Fırat’ın Doğusunda kurulmak istenen II. İsrail…
Konu düşündüğümüzden çok daha önemli hatta önemli olmasından öte, çok daha tehlikeli görünüyor.
Aydınlarımızın bir kısmı ve/veya iktidar yanlısı bazı kimselerin, Rusya ve Amerika Suriye’yi paylaştı ifadelerini kullanıyorlar.
Bu iş sanıldığı gibi bir paylaşma meselesi değil hesaplaşmasa meselesidir.
Suriye bir hesaplaşma alanıdır. Paylaşma alanı değildir.
Bu sebepten parselasyon fikri son derece yanlıştır.
Suriye’nin kuzeyine ikinci bir İsrail’in kurulmasını, ne Suriye ister, ne İran ister, ne de Türkiye ister.
Rusya’nın da Suriye’nin kuzeyinde, bir II. İsrail’in kurulmasına rıza göstereceğini sanmak; emperyalizmle hiç hesaplaşma olamaz anlamımdadır.
Amerika’nın bölgede kalabilmesi için iki önemli aracı vardı. İran Türkiye iş birliği, bu araçlardan birisini ve çok önemlisini, ABD’nin elinden almış oldu.
İran Türkiye İşbirliği, Sünni ve Şii çatışmasını kullanarak, terör üretme kabiliyeti olan ABD’nin, bu yetisin elinden almış oldu.
Amerika’nın en az birincisi kadar önemli olan aracı, etnik yapıları birbirine karşı kullanma yetisidir.
Fırat’ın Doğusunda bu yetisini kullanarak terör örgütlerini birleştirip, terör devleti kurmaya çalışıyor. Yani İkinci İsrail devletini kurarak, birincisini korumaya almak istiyor.
Adı Kürdistan olacak II. İsrail devletinin, Türkiye’den parça alması, planın ikinci aşaması olarak ortada durmaktadır.
Rusya uçağının İsrail’in sebep olduğu bir oyun sonucunda, düşürülmesinden sonra, gerçekler biraz daha su yüzüne çıkmış oldu.
Rusya’nın Suriye Arap Cumhuriyetine S-300 satacak olması Amerika ve İsrail’i telaşa sevk etti.
Türkiye’de S-400 ve Suriye’de S-300’ler olursa Fırat’ın Doğusundaki terör devletinin dağıtılmasında, ABD için büyük güçlükler çıkmış olacaktır.
Yeri gelmişken ifade edeyim Türkiye’nin Rusya’dan askeri teçhizatlar ve s-400 alması, NATO’dan çıktığımız anlamını taşır. NATO bize saldırdığında biz kendimizi Rus silahları ile savunacağız anlamındadır.
Fırat’ın doğusunun, asıl hesaplaşma alanı olacağı görünmektedir. Bu hesaplaşma ABD ve bölge ülkeleri arasında olacaktır.
Bu hesaplaşmadan ne kadar korkarsak, ödeyeceğimiz bedel de o kadar büyük olacaktır. Bu hesaplaşmaya ülkemizin bekası için mecburuz.
Amerikan saldırılarına bölge ülkelerinin birlikte karşı koymasının ilk sınavı, altı Kasım’a kadar geçen sürede verilecektir. Biz sözümüzde durur, ABD’nin petrol ambargosuna katılmazsak, bölge ittifakı birinci sınavı vermiş olacaktır.
Türkiye’de ham petrolü işleyen şirketlerin bir oyun bozanlık yapıp, Türk devletini müşkül duruma inşallah sokmazlar.
Petrol işleme şirketlerinin ortağı, bilindiği gibi çok uluslu Amerikan şirketlerdir.
Sınava bir ay kaldı. Bakalım ortaya nasıl bir durum çıkacak.
Eğer bu şirketler bir oyun bozanlık yapıp İran’dan ham petrol almayı durdururlarsa, İran’da yatırım yapmış ve yapmakta olan Türk şirketleri de zarar görür. Bölge ülkeleri birbirine düşer ve kazanan Amerika ve emperyalizm olur.
25.9.2018
Bir yanıt yazın