taze fasulyenin kilogramı 10 lirayı buldu.
Pazarcı Hanife Kızıldağ, yüksek fiyatların kendilerini de huzursuz ettiğini, ürünleri satma endişe yaşadıklarını belirterek, “Taze fasulye ve börülceyi Ödemiş’ten getiriyoruz. Kilosunu 10 liradan satıyoruz. Ürünleri pazara getirirken ‘Acaba satabilir miyiz’ korkusu yaşıyoruz. Vatandaş, fiyatlardan şikâyet ediyor ama ne yapsın. Yine de alıyor. Fiyatları bize göre de yüksek” diye konuştu.
Mutfaklardaki yangının giderek büyüdüğünü görmekteyiz. Alım gücü düşüyor. Pahlılık aynı zamanda yüksek enflasyonu da getiriyor. Piyasalarda tam denetimin sağlanamadığı da görülüyor. Herkes kendi kafasına göre fiyat belirliyor ve piyasaya veriyor.
“İşine gelirse al, gelmezse alma.”
Böyle bir sistem ve düzen içindeyiz.
Bizi yönetenler aşırı zam yapanların izlendiğini, gereken önlemlerin alındığını söylüyorlar ama görebildiğimiz kadarı ile bunun şu ana kadar bir faydasının olmadığı da anlaşılıyor.
Demek ki daha sıkı çalışma ve denetim gerekiyor.
necdetbuluz@gmail.com
www.facebook.com/necdet.buluz