Nasıl bir toplum olduk… Nereye gidiyoruz?
Bu kafa, bu düşünce yapısıyla geleceğimize nasıl yön vereceğiz? Nasıl çıkacağız bu bataklıktan?
Her gün biraz daha gömülüyoruz çamura…
Her gün biraz daha bilgisiz, eğitimsiz, duygusuz, sevgisiz, cahil, yoz bir toplum haline geliyoruz.
Yargı, iktidar tek kişinin eline geçti. Parlamenter sistem işlevini yitirdi.
Hak, hukuk, özgürlük kalmadı. Yazarlar çizerler dört duvar arasında. Hatta milletvekilleri bile…
İnsan hakları, ifade özgürlüğü insanlarımızın umurunda değil. Laikliği ona dinsizlik olarak öğretiyorlar.
Şeyhler, şıhlar hastaneleri, doktorları, bilimi kötülüyor; insanlarımız doktor dövüyor…
Yardımlaşma, bölüşme, paylaşma, destek duygularımız her geçen gün biraz daha zayıflıyor, değer yitiriyor.
Onun yerini kişisel çıkarlarımız, kazançlarımız, mevki – makam düşkünlüğü alıyor…
Ama herkesin ağzında din – iman, inşallah – maşallah, Allah…
Ve bu adamlar şeref, namus sözcüklerini hiç dillerinden düşürmüyorlar. Ama her gün yüzlerce şerefsizlikle, namussuzlukla karşılaşıyorlar, ağızlarını açıp da bu konularda tek söz söylemiyorlar.
Ufacık bir tepki vermiyorlar. Toplum da onlara uyuyor…
Taciz – tecavüz, fuhuş, soygun, talan sarmış dört bir yanımızı…
Katiller, tecavüzcüler salıveriliyor. Toplum tepki göstermiyor.
Açlık, yoksulluk, işsizlik diz boyu… Kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik, şimdi durmadan dışarıdan mal alıyoruz. Hem de iğneden ipliğe.
Dolar başını almış gidiyor. Paramız pul oldu…
Toplumda tık yok… Ve iktidara göre:
Tek suçlu dış güçler. Dış güçler yapıyor bütün bu işleri…
Lübnanlı Arap, sözüm ona 6,5 milyar dolar vererek Telekom’u satın aldı. Peki, borcunu ödedi mi?
Hayır.
Beş kuruş bile ödemedi.
Üstüne üstlük bir de 4,5 milyar dolar borç aldı. Sonra…
Sonra, ne anasını ne danasını ödemeden, bir de sevgili vatanımıza 15 milyar borç takarak tüydü.
Tam yüce divanlık bir olay…
Ama ne halkımızda, ne politikacılarımızda tık yok. Tepki yok…
Üstelik seçimden önce iktidar partisine esip yağanlar, veryansın edenler, ağzına geleni söyleyenler onun lideri karşısında şimdi törenlerde el pençe divan duruyorlar. Onu en tatlı gülücükleri ile selamlıyorlar.
Peki, toplum nasıl bu hale geldi?
Nasıl bu kadar olaylara, olgulara tepkisiz, etkisiz, ilgisiz duruma düşürüldü?
Bu soruların çok basit bir yanıtı var:
Çünkü eğitimi “YAZBOZ” tahtasına çevirdiler. Denenmemiş, üzerinde araştırma, inceleme yapılmamış uygulamalarla eğitimimizin aklını başından aldılar…
Defalarca sistem değiştirdiler.
Bütçeden Milli Eğitime ayrılan payı düşürdüler.
2012 de gündemimize giren 4+4+4 öğretim sistemi ile imam hatiplerin sayısı her geçen gün daha arttı.
Eğitim yerlerde sürükleniyor şimdi.
Ve işin en kötü tarafı yeni yetişen bilgisiz, eğitimsiz, cahil bir nesil, bizim geleceğimize yön verecek…
İşin daha da kötü yanı bu kötü gidişe “DUR” diyecek bir muhalefet yok. Tümü de koltuk, makam, mevki kavgasında.
Eğitim, öğretim, gelecek, çocuklar, gençler onların umurunda bile değil…
Onlara göre ortalık güllük, gülistanlık… İktidarla muhalefet gülüşüyor, el sıkışıyor.
Ortaçağ dönemine doğru hızla yol alıyoruz…
Bir an önce bu gidişe “DUR” demezsek, geleceğimiz, istikbalimiz karanlık, hem de zifiri karanlık olacak…
Son sözüm:
Bu ülke iktidarı ile muhalefeti ile bir değişim geçirmeli ve güneş yeniden doğmalı vatanımızın üstüne…
Yoksa bu gidiş, gidiş değil…
Bir yanıt yazın