Cangıl ormanında yaşıyoruz…
Çok kötü bir dönemden geçiyoruz.
Gücü yeten gücü yetene…
Ülkemizde orman yasaları geçerli…
Hak, hukuk hak getire…
“Ar, namus, kâhke bezi…”
Kâhke, bir çeşit Antep çöreği… Çok çeşidi var… En çok sevileni “Ramazan kâhkesi”, öteki adıyla “Halep kâhkesi…”
“Kâhke bezi”, en ucuz, basit bir keten parçasıdır…
Antepli ustalar, toz almasın, tazeliğini korusun diye, bu bezi kâhkelerin üzerine örterler…
Zamanla bu ucuz ketenler kullanıla kullanıla yıpranır, eskir, iyice değerden düşer, uyduruk bir bez parçasına dönüşür…
İşte Antepliler, ar, namus, utanma duygusu kalmamış, aşağılık, rezil insanları tanımlamak için bu bezden bir atasözü üretmişler:
“Ar, namus, kâhke bezi…”
Ülkemizde bu deyimi çağrıştıran, bu deyimle özdeşleşen o kadar çok insan var ki…
Nereye baksan, başını hangi yöne çevirsen “Ar ve namusu kâhke bezine” dönüştüren birisi karşına mutlaka çıkar…
İktidara yakınsan, yandaşsan, onun emir eri gibi çalışıyorsan, sorun yok… Sıkıntı yok… El bebek, gül bebeksin…
El üstündesin…
Ama artık bu yağlı, börekli günler de bitiyor.
Yandaşlar hazan yaprakları gibi birer birer dökülmeye başladı bile…
Bazıları “Yanıltıldığını, aldatıldığını” söylüyor…
Ama halk, toplum çok daha kötü durumda. Perişan, aç…
Kimse yarınından emin değil. Sağlığından emin değil. İşsizliğin, yoksulluğun yanında, şimdi bir de hastalıklarla boğuşmaya başladı…
Adamlar, daha çok zenginleşmek, daha çok mal – mülk sahibi olmak için, bile bile hastalıklı, şarbonlu hayvanları ülkemize soktular.
İnsanlarımız kırılıyor. Hastaneler doldu…
Bir tarafta da 5 milyonu aşan Suriyeli mülteciler var, başımıza bela.
Sahillerde, plajlarda keyf çatıp, halay çekiyorlar… Vatandaşları vatan için can veriyor…
Bi taraftan da iflaslar başladı. Her yerde “SATILIK” levhaları… Büyük şirketler de sıkıntıda.
Bir zamanlar dükkânının camına AKP için “2023” yazanlar, şimdi “Satılık” yazıyorlar…
Takkeli, külahlı, şalvarlı, saçlı sakallı vatandaşlar da isyanda…
Bunlardan birisi geçenlerde bir video yayınladı. Hastanelerin ilgisizliğinden şikâyet ediyor… Çocuğunu muayene etmemişler.
Videonun altına yorum yapmışlar: “DAHA BETER OL…”
AKP’nin oy deposu fındıkçılar da isyanda. Yakında protesto eylemlerine başlayacaklarmış…
Çünkü evde ekmek bekleyen çocuklar var.
Artık dualar, şeyhler, şıhlar kâr etmiyor…
Karın doyurmuyor…
Onunla, bununla “Gurur duymak” da bi işe yaramadı. Reis, ne fındığı ne fındıkçıları koruyabildi…
Yakında ahlar, vahlar, feryatlar arşa yükselecek… Direnişler, protestolar başlayacak.
Yolun sonu görünüyor, az kaldı.
Artık yalanlar, dolanlar da işe yaramayacak…
Açlık, yoksulluk, çaresizlik, işsizlik baskın gelecek…
Bir tek Şarbon ve Halkbank olayı, bir tek dolar yükselişi, bir tek ayakkabı kutularına saklanan para, gelişmiş ülkelerde ortaya çıksaydı, hükümetin çekilmesine, istifasına neden olurdu…
Bizim ülkemizde böyle bir gelenek yok. Adamlar kovulana dek koltuklarına sarılıyorlar…
Ne yazık ki muhalefetin de onlardan farkı yok. 8 – 9 yıldan bu yana bir tek olumlu iş yapmamışlar, bir tek haksızlığı önleyememişler, bir tek seçimi kazanamamışlar, bir de yüzümüze bakıp, pişkin pişkin sırıtıyorlar.
Herkes gibi onlar da olup biteni seyrediyor.
Ama başarılı oldukları bir alan var. Gerçeği söyleyelim. İnkâr etmeyelim:
Koltuk kavgası… Makam, mevki peşinde koşmak. Ortalık yangın yerine dönse bile yerini terk etmemek…
Ama az kaldı, yolun sonu görünüyor…
Bir yanıt yazın